Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ U ] / Uçuçu

Uçuçu перевод на английский

163 параллельный перевод
Uçuçu sana doğru atacağım!
Doc, I'm gonna slip you the Hoverboard!
Bu kayalar çok yüksek sıcaklıklardan gelmiş. Dünya'nın derinliklerinde magmada kristalize olmuş ve büyük bir hızla yüzeye, uçucu maddelerde dopdolu halde suyun içine gelmişler.
These rocks came from very high temperatures, crystallised out from magmas that came from deep in the Earth, very rapidly to the surface, high in volatile content, high in water.
Hayat zaten uçucu bir nefes.
You'll see, it'll pass like a breath. Oh, my dear.. Life is a fleeting breath.
İyi bir uçucu.
A great flier.
Ölü bir uçucu canlı bir yakalayıcı oldu.
A dead flier becomes a live catcher.
O bir uçucu olmaya alışık.
He used to be a flier.
Uçucu olmak istiyor.
He wants to be a flier.
İşte şimdi bir uçucu gibi görünmeye başladın.
You're beginning to look like a flier.
- Bugün hiç uçucu yok.
- There are no fliers today.
Eğer istiyorsan senden iyi bir uçucu olur.
- You'd be good if you wanted to be a flier.
Çünkü bir uçucu bir tutucu vardır ve kimse onların arasına giremez.
Because one flies and one catches, and no one comes between.
Mike bu işe ikna olduğuna göre kendisine çok iyi bir uçucu bulmuş olmalı.
He must have found a good flier to tempt Mike out of the rafters.
Uçucu olan sensin.
You are the flier.
Uçucu olmak istiyorsun, değil mi?
You wanna be a flier, don't you?
Önemli olanın uçucu olduğunu unutmayacak kadar akıllısın.
You're wise to remember that it is the flier who's important.
Gösteride uçucu dışında kimseye gerek yok.
In your act, nobody is necessary except the flier.
Beyaz giydiğinde, bir bakire gibi saf ve üstün olur. Bir orada bir buradadır. Pamuk kadar hafif, bir yaz havası kadar uçucu ve bir anda, kar kadar pırıItıIıdır.
Dressed all in white, she is virgin, pure, superior... flitting from place to place... insubstantial as thistle down... intangible as a summer's breeze.
Paracelcus'tan 200 yıl sonra simyacıların,... "uçucu madde" teorisinde yapmaya çalıştıkları gibi. Ancak böyle bir madde yoktur.
200 years after Paracelsus that is what chemists tried to do in the theory of phlogiston.
Bilinenin ötesinde, her zaman başka, uzak bir yerde, asla ele geçirilemeyen uçucu bir hayalet!
She's always just beyond, always out of reach
Alkol, şekerlerin mayalanmasından yapılmış renksiz, uçucu bir sıvıdır. Ayrıca, belirli karbon tabanlı yaşam formları için keyif verici etkisinden bahseder.
'It says that alcohol is a colourless volatile liquid'formed by the fermentation of sugars,'and also notes its intoxicating effect'on certain carbon-based lifeforms.
Uçucu oğlanlar.
Pansy-ass flyboys.
Daha önce hiç bu kadar uçucu olmamıştı.
It's never been this volatile before.
Kontrol sürecinde uçucu kimyasallar kullanıyoruz, çok tehlikelidirler.
Part of the inspection process involves... volatile chemicals, very dangerous.
Uçucu bir sıvı eklediğiniz de her yerde kullanılan bir bomba elde ederseniz.
Add a volatile liquid, and you've got a bomb you can wear anyplace.
Bir uçucu gibi yükseğe!
Higher like a Flyer!
Daha önce hiç böyle bir sürü olmamıştı... Bir Uzunboyun, bir Üçboynuz, bir Büyükağız, bir Uçucu, ve bir Dikenkuyruk. Hepsi, eğer yollarını kaybederlerse... açlıktan öleceklerini... veya kendilerini Keskindiş'in gölgesinde bulacaklarını biliyorlardı.
