Vardım перевод на английский
37,342 параллельный перевод
Hedefe vardım.
I'm at the target.
Kıyametin gelip gelmediğine inanmamın bir önemi olmadığının farkına vardım.
I realized it doesn't actually matter if I believe if the apocalypse is coming or not...
Beni benden alacak, içinde süper mantarlarım vardı.
Had these super top-shelf mushrooms in it, really gonna open up my world.
Hani bana fularını veren bir hastan vardı ya... Yardım ettiğin kişi o mu?
Your patient, the one who gave me this scarf, is she who you were trying to help?
Pekala, eminim onlarında bir hikayesi vardır, ancak duymaya istekli değilim.
Well, I'm sure they have a story, too, but just not one I'm eager to hear.
Eğer biraz yıkım yapmak istiyorsanız muhtemelen benim de sizinle yapabileceğim şeyler vardır.
Uh, if you're gonna... gonna do some destruction, I probably have a thing that you might be into.
Her nereliysen eminim ki oranın da adına yazılmış garip şarkıları vardır.
Whatever, I'm sure wherever you're from has strange songs written about it, too.
ABD'nin Maverick füzeleri, Barmal yakınlarındaki bir apartmanı vurdu. O apartmanda yüzün üzerinde sivil vardı, karım ve iki kızım da dâhil.
U.S. Maverick missiles struck an apartment building outside Barmal holding over 100 civilians, including my wife and two daughters.
Halkın içinden aktivistlere, liderlere ihtiyacım vardı. Memurlara değil.
I needed community activist leaders, not civil servants.
Ama bir parti vardı ve bütün gece orada kaldım.
But there was a party and I stayed all night.
Kapıya vardığımızda cüzdanımı unuttuğumu fark ettim.
When we go to the door, I realized I had forgotten my wallet.
Ortak bir arkadaşımız vardı.
We had a mutual friend.
Amarillo'ya vardığımızda, söylediğimi yapsanız iyi olur, ikiniz de.
When we get to Amarillo, I think it would be best to do as I say, both of you.
Ama söz veriyorum, gideceğimiz yere vardığımızda, Sana söylediğim her şeyin doğru olduğunu bileceksin.
But I promise, once we reach our destination, you'll know that everything I've told you is true.
Gece gözlerim pek iyi görmez, bu yüzden çok hayvan ezmişliğim vardır.
I'm night blind, so I've run over a lot of animals.
Bir takımı da, Darius'un onlara getirebileceği sokak uyuşturucularına bağımlıydı. Çünkü Oakland'deki satıcılarla bağlantısı vardı.
A number of those men were addicted to street drugs that Darius could get for them because of his connections with the Oakland dealers.
Eskiden Augie Freck adında bir ortağım vardı.
No. You know, I used to have this partner, Augie Freck.
" Dedektif Liem'la Bayan Aubrey'le konuştuğumuzda bize Huckleberry'de günlük olarak koşuya çıktığını ve genelde öğlen 2 civarı vardığını belirtti.
When Detective Liem and I interviewed Ms. Aubrey, she informed us she hikes daily at Huckleberry Regional Preserve and usually arrives around 2 : 00 P.M.
Geçmem gereken sınıfta notlarımda sıkıntılarım vardı. Onun sayesinde notlarım tavan yapmıştı.
I'm having this problem with this breadth requirement, this class I had to pass, and I ended up getting an A-plus because of her.
Şüpheliye istediğini vermeme planımız vardı ya?
You know the plan where we don't give the unsub what he wants?
Kapıda birileri vardı, ben de onları içeri aldım.
Someone was at the door, so I let them in.
Neden yeni bir televizyona ihtiyacımız vardı ki zaten?
Why did we need a new TV anyway?
Sanırım benim gibi hisseden birçok kadın vardır.
I imagine that many women feel the same way as I do.
Çok ihtiyacım vardı.
I really needed that.
Buna ihtiyacım vardı.
Thank you. I needed it.
Sadece şu manzaraya bak, buna fena halde ihtiyacımız vardı.
Just look at this view ; we needed this so badly. It's-it's perfect.
Venedik'e vardığımızda, keyfimiz yerindeydi.
