Vanına перевод на английский
595 параллельный перевод
Dinle Van Rumple, bazılarının milyon doları olması... kollarını diğer insanlara dolayacakları anlamına gelmiyor.
Listen, Van Rumple, just because some people have a million dollars... doesn't mean they can put their arms around other people.
Van Ellyn, eğer Bay Lincoln farkına varırsa...
Van Ellyn, if ever Mr Lincoln finds out -
Lord Cenapları adına, rica etsem Rembrandt van Rijn'ın başyapıtının açılışını yapar mısınız lütfen?
In the name of their lordships, I request you to unveil... Rembrandt Van Rijn's masterpiece.
İflas Mahkemesi adına, ressam Rembrandt van Rijn'ın tüm taşınır ve taşınmaz mallarının icra yoluyla zorunlu satışını başlatıyorum.
On behalf of the bankruptcy court I open the forced sale... of all the movable and immovable property of the painter Rembrandt.
Bence hepiniz, Dr Van Straaten'ın hukuku bir kenara atmasına izin verdiğiniz için gülünç bir şekilde iradesizsiniz.
I think you are all being ridiculously weak-minded, letting Dr Van Straaten lay down the law.
Dosdoğru süt aracına gidiyor.
Here she comes, straight for the milk van.
Neden Bay Van Gogh'u odasına götürüp kurallarımızı anlatmıyorsun...
Now, why don't you take Mr. Van Gogh to his room... let him know our rules and habits...
Vinçli kamyonet ile kamyonun icabına baktın mı? Evet.
Are the crane truck and the van taken care of?
Bayan Van Daan'ın yatağına ıslak bezi koymam gibi.
Like putting the wet mop in Mrs. Van Daan's bed.
Petronella Van Daan'ın arkadaşlığımızı bozmasına müsaade etmem.
I'm not going to let Petronella Van Daan spoil our friendship.
David ise Bayan Van Oesen'in sınıfına.
David goes to Mrs. Van Oesen.
Van Worden adına!
In the name of Van Worden!
Bak sen bizim bahçıvanın yaptığına! Hızlı yoldan zengin olmaya çalışıyor.
There's more than flowers in here, so you want to make a fortune without working.
Dün öğleden sonra 3 : 30 sıralarında, Vegas'a uçtuk ve Van Nuys Havaalanına indik.
Yesterday afternoon about 3 : 30, we flew in from Vegas and landed at Van Nuys Airport.
Acaba, Bay Sampson için dün Van Nuys Havaalanına
Say, did you send a limousine for a Mr. Sampson
Ancak Dr. Van Gelder'in nerede yaralandığına değinmediniz.
But you haven't mentioned where Dr Van Gelder's injury occurred.
Adams'a göre, Van Gelder problemi kendi başına yarattı.
According to Adams, Van Gelder created his own problem.
Merkezden Altın Vagon Operasyonu'na.
Headquarters calling Operation Gold Van.
- Merkezden Altın Vagon Operasyonu'na.
- Headquarters to Operation Gold Van.
Merkezden Altın Vagon Operasyonu'na.
Headquarters to Operation Gold Van.
Yandaki odadan Bayan Van Hoskins'in odasına girip... mücevherleri bodruma götür.
Enter Mrs. Van Hoskins'room through the adjoining room take the jewel case and go to the basement.
Daha sonrasında Van Dongen eseri dikkatlice inceledi... ve bu tabloyu kendisinin yaptığına yemin etti.
Van Dongen studied it carefully... and then swore that he'd painted it himself.
Ailesini bulmasına yardım etmek için dün genç bir adam Alice Van Dam'ı polis merkezine getirdi.
To help find her parents, a young man brought Alice Van Dam to police headquarters yesterday.
Bu gece kardeşinin kamyonetini getir, taş ocağına atarız.
Bring your brother's van tonight and we'll stick him in the quarry.
Kampn kapılarına yakın bekleyen... gri renkli, tuhaf bir kamyon görmüştük.
We had seen a strange van grey coloured, waiting near the gates of the camp.
Bayan Van Niekirk, dostunuz Shack'ın küvette olmamasına şaşırdım.
Mrs. Van Niekirk, your friend Shack, I'm surprised he's not in the bath.
Simya çalışmalarına meraklı biri olmamın yanı sıra ki bu neredeyse cıvanın hacmini arttırmama yol açıyordu falcılık konusunda da uzmanım.
Besides being a dilettante in the studies of alchemy, which almost led me to increase the volume of mercury, I am an expert in divination. Take this.
# Leydenlı Rembrandt van Rijn ve Leeuwardenli Saskia van Uylenburgh'un.. #... oğlu Titus, Baba, Oğul ve Kutsal ruh adına... #... 22 Eylül 1641 tarihinde seni vaftiz ediyorum.
I baptise thee, Titus, son of Rembrandt van Rijn of Leiden and Saskia van Uylenburgh of Leeuwarden, 22 September 1641 in the name of the Father, the Son and the Holy Spirit.
