Very перевод на английский
310,112 параллельный перевод
Elbette... GENEL MÜDÜR, WADA... söz konusu laboratuvarın çok ciddi bir manipülasyona karıştığını gösterir.
It would be, uh... obviously a very serious, serious act of manipulation from that lab.
Her şey temiz bir şekilde halledildi ve Putin çok mutlu oldu.
Everything was made clean, and Putin was very much happy.
Çok güzel.
It's so very good.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi, raporu "çok endişe verici" olarak değerlendirdi.
The IOC calling the report "very worrying."
Kusura bakmayın.
I'm very sorry.
Bunlara açıklama getirecek çok zeki adamlarınız vardır eminim.
I'm sure you have very intelligent people who can explain all this.
Bu nedenle konuşmalarımızın dinlenme ihtimalini en aza indirmek için çok aşamalı bir protokol geliştirmemiz gerekti.
So we've had to develop a very multi-stage protocol to minimize the chances our conversations will be intercepted.
Hiçbir kanıt gösterilmeksizin son derece katı bir şekilde olimpiyatlardan men edildik.
We have been banned from the Olympics very aggressively, without any evidence or proof.
Hayır, hayır, çok soğuk. Çok soğudun.
No, no, that's very cold, very cold.
Daha soğuk olamazdın, çok çok soğuk. Acayip soğuk.
Couldn't be colder, very, very, chilly, so, so chilly.
Sağ olasın, yardımcı oldun.
Thank you. Very helpful.
Başkan Bey, sizi gördüğüme çok sevindim.
Mr President, I'm very pleased to see you.
Katty gerçeğe yaklaştığı için ne kadar endişelenmiştik hani?
Remember how worried we were that katty was getting very close to the truth? - Yes.
Seattle zombi kontrolü altındayken bir çoğunuz burada çok az değişiklik yaşayacak.
While Seattle will be under zombie control, most of you living here will experience very little change.
Erkekler konusunda kırmızı çizgilerim vardır.
I have very strict rules about men.
Buranın varlığından pek az kişi haberdardır.
Very few know this place exists.
Haereticum'un orta yeri.
The very centre of the Haereticum.
Evet biz de az çok anladık bunu.
Yeah, we are very slightly getting that...
Çok ama çok korktukları zaman.
When they're very, very afraid.
Çok ama çok üzgünüm.
I'm really very sorry.
Çok işe yarıyor.
It's very useful.
Çok büyük ve muhtemelen pek yaman bir şey.
Something very big, and something possibly very, very bad.
Ve oldukça meşgul olacakmışız gibi bir his var içimde.
And I have the feeling that we're going to be very busy.
- Ben çok meşgul biriyim.
You haven't seen it? I'm a very busy man.
Bu iş çok iyi veya çok kötü gidebilir.
So this could go very well or very badly.
Evet, çok genişti.
Wasn't it? Very roomy.
Evet, evet, çok benzerler.
Yes. Yes, very much.
İnatçı bir Mars hükümdarının düşüncelerini değiştirdin.
You've changed the mind-set of a very stubborn Martian monarch.
- Çok ama çok yavaş bir şekilde.
Very, very slowly.
Sakin olun, şu an çok korkmuş.
Stay calm. He's very frightened.
- Betin benzin atmış.
You're looking very sickly.
Hem de acayip güzel.
That's very, very good.
- Hastaydın, çok hasta.
You were sick, very sick.
Çok güzel, acayip güzel. Parlıyor.
Is good, is very good.
Sıcakken güzel güzel iç.
Drink it while it is very hot...
Geminin tepesi çok yavaş.
Top of ship very slow.
Dibi acayip hızlı.
Very fast bottom.
Yakında, çok yakında.
Very soon.
Tabii, senin adına çok sevindim.
Right, I'm very happy for you.
Dünya'ya benzer bir gezegen lakin kesinlikle Dünya değil.
Looks like an Earthlike planet, but not Earth itself. Very Earthlike.
Merhaba Missy, ben Master ve geleceğim konusunda oldukça endişe duyuyorum.
Hello, Missy. I'm the Master, and I'm very worried about my future.
Çok eskiden acayi korkunç bir kadın beni duvara yapıştırıp mutlaka ama mutlaka yanımda yedek bir demateryalizasyon devresi taşımam için söz verdirdi.
A very long time ago, a very scary lady threw me against a wall and made me promise to always, always carry a spare dematerialisation circuit.
Evet, oldukça.
Yes! Very.
- Aslında çok basit.
Well, it's very simple.
- Dinle. Birimizin burada kalıp bir sürü aptal teneke adamı patlatması gerek diğerimizin de yukarı çıkıp hayatlarının sonuna kadar her gün bir avuç korkmuş insana bakması ve hepsini güvende tutması gerek.
One of us has to stay down here and blow up a lot of silly tin men, and one of has to go up there and look after a lot of very scared people, day after day, for the rest of their lives, and keep them safe.
İşte bu gerçekten, sahiden iyi sarf edilmiş sözlerdi.
Now that was really very nicely done.
- Bu hiç adil değil.
That's not very fair here.
- Ya? - Oğlanlar çok dikkatsizler.
Boys are gettin very careless.
- Sen çok güzelsin.
Oh. You're very pretty.
Pekala.
Very well.
- Pekâlâ efendim.
Very good, sir.