Verdim перевод на английский
38,586 параллельный перевод
Bazı kararlar verdim. Ama şimdi sen de kararlar veriyorsun.
But you're making choices now too.
Ve evet, eğer Miracella'ya yardım edebilirsem... ki ona iki yıl boyunca yalan söyledim ve onu ele verdim, evet...
And yeah, if I can help Miracella out, who I lied to for two years and split on, sure.
Sana krallığımızı verdim.
I-I already gave you the kingdom.
Her şeyi verdim.
I gave you everything.
Onu sorgulama yetkisini istedin, ben de verdim.
You asked for the authority to interrogate him. I gave it to you.
Bekleyip FBI'ı da dinlemeye karar verdim.
I've decided to wait to hear what the FBI has to say.
En son buraya geldiğimde, bu küp dikkatimi çekti ve üzerindeki parmak izlerini araştırmaya karar verdim.
Last time I was here, this cube caught my attention and I decided to run the fingerprints on it.
Kararımı verdim anne.
I've made up my mind.
Kararımı verdim.
My mind is made up.
Onları sana laboratuvarda paçavra olarak kullan diye verdim.
I gave you those to use as rags in the lab.
Bunu uzun zaman önce konuştuğumuzu biliyorum ama sonunda hazır olduğuma karar verdim.
Well, I know we talked about it a long time ago, but I decided I'm finally ready.
Kararımı verdim.
I've made up my mind.
Senin lütfunun yardımıyla günah çıkarmaya, cezamı çekmeye ve hayatımı düzeltmeye karar verdim!
I firmly resolve, with the help of Thy grace, to confess my sins, to do penance, - and to amend my life!
Grace'e bu gece casusluk yapmayacağıma söz verdim.
Grace, I promised her that I would not spy on her tonight.
Bunker Hill'i açtığım zaman kendime bir söz verdim.
When I opened Bunker Hill, I made a promise.
Amanda'ya söylemeye karar verdim.
I've decided to tell Amanda.
Ona isim verdim, adı Giovanni.
I've named him. It's Giovanni.
Kararımı verdim zaten.
And I... and I have made a decision.
Bu yüzden bölgeye benim kişisel kodumla giriş yapmayanların görüldükleri yerde vurulmaları emrini verdim.
Which is why I've ordered anyone attempting to enter the area without my personal code to be terminated on sight.
Ona söz verdim.
I gave my word.
Bizim dünyamızı ve Tanrımızı benimsedin ben de sana çocuk verdim.
You embraced our world and our god, and I have had your children.
Ben kararımı verdim.
I've made my decision.
Evlilik terapisine gitmemiz için yalvardı. Ben de denemeye karar verdim.
He begged for marriage counseling, and I agreed to give it a shot.
Doktor olmaya o zaman karar verdim.
That's when I decided to become a doctor.
İlk konserimin seninle olmasına karar verdim.
So I decided I want my first concert to be with you.
Ben de ona bu oğulları verdim.
And I have given him those sons.
Kaderime kendim yön verdim.
You see, I guided my fate.
Onlara bir saat ve taç verdim.
I gave them a watch and a tiara.
Karar verdim.
- Yeah. I have.
Annene seni adam etmek için her şeyi yapacağıma söz verdim.
I promised your mother I'd try and do my best to make a man of you.
Onlara daha önce görmedikleri bir şey verdim.
I gave them something they'd never seen before.
- Halka istediği şeyi verdim.
I gave the people what they want.
Ben sana Sana özgürlüğünü verdim.
I gave you your freedom.
Bu çocuklara her şeyi verdim ama onlar dandik bir eşek şakasına bile değmeyecek bir saftirik olarak görüyorlar beni sadece.
- Sorry. It's just... I give everything to these boys, and all they think of me is that I'm a pushover not even worthy of a lousy prank.
Bu yüzden alıp verdim ki ben gitmedim seni bilgilendirdi Olaf's için oldukça zaman içinde.
So I take it he informed you I've not been going to St. Olaf's in quite some time.
Zaten bunu önlemek için bir şans verdim.
I already offered you one chance to get in front of this.
Ispanağı da lahanayı da sana indirimli verdim!
No, I'm not! I give you discounts on spinach and cabbage!
Elimdeki bütün parayı çoktan ona verdim.
And I've already given all my money... to him.
O yüzden daha sonra sadece bir hayalet olabileceğine karar verdim.
And then, I thought that you may just be a ghost.
Burası sahiden Kanada ise ve sen de bu güce sahip biriysen kararımı verdim artık.
If this really is Canada and you really have the power to do this... I've made up my mind.
- Kararımı verdim!
- I've made up my mind!
Izzy, annene ilaç verdim. Kendini çok daha iyi hissediyor.
Izzy, your mom got medicine and feels much, much better, okay?
Ona verdim Evcil bir hediye olarak.
I gave it to him as a housewarming gift.
Hastanenin bilgisayarına da verdim Güvenlik, kapsamlı bir önlem alıyor.
I also gave the hospital's computer security measures a thorough prodding.
Burası sahiden Kanada ise ve sen de bu güce sahip biriysen kararımı verdim artık.
If this is really Canada and you have this kind of power then I've made up my mind.
Bu yüzden artık senden nefret etmemeye karar verdim.
So... I won't hate you anymore.
Prosky'nin ofisine gidip bazı sorulara cevap verdim sadece. O kadar.
That's it.
Fizbo'yu verdim.
Um... I gave fizbo away.
Bu pası ben verdim sana.
Okay, i teed that one up for you.
- Bunker Hill'i açtığım zaman kendime bir söz verdim.
- When I opened Bunker Hill
Kararımı verdim.
I made up my mind.