Vane перевод на английский
263 параллельный перевод
- Eskiden adın Vane miydi? - Hayır yalan.
No, never!
Size İki Kaplumbağa'nın gururu Sibyl Vane'imizi takdim ediyorum.
I give you the sweetheart of the two turtles, our own sibyl vane.
Geceler boyu Dorian, Sibyl Vane'i izlemek için İki Kaplumbağa'ya gitti.
Night after night, dorian went to the two turtles to watch sibyl vane.
Bir sanatsever, bayan Vane.
A patron of the arts, mrs. Vane.
Bayan Vane, benim için Küçük Sarı Kuş'u söyleyebilir misiniz?
Miss vane, will you sing the little yellow bird for me... now?
Bayan Vane, Sir Tristan - sizin bu şekilde hitap ettiğiniz - hiç Basil Hallward tarafından yapılan portresini gösterdi mi?
Miss vane, has sir tristan - as you've charmingly called him - ever invited you to see the portrait basil hallward has made of him?
Beş dakika kaldı, bayan Vane.
Five minutes, miss vane.
Sibyl Vane'e zalimce davranmıştı, ama bunu düzeltebilirdi.
He had been cruel to sibyl vane, but he could make that right.
Sibyl Vane'den bahsediyorsun.
You mean about sibyl vane.
Sibyl Vane ile evleneceğim.
I'm going to marry sibyl vane.
Sibyl Vane ölmüş.
Sibyl vane is dead.
Yani ben Sibyl Vane'i öldürdüm, tıpkı boğazını keser gibi.
So i have murdered sibyl vane, as surely as if i'd cut her throat.
Sibyl Vane yeni ölmüşken operaya mı gittin?
You went to the opera with sibyl vane lying dead?
İstediğin paraysa... Ben Sibyl Vane'in kardeşiyim.
If it's money you want - i'm sibyl vane's brother.
Sibyl Vane ölmüştü, ve kardeşi... Kimsesizler mezarlığına gömülecekti.
Sibyl vane was dead, and now her brother would be hidden in a nameless grave.
Ben bir komutanım, bir rüzgar gülü ya da bir kadın avcısı değilim..
This brigade is a weather vane, a womanizer.
Rüzgarın basınç yaptığı şu fırıldağa bağlı iğne hızımızı göstermekte.
The wind pressing against this vane... actuates the needle which indicates the speed.
Vane tusti.
- ( Phone beeping )
Tusti!
- Vane tusti. Tusti!
Rüzgar oku gibi mi?
Like the weather vane?
İstediğin otomatik dümen pinelini getirdi.
He brought the self-steering vane you wanted.
Bir pinel parçası.
Part of a vane.
Otomatik dümen pineli.
The self-steering vane.
Ve bu pinel parçası, o bunun için miydi?
And this part of the vane, that's what this is for?
Pinel kendi kendini ayarlıyor.
The vane is self-adjusting.
O otomatik dümen pineli.
That's the self-steering vane.
Ve bu Yole'u tamamen bu pinel götürüyor.
And this whole yawl is driven by this vane.
Oh, pineli oraya aşağıya yerleştirin.
Oh, you put the vane on down there.
Şey, ne olmuş olabilir, tahmine çalışıyorum, Kaptan pineli oraya arka tarafa yerleştirdi, oraya çıktı, civatayı söküp aldı, bu tarafa yöneldi.
Well, what could've happened, I'm speculating, is the Commodore had put the vane back there, came up here, took the nut off, turned around this way.
Civatayı söküp aldı, otomatik dümen pinelini almağa gitti,
Taking the nut off, going to get the self-steering vane,
Ve kıskançsın, kıskançsın!
And you're vane, you are!
Vane Caddesi'nde oturuyordun değil mi?
You're living in Vane Street, aren't you?
Ben Sylvia Vane.
I'm Sylvia Vane.
Bayan Vane, bir dakikalığına şuraya oturursanız, Size açıklamaya çalışacağım.
Miss Vane, if you'll just sit here for a moment, I will attempt... to explain this to you.
Yükleri nereye koyuyorlar?
The vane. Where did that wench put the vane?
Ya senin, Vane, en kötü doğum günün hangisiydi?
What was your worst birthday, Wayne?
Vane, kafanı şapka takmanın dışında şeylere de kullan.
Wayne, use your head for something besides wearing your hat.
Vane, bu işte başına gelen en kötü şey neydi.
Wayne, what's the worst thing that's ever happened to you on this job?
Phil, Vane ve ben mezarlığı araştıracağız.
Phil, Wayne and I will check out the cemetery.
Kapa çeneni, Vane!
Bite me, Wayne.
Vane, adamı kilitlemiştin.
Wayne, you locked him in.
- Susar mısın Vane?
Just shut up, Wayne.
- Yapma. Yapma dedim, Vane!
Don't you do it, Wayne.
- Vane, ona dokunma!
Don't you touch her.
Seni geberteceğim, Vane!
Get back here. For Christ's sake, just dump her here, Wayne.
Vane, ne yapıyorsun?
Wayne. Wayne, what are you doing?
- Hayır.
Were you ever called vane?
Bayan Vane? Bayan Vane?
Miss Vane?
Dün gece çatıma çıkıp rüzgâr fırıldağımı mı çaldın?
Were you on my roof last night stealing my weather vane?
Merhabalar. Vane, doğum günün kutlu olsun.
Well, hello, gentlemen.
Ona inanıyor musun? Evet, Vane.
Do you believe him?