Varsa перевод на английский
39,829 параллельный перевод
Hem de her birimiz. Tabi deneyecek cesaretimiz varsa.
We all, if we have the courage..
Bir zorbayla ilgili bir sorunun varsa, bir öğretmenle konuşmanızı istiyorum.
If you have a problem with a bully, I need you to speak to a teacher.
Bak, eğer evrenin iyilik borçlu olduğu birisi varsa o da sensin.
Look, if the universe owes anyone a solid, I think it's you.
Onlara zarar verme imkânınız varsa tereddüt etmeyin.
If you got the opportunity to hurt them, do not hesitate.
Eğer gizemli cesedinin dövmesi varsa, izleri orada olacaktır.
If your mystery corpse had tattoos, the signs will be there.
Eğer bu karanlığa ışık tutacak biri varsa, elbette siz olacaksınız.
If anyone can throw any light into this darkness, surely it will be you.
Bu vakayla ilgili başka şeyler varsa, görmen gerek.
If there's more to this case, you need to see it.
Haklımıyım certain Evet, emin olduğum bir şey varsa Chick Oda bu sezonun çok ilginç geçeceği gerçeği
well, if I'm certain of anything chick it's that this season is about to get even more interesting
Elinizde her ne varsa...
What you have...
Tabii dönecek bir ev varsa.
If there's even a... A home to get back to.
Tanrı varsa bile, bizi terk etti.
Even if god exists, he's forsaken us.
Bir tasarım varsa, ona uymamız kaçınılmaz.
If there is a design we are foregone to fit within it.
- Ne yapıyorsun? - Birileri varsa, bulmalıyız.
If there's someone out there, we need to find them.
Orada her ne varsa önce bizim bulmamızı istersiniz.
So whatever's there, you want us to find it first.
Duyan varsa cevap versin.
Anybody with ears, come back. - Respond.
Şansımız varsa Brooks görür.
With any luck, Brooks will see it.
İhtiyacınız olan bir şey varsa bana bildirin.
If there's anything you need, let me know.
İleride ne varsa beyin gücüne ihtiyacı var Sherlock duyguya değil.
Whatever lies ahead requires brainpower, Sherlock, not sentiment.
Varsa yoksa şirketin.
That's all you ever talk about.
İstediğin başka bir şey varsa...
And if there's anything else...
Bir amacın varsa olmaz Peter ki sen de bu yüzden buradasın.
Not if you have a purpose, Peter... which is why you're here.
Bandı olacak biri varsa o da sensin!
If anybody's gonna have tape, it's you!
Faydalı ne varsa.
Everything that's good for you.
- Ya sabıkamız varsa?
- What if we have priors?
Yatak varsa tabii.
Well, maybe if there was a bed.
Hakkımda bilmen gereken bir şey varsa Ray o da hiçbir şeye ihtiyaç duymadığımdır.
If there's one thing you should know about me, Ray, it's that I don't need anything.
- Ne varsa alırım.
- Oh, I'll have whatever.
Bay Jones'un aklı varsa yarın ofisini aradığımızda bu parayı hazır etmiş olur.
It'd be real smart for Mr. Jones to have that on him tomorrow when we call his office.
Danny'yle ilgili elinde ne varsa istiyorum.
Give me everything you have on Danny.
İçinde sadece votka ve tonik varsa evet.
yeah.
Hepimizin aynı fikirde olabileceği bir konu varsa o da şu : Bugüne dek abim bize hiç hayal kırıklığı yaşatmadı.
If there is one thing that we can all agree on, it's that my brother has never given us a reason to doubt him.
Ama gerçeği öğrenmek için ufak da olsa bir ihtimal varsa gitmeliyim.
But if there's even the smallest chance that I can find out the truth, then I have to go.
Neler olacağını bilmiyorum ama anne babamın ölümünde Gao'nun parmağı varsa onu parçalayacağım.
I'm not sure what's gonna happen, but... if Gao had anything to do with my parents'death, then I'm gonna rip her apart.
Şu sıralar çok fazla adalet savaşçısı yaralı hâlde kapıma dayanıyor. Elde avuçta ne varsa tükettiler.
Too many aggro would-be crime fighters keep showing up hurt and cleaning out my supplies.
Babamla ne derdin varsa bu senin sorunun.
And whatever your problem is with Dad... it's your problem.
İşler benim için değişti. Eski hayatına dönmek gibi bir umudun varsa - Danny ortadan kaldırılmalı.
Things changed for me. he must be removed.
Orada ne varsa o var.
Hey. What's there is there.
Bak, demek istediğim, yasal olarak, bir durum varsa bu aramızda kalır...
Look, I'm... I'm just saying, legally, if there's anything, this will stay between us if... this was...
Bu olayla ilgili sıra dışı bir durum varsa yani.
There's anything not, uh, ordinary about this case.
Bir şey söylemesi gereken varsa o benim.
Nothing that I don't need to say myself.
Neil'ın hikâyesi doğruysa ve bu hayaletin yardımına ihtiyacı varsa, neden, neden?
If Neil's story was true and this ghost needed your help, why, why?
Neye ihtiyacın varsa.
Anything you need.
Peki, çok iyi vakit geçirdik. Peter panda dışında başka almak isteyeceğin bir şey varsa, hemen almalıyız.
Well, now that we've had that wonderful moment if there's anything besides Peter panda that we would like to take, we should get on it.
Ama bir cevap varsa bile, burada bulamayacaksın.
But if there is one, you're not gonna find it here.
Dinle, Kate. Bununla ilgili bir sorunun varsa, sadece söyle, Ama, rose, tamam olacağını sordu.
Listen, Kate, if you have a problem with this, just say it, but, rose asked if it would be okay.
Sahiplenmeyle ilgilenenleriniz varsa... - Ama sizi uyarayım... - Tamam, bu kadarı yeter.
If any of you are interested in adopting, but let me warn you, they are gorgeous.
Ayağı yerine boya kutusu varsa tabii.
If he had paint cans for feet.
Geleneksel olarak yapıda bir zayıf nokta varsa merkezinde olur.
Well, you know, traditionally, if there's a structural weakness, it would be in the center.
Birazcık bile idrar varsa açık kırmızıya dönüşüyor.
It turns light red at the slightest hint of piss.
- Sandığın içinde ne varsa işte.
- No, not the straw. - Whatever's in the crate, like...
Boğazdan tutma, bel kırma, bacak bükme "Cripplecreek vapuru", ne varsa.
At this point in the interrogation,