There had never been such a herd before, a Longneck, a Three-horn, a Bigmouth, a Flyer, and a Spiketail, all together, all knowing that if they lost their way, they would starve or find themselves in Sharptooth's shadow.
Trioxi nin deneysel kullanımda bile çok tehlikeli ve ucucu bir gaz olduğu dikkate alınmıştı. Öldürücü silahın yapımı birkaç yıl önce durduruldu.
Trioxi was soo cosidered too dagerous ad volatile, eve for experimetal use, lterest i the lethal compoud was abadoed several years ago,
Uçucu mürekkep. Darılmamışsın umarım.
No hard feelings, I hope.
Bay Allen, yüksek derecede uçucu ve tepki verici kimyasal maddelere maruz kaldınız.
Mr. Allen you've been exposed to highly volatile and reactive chemicals.
Trilithiumun ne kadar uçucu olduğunu biliyor musun?
Do you know how volatile trilithium is?
Doğanın en uçucu maddelerinden biri.
One of nature's most volatile substances.
Şirketimiz çelik, Petrol ürünleri ve uçucu kimyasallar üretiyor.
We make steel, petroleum products... and volatile chemicals.
Çok uçucu bir bileşiktir.
Excuse me. That`s very volatile.
Şimdi, potasyum Dünya'daki en uçucu alkali metal olabilir.
Now potassium can be one of the most volatile alkali metals on earth.
Süper uçucu.
Superfly.
Bu gibi... belçikalı bir dantel... Narin ve uçucu daha yakından bakmak istiyorum.
It's like a... a belgian lace... delicate and volatile.
Dünyevi, ama... uçucu. 1992 Dasani.
Hmm...'92 Dasani.
Kokusuz, renksiz, uçucu bir gaz. Sinir sistemini etkileyip, ishale ve yüzde tiklerin oluşmasına neden oluyor!
- Lt's a deadly, odorless, colorless, liquidless gas that attacks the central nervous system and causes diarrhea and facial tics!
Sadece sıvı formunda uçucu.
It's only volatile in its liquid form.
Bu bidonlarda herhangi bir uçucu madde var mı?
Any volatile material in those containers?
Bu şeyin 30 ° C üzerinde uçucu olduğunun farkında mısın?
You're aware this stuff is volatile above 30 degrees Celsius?
Diğeri de uçucu.
One's volatile.
Korkusuz uçucu!
Fearless flier!
Uçucu ve yanıcı bir malzeme.
Flammable.
Masumiyet kadar uçucu olan yeni ve cesur bir girişime içiyorum.
Just fleeting as fucking innocence, let me toast a bold new venture.
Uçucu tuz vereceğiz ona!
Smelling salts is what we're going to administer!
İşte burnuna bir doz... uçucu toz!
Here is a fucking dose... of smelling salts to your nose!
Tüm uçucu böcekler arasında belki de en başarılıları olan süprüntü sinekleri için kusursuz bir hava kontrolü, erkeği dişisi için çekici yapan önemli bir unsurdur.
For hover flies, arguably the most accomplished of all insect aviators, immaculate aerial control is what makes a male attractive to a female.
Adı Jean-Baptiste Grenouille idi. Adının bugünlerde unutulmuş olmasının nedeni hayatındaki tek hırsının, tarihin asla iz bırakmayan bir alanında kısıtlı olmasıydı kokuların uçucu krallığında!
His name was Jean-Baptiste Grenouille, and if his name has been forgotten today, it is for the reason that his ambition was restricted to a domain that leaves no trace in history :
Kalıcı ama yine de uçucu bir esans gibi.
An oil heady but volatile.
bozuşma, böcek aktivitesi... çürümeden kaynaklanan, topraktaki uçucu yağ asidi sevieleri yaklaşık altı aydır gömülü olduğunu ön görüyor.
decomp, insect activity... volatile fatty acid levels in the soil, due to putrefaction... suggests she was buried for approximately 6 months.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]