Vadi перевод на английский
1,003 параллельный перевод
Karşıdaki beyaz büyük dağı görüyorsunuz hemen eteklerinde size bahsettiğim vadi uzanıyor.
Yonder stands the great white mountain. And down below lies the valley I've told you about.
Hepiniz iyisiniz ve artık yerleştiniz. artık bu vadi bana fazla medeni gelmeye başladı.
You is all nice and settled now. And this here valley is gettin altogether too civilized for me.
Bu vadi, Las Hurdes'in önemli köylerinde vaaz veren hıristiyan Carmelita keşişleri tarafından dört asırdır mesken edinilmiştir.
For centuries this has been home to monks of the Carmelite order. They preached Christianity in the villages of Las Hurdes.
İki kez vadi dışına çıkıp kılavuzlara rüşvet verdi.
She's made two trips to the plateau to bribe the porters.
Biz ekselanslarından yerlilerle ticaretin yasaklanmasını ricaya geldik, ve vadi için askeri koruma istiyoruz.
We've come to request Your Excellency to forbid trade with the Indians, and to ask military protection for the valley.
Vadi kapalı. - Dur. Geri dönün.
The valley is closed.
Vadi kapalı.Geri dönün.
Turn back. - The valley is closed. - Stop.
Durun, Vadi kapalı.Geri dönün.
Turn back. The valley is closed. Turn back.
Bu işle ilgili olan herkesin aranmasını ve bulunmasını istiyorum. Benim James Smith veya herhangi bir Vadi sakiniyle sorunum yok.
You will lend your assistance in discovering and apprehending all persons who may be concerned.
Vadi'de, ağaçların altından akan akarsuda balık tutuyorsun.
Fishing in the stream... that runs under the arboreal dell.
Biri bir şarkı başlatırdı ve vadi seslerin yankısıyla dolardı.
Someone would strike up a song... and the valley would ring with the sound of many voices.
- Bunun anlamı... Vadi'den bir şey eksildi ve yeri bir daha asla dolmayacak.
It means that... something has gone out of this valley that may never be replaced.
Idris, Owen Vadi'deki herkesi toplayın.
Idris, Owen, all of you. Fetch everyone from all the valleys round.
Zorlukların gölgesi altındaki vadi.
The valley of the shadow of adversity.
Nehrin karşısında orkidelerle dolu bir vadi var.
There's a whole valley of orchids just across the river.
Hangi vadi Charlie?
What arroyo, Charlie?
Kayak merkezlerinin isimleri "Vadi" oluyor, Güneş Vadisi gibi.
Skiing resorts are often called valleys.
Başka bir tepe, büyük vadi, beşinci şehir.
'Big valley.'
Eğer hangilerinin açık olduğunu biliyorsan... daha kuzeyde bir sürü vadi var.
Up north there are lots of canyons and draws... if you know which ones are open.
Vadi tabanındaki gölgemi görünce... altının anahtarının bu pencere olduğunu anladım.
And when I saw my shadow on the valley floor... I knew this window was the key to the gold.
Korunaklı bir vadi, yeşil bir otlak.
A sheltered valley, good green pasture.
Sanırım bu vadi sana çok şey ifade ediyor.
I guess this valley means a lot to you.
Kane, sen ve adamların bayırın tepesinde vadi sürüsüyle beraber onlarla buluşacaksınız.
Kane, you and your men will meet them at the foot of the ridge with the valley herd.
Vadi boyunca bakarlar ve atlarından inerler... General Robert E. Lee'nin Traveller adındaki gri atıda oradaydı.
And as the horses parted there was General Robert E. Lee, setting his gray horse, name of Traveller.
Sonra vadi boyunca tekrar baktı
Then he looks out across the valley again.
Aklımdaki vadi gibi.
Like a valley I got in mind.
- "Vadi."
- "Valley".
Toprağı verimli olan bir vadi bulacağız.
We'll find a valley where the earth is rich.
Sol tarafta küçük bir vadi var, sonunda da şelale var.
Uh-huh. There's a little box canyon off to the left and a waterfall at the end of it.
Burası büyük bir vadi.
This is a big valley.
Eğer benim için olmazsa, vadi de olmaz, depo da olmaz.
If it wasn't for me, there wouldn't be any valley, wouldn't be any stock.
Sanırım vadi boyunca ilerleyeceğiz.
I figure we'll go down through the valley.
Vadi Rus devriyelerin silahlarıya korunuyordu...
The valley was within range of gunfire of Russian patrols...
Japonya tüm radyoaktivitenin içinde toplandığı bir tür vadi.
Japan's a sort of valley that all radioactivity flows into.
Mesela bu vadi. Ortalığı kana bulamak için bir neden olacağını düşünmezsin, değil mi?
You wouldn't think there'd be any cause to put blood on the landscape, would you?
Vadi meselesini onun için hallettikten sonra, daha önce yaptığı gibi beni kovacaktır.
When I get the valley clear for him, he's going to kick me out, like he did before.
Parrish bu kadar inatçı olmasaydı vadi senin olacaktı.
If Mr. Parrish weren't so stubborn, the valley would be yours.
Vadi için sana söz verdim.
I promised you the valley.
Buradan üç gün, seçimimizi Powder Nehrinin dönemecinde sakin bir vadi, veya... yüksek bir yerde... yapabilirdik.
Three days from here, we could take our choice - the bend of the Powder River... a quiet valley... or a high place.
Vadi`deki katiller bundan zevk alacak.
It makes me appreciate the killers out West.
Biliyordum zaten. Bu vadi ve kalenin havadaki dalgaları toplayıp büyük bir anten görevi yapacağını biliyordum.
I knew it, the valley and the castle they're like a great dish collecting the waves from space.
Volkanik sıcaklık şu tepelerdeki buzun erimesine ve bu vadi üzerindeki bulutların oluşmasına sebep oluyor.
Rising volcanic heat melts the ice on top of those cliffs and turns it into the clouds that hang over this valley.
Tahminime göre bu vadi hâlâ Mezozoik çağda.
It's my guess that this valley is still in the Mesozoic era.
Tüm vadi benim.
The whole valley's mine.
Tony burada büyük bir vadi işlettiğinizi söyledi.
Tony says you're running a big valley here.
Birkaç şarkı ve yarım şişe sonra, size bir vadi vaat ediyor.
Couple of songs and a half a bottle later, he's bought you a rig, promised a valley.
Büyük bir vadi ve çok yer var
It's a big valley, plenty of room.
Vadi eve ne kadar uzak?
You forbid it?
Vadi kapalı, geri dönün.
No.
- Vadi kapalı.
Turn back. - Stop.
VADIM NOVIKOV 1. Müşteri : YURI DUBROVIN 2.
- VADI M NOVI KOV 1 st Customer-YURI DUBROVI N 2nd Customer-ANDREI TARKOVSKY