As we arrived in Venice, we were in good spirits.
Ancak, müşkülpesent iş arkadaşımın bir derdi vardı.
However, my finickity colleague had an issue.
Ama BMW'deki aynı topraklara vardığınızda... Spoyleri katlamak için bir takım erkeğe ihtiyacınız olacak Ve sürüş yüksekliğini ayarlayın.
But when you arrive at the same hump in the BMW... you will need a team of men to fold away the spoiler and adjust the ride height.
12.yüzyılda insanların göz kapakları da vardı ve kimse "Hadi şunlardan kurtulalım, bunlar eski moda" demedi ama.
But people had eyelids in the 12th century, and nobody's deciding, "Let's get rid of those, they're old hat."
Başrollerde Kathleen Turner, Michael Douglas vardı. Ve sanırım bir de Danny DeVitto.
Starring Kathleen Turner, Michael Douglas, and, I think, Danny DeVito.
Ama aynı zamanda hem yarış pilotu hem de takım sahibi olarak sayısız galibiyeti vardı.
But he'd also racked up countless victories as a driver and team owner.
Ama ben yatmadım, Çünkü katılmak için bir işim vardı.
But I didn't go to bed, because I had business to attend to.
Belki de, benim de böyle bir yanım vardı, ama kimse beni bu konuda cesaretlendirmedi.
You know, maybe I've had an artistic side in me all along and nobody knew to empower it.
On numara bir dolap fikrim vardı. Elbiselerin astarını saklamak için dolabın dibine haç şeklinde bir bölme yaptım.
Now, one of my groovier closet ideas was a hutch for your skis that latched onto the end of your closet.
Ve yanılıyorsam beni düzelt beni tutmanın da iki sebebi vardı.
And correct me if I'm wrong, but those are two of the reasons why you hired me.
Muhabir olduğum zamanlar, Afganistan'da 43. piyade'de savaş muhabirliği yaptım. Onlarla birlikte bir Birleşmiş Milletler tercümanı vardı, Pascal.
When I was a reporter embedded with the 43rd Infantry in Afghanistan, there was a U.N. interpreter with them...
Penny'yle benim bile birlikte yaşamaya başladığımızda bir öğrenme süreci vardı.
Look, even when Penny and I started living together, there was a-a learning curve.
- Cleaver onu San Diego'ya bizzat götürmeni istiyor. Ve oraya vardığınız zaman botuna bindiğinden emin ol, tamam mıdır?
- Cleaver wants you to drive her to San Diego personally, and once you're there, make sure she makes it onto her boat, you dig?
Sabah bulantım vardı sadece.
I just had a bout of morning sickness.
Biraz savurganlık yaptım çünkü babamın gaza ihtiyacı vardı.
I splurged a bit because my dad needed the boost.
Sabah erken ameliyatım vardı.
Yeah, early surgery.
Yeni bir asistana ihtiyacımız vardı. O da çok iyi bir asistan.
We needed a new resident, and she's a good one.
Sadece tek bir arkadaşım vardı.
Had exactly one friend.
Umarım o film vardır, hani kadının siyahi bir kadınmış gibi konuştuğu Huge Grant ve Meryl Streep'in oynadığı film.
Oh, I already hope they, uh, I hope they have that Huge Grant-Meryl Streep movie that sounds like a black lady.
Belki de biraz büyümeye ihtiyacımız vardır.
You know, maybe we need to grow up a bit.
Üçüncüsü, yardıma ihtiyacım vardı ve seninle tekrar iletişim kurmak istedim.
And three, I needed help and wanted to reconnect with you.
Gerçekten bir takım arkadaşına ihtiyacım vardı.
I really needed a teammate.
Eski noelin ruhu gibiyim. Geleceğin de ruhuyum. Zira geminiz limana vardığında FBI baskını olacağını biliyorum.
I'm like the Ghost of Christmas Past... and Future, which is how I know the FBI will board your ship the moment it docks.
Dr. Rayburn, eminim bir yerlerde sizin yardımınıza muhtaç birileri vardır.
Dr. Rayburn, I'm sure someone is sick somewhere who could use your assistance.
Umarım eğlenceli planların vardır.
I hope you have something very fun planned.