Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ V ] / Verbal

Verbal перевод на английский

793 параллельный перевод
Hayır, ama en azından bir fırça kaymanı beklerdim.
No, but at least I expected a verbal lashing.
Fiziksel, sözlü, psikolojik olarak standart şeyler.
Physical, verbal, psychological, the standard stuff.
Söylenen kelimesini kullanmak, yüz yüze görüştüğünü ima edebilir.
Told would seem to imply verbal communication.
New South Wales'te bulunan biriyle yüz yüze görüşmüş olamazsın.
You can't have verbal communication with a man in New South Wales.
Asla yılmıyordu. İnatçı sessizliğimizi herhangi bir sözlü sataşmayla bozmaya asla çalışmıyordu.
He never got discouraged, never tried to break our intractable silence by any verbal outbursts
Bizim koca çocuk, ağız ishaline yakalanmış.
Puppy sickness, my boy. Verbal diarrhea.
Sözlü bir mesaj.
A verbal message.
- Biz sözlü emirle yola çıktık.
- We're on verbal orders from the skipper himself.
Dilinizi biliyor olmamıza rağmen iletişim yöntemlerimiz sözlü olmaktan daha çok zihinsel bir tabanda.
Although we know your language, our own methods of communication are mental rather than verbal.
Sonrası için komutları emirleri kâle almamak olacaktır.
After that, their orders are to disregard any verbal command.
Bir kere Mutlak Savaş noktasını aşarlarsa... hiçbir sözlü emre güvenmezler.
Once they're beyond a certain point... they're not to trust any verbal transmission.
" çoktan tarih olmalıydı bu sözel sınıf ayrımı
" This verbal class distinction by now should be antique
Bana bu birim ve üs için sözlü yetki verdiniz.
You gave me verbal authorization for the base and the unit.
Kurye zarfı size teslim ederken...
Did the courier give you any verbal message
- Sesli mesaj mı?
- Verbal message?
Sözlü ikna yöntemi etkili değil gibi.
Verbal persuasion seems to be ineffective.
- Sözlü olmayan bir düzeyde.
- lt's on a non-verbal level.
Sözel 69, totalde 70.
Verbal 69, Full Scale 70.
Ama benim ilişki anlayışım kelimelerle oynamaktan ibaret değil.
But verbal volleyball is not my idea of a relationship.
Kendini Dorian Gray sanıyor, ben de görselin sözel hâliyim.
He sees himself as Dorian Gray and I'm the sort of verbal picture.
onun sözlü emirleri de... belge niteliği taşır!
His verbal instructions will be just as good
Sadece sözlü emirleriniz üzerine maymunu derhal idam ettireceğim.
Sir, I'm willing to have the ape executed immediately on your verbal orders alone.
Bu iş sözlü olmaz...
No verbal words...
Bu sadece insanların konuşmasını tekrarlayan ve sözlü sinyallere tepki veren bir yunus.
All I've got so far is a dolphin imitating human speech sounds and responding to certain verbal signals, but if it gets out...
Ne jargon vardır ne de haftalık dergilerdeki gibi kısaltmalar.
No slang, none of the verbal shorthand of weekly news magazines.
Biz hep böyle konuşuyoruz.
No, sir, it is merely verbal shorthand.
Dilim sürçmedi.
And I haven't made a verbal blunder.
Yaşamın ilk evrelerinde yeni doğan herkeste bulunan, ancak sözlü iletişimin gelişmesiyle kaybettiğimiz bir yeti.
The faculty comes naturally to the newborn in the early stages of life but they lose it as they acquire means of verbal communication.
Katip, bunu da sözlüğüme ekle.
Chancellor, put this down in my verbal.
Ve Annabel'in de, daha ehliyetli ellerde, Tanrı'nın ona sunduğu cevher ortaya çıkabilir.
But Annabel has an extraordinary I.Q., and her verbal aptitude is higher than a college freshman.
Demek istediğim aslında "sikerim" olumlu bir deyiş. Yolun karşısından birinin size söylediğini duyarsanız bilin ki sevgisini dile getiriyordur.
So all I'm saying I guess really is that fuck you is a positive phrase, it's just a way of making, you know, direct verbal love from across the street.
Elle yapılan yiyecek işlemleri şüpheli... yiyecek hazırlama alanında sigara içildiğine dair kanıt... kirli ve lekeli mutfak önlükleri... el yıkama lavabosu eksik ki 6 ay önceki ziyaretimizde... taktıracağınıza dair söz vermiştiniz... ve de su deposunda iki ölü güvercin.
Food handling routines suspect, evidence of smoking in food preparation area, dirty and grubby food handling overalls, lack of wash handbasin... Which you gave us a verbal assurance you'd have installed on our last visit six months ago... And two dead pigeons in the water tank.
Sözlü aşağılama, işkence...
We offer verbal humiliation, bondage -
Bunların Pretoria'dan gelen sözlü emirler olduğunu söylemiştim.
I told you they were verbal orders from Pretoria.
Sözlü küfürlü saldırıyı yapan kişi...
" of verbal abuse was...
Hastalar doktorlarının sözlü reçetesini uygularak, kendilerini tedavi etmişlerdi.
The patients of a doctor, by repeating a verbal formula, cured themselves.
- Ben mi? - Evet. Artık tarifi verilen şahsın robot resmini, kendi ekranında çizebilirsin.
You can now construct a composite drawing on your screen... based on a verbal description.
Bir türlü susmayan Ukala bir adli tabip geliyor Ve sen de hemen şehirde bir manyağın dolaştığını ilan ediyorsun
A smart-ass coroner comes out, what with a little verbal diarrhea, and you immediately go around declaring there's a maniac loose in the city.
Bilgi aktarımı için kod altıyı kullan.
Switch to verbal code six for transmit reevaluation.
Şifre kodu 116, ayarlandı.
Verbal code lock 116, on and set.
Carla, benimle gece vardiyalarını değiştirebilir misin diye sordum sen de bunu, sözlü linçe dönüştürdün.
Carla, all I asked you to do was switch nights off with me and you turn it into a verbal Iynching.
Matematikten 597, sözelden 560.
597 Math, 560 Verbal.
Sözelden 780.
780 Verbal.
Matematik 597, sözel 560.
Math : 597, Verbal : 560.
Gerçekleri göz önüne alırsak senin sözlü saldırıların yüzünden bilerek anormal davranmaya karar verdiğim şeklinde bir tanım yapılabilir.
A reasonable description, considering the fact... that I have consciously decided to conform to less-aberrant behaviour... simply because of your constant verbal abuse.
Ağzım laf yapmıyor benim.
You know I'm not verbal.
Eğer sözlü olarak,... duygusal olarak ve entelektüel olarak yeterince inandırıcıysam...
If I am convincing enough on the verbal, the emotional and the intellectual level...
Uzay aracının içinde dünyadan fotoğraflar... sözlü mesajlar ve müzik parçalarından seçmeler var.
Onboard the space probe are photographic images of Earth, verbal greetings and a medley of musical compositions.
Öylesine yazan birisi ya da konuşma özürlü olup olmadığını bilmiyorum.
But I don't know whether he's subliterate or pre-verbal or what.
Geçerli de olabilir.
And since my original statement to you was verbal... you must have misunderstood what I said.
Sözlü komut.
Verbal command.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]