# Rembrandt'ın ölümü ya da yeniden evlenmesi durumunda, servetin yarısı... #... mirasçılarına, yarısı da vasiyet eden kadının kız kardeşi Hiske'ye kalacaktır.
Upon Rembrandt's remarriage or death, half of the estate will go to his heirs, the other half to Hiske van Uylenburgh, the testatrix'sister.
# Her iki tarafı da dinledikten sonra, yargıçlar şu karara varmıştır : # Dirx'in, Van Rijn'ın kendisine evlilik vaadinde bulunduğu iddiasına... #... yeterli kanıt bulunamamıştır ancak, davacı Dirx'in, Titus'ı mirasçısı olarak kabul etmeye devam etmesi koşuluyla, Van Rijn kendisine derhal 160 Florin, Dirx hayatta kaldığı sürece de her yıl 200 Florin aylık ödeyecektir.
After hearing both parties, the commissioners pass the verdict that for Dirx'claim as to Van Rijn's wedding vows insufficient proof has been produced but that nevertheless Van Rijn is fined to pay 160 guilders at once and 200 guilders annually for the rest of her life provided that claimant maintains her testament fully in favour of Titus.
Umarım şu üstat Rembrandt kızımın portresini aslına biraz benzetir.
And perhaps I may hope that master Van Rijn will give my daughter's portrait some resemblance.
# Evet, Rembrandt'a açık açık söylenmeli, oğlu Titus ve Hendrickje Stoffels... #... resim, gravür, bakır levha, ağaç baskı ve benzeri sanatsal... #... ürünlerin ticaretini yapmak üzere kendi başlarına iş kurmaya... #... karar verdiler, çünkü Rembrandt'ın tüm yapıtları alacaklılarına ait olacak.
Yes, make clear to him that Titus van Rijn en Hendrickje Stoffels agreed to set up a trade in paintings, paper art, copperplates and woodcuts and similar objects solely because otherwise all proceeds from his work will go to the creditors.
Sonra, sakladığı Van Schuyler'ın şalını aldı. Sesi boğmak ve yanık izlerini önlemek için silaha sardı ve bacağına ateş etti.
Doyle then takes Madame Van Schuyler's stole which he had previously hidden, and wrapping up the gun in it in order both to muffle sound and to prevent scorching, fires a bullet into his own leg.
Minibüste fazla kalarak bunu tehlikeye attın. Başına gelenleri görüyorsun.
You cut it much too close with that van and look what it got you.
Araba dışarıda seni canlı öğle yayınına götürmek için bekliyor.
The van is waiting to take you to your "Live at Noon" spot.
Altın, önce deniz kıyısına oradan da Kırım'a gönderilmek üzere Folkestone treninin bagaj vagonuna yükleniyordu.
At the station the gold was loaded into the luggage van of the Folkestone train... for shipment to the coast and from there to the Crimea.
Ve bu yeterince kötü değilmiş gibi, bagaj vagonunun kapısına yeni bir kilit takmışlar.
And if that ain't bad enough, they've gone and fitted a lock on the luggage van door.
Şimdiye dek yaşamış tüm Van Helsing'ler adına.
In the name of all the Van Helsings who have ever lived.
Harika, bu tüm kızları Van Nuys Bulvarı'nın batısına çekecek.
Great, that'll attract every girl west of Van Nuys Boulevard.
Arkadaşlarına... minübüsünde çılgınlar gibi seviştiğimizi mi söyledin?
Did you tell your friends... I boffed your brains out in your van?
Polonyalı biri "Gaz!" diye bağırdı. Sonra şoför arabaya gaz akışını sağlayan boruyu takmak üzere arabanın altına girdi.
Then the driver got under the van to hook up the pipe that fed the gas into the van.
Minibüsün arkasına bin çabuk!
Get in the back of the van!
Böyle düşündüm çünkü, cezaevi aracına binerken bana seslenmiştin.
I thought you would, because you called out to me as I walked into the prison van.
Van Doren tekniği % 2.4 oranına kadar kusursuzlaşmıştır.
Van Doren's technique has been perfected to 2.4 percent.
Gordon'u tanırsın Anton, Allah aşkına o bir bahçıvan.
Anton, you know Gordon. He's a gardener, for God's sake.
Bay Van Branks, üstünüzün aranmasına bir itirazınız yoktur herhalde?
Now, Mr Von Braks, you have no objection to being searched, I take it?
Minibüsü senin adına kayıtlı.
He blew up a building and is driving a van registered in your name.
Van Mayter, 23 - geçişine git ve Köprü bağlantılarına bak.
Van Mayter, go to 23-M and look at those bridge connectors.
Nerede bu salak? - Dillon ve Van Kelt'in odasına bak.
- Check with Dillon and Van Kelt.
Eti tepsiye koy, kamyonetin arkasına atayım.
Put your meat on the tray, I'll put it in the back of the van.
Marie ve bahçıvanın da yaşlılık günlerini, güvence altına alacaksınız.
You'll take care of Marie... and the gardener.