Vicinity перевод на английский
980 параллельный перевод
Ancak, Joo Joong Won'un tarafındaki biri beni rahatsız ediyor.
But... there's someone in Joo Joong Won's vicinity that's causing me some concern.
"Cinayet işlendiğinde yakınında bile değildiniz, " değil mi?
Were you even in the vicinity when the murder took place...?
Dört milyon tondan fazla olduğu tahmin edilen, dağlar gibi kömür stokları,... işçi evlerinin civarında kokuşup duruyor.
Enormous stocks of coal, estimated at more than four million tons lie rotting in the vicinity of the workers'houses.
Harika. ve etraftaki tek kadın ben olacağım, yani mecburen popüler olacağım.
Splendid. And being the only woman in the vicinity, I'm bound to be popular.
Bay Beck, ah, Flynn'i gönderin de... bu civardan mıymışlar öğrensin.
Mr. Beck, ah, send old Flynn and find out if they're stopping in the vicinity.
Umarım etrafta başka polis yoktur.
I hope there are no other cops in the vicinity.
- Burada olması gerekir.
- I was told he was in the vicinity.
Er Pluto, civarda sabotörler mevcut.
Private Pluto, there are saboteurs in the vicinity.
Bu civardan ayrılmadığından eminim.
He hasn't left this vicinity, of that I'm certain.
Diğer ada karasularının yakınından geçemezsiniz.
You will go nowhere near the vicinity of territorial waters...
Söylemek istediğim şu ki katilin izini bu civara kadar sürdük.
What I want to say is that we've traced the murderer to this vicinity.
Sadece tesadüfen yakınlardan geçiyordum.
I merely happened to be cruising in the vicinity.
ateşin yakınında olmadığına tanıklık ettin. Ancak bize nerede olduğunu söylemeyi reddet.
Now, Cole, you've testified that you were not in the vicinity of the fire, yet you refuse to tell us where you were.
Santa Monica bulvarı, State sokağı civarındaki tüm birimlere.
All units in the vicinity of State Street, Santa Monica Boulevard.
Santa Monica ve Fuller çevresindeki tüm birimlere Rowlins cinayetinin şüpheli katili kaçmıştır.
All units in the vicinity of Santa Monica and Fuller... the murder suspect in the Rowlins killing is at large.
Sahil Devriyesini arıyoruz Doğudaki tüm polis otolarını arıyoruz.
All police cars in the vicinity. Coming off the east end of Brooklyn Bridge.
O kadar sert değilse çevresinde böyle çok ani doğal ölüm olması korkunç.
If he ain't so tough, there's been an awful lot of sudden natural deaths in his vicinity.
Bölgenizde olduğu sanılan adam...
Man believed in your vicinity...
Bana kalırsa, 80 kilo civarındasın.
- I'd say in the vicinity of 180 pounds.
"Bizim bölgede bilinmeyen tipte bir uçağın kaza yaptığına inanıyoruz."
" Believe an airplane unusual type crashed in our vicinity.
Kraliçe Viktorya Caddesi'nde çalındığı sanılıyor.
Believed stolen in the vicinity of Queen Victoria Street.
Kraliçe Viktorya Caddesi civarında çalındı.
Stolen from the vicinity of Queen Victoria Street.
Polis Koleji civarında...
Vicinity of police college.
"Bu olay, geçtiğimiz ay içinde aynı çevrede işlenen... "... üçüncü şiddet suçu oldu.
This is the third crime of violence to occur in that vicinity within the past month.
Maple Caddesi 7. ve 8. blok civarındaki tüm ekiplere, Burası bir petrol istasyonu, bir 211 vakası olmuş ve kurşunlanma var. Bir polis yaralanmış.
All units in the vicinity on Maple between 7th and 8th, it's a gas station, a 211 and shooting just occurred, an officer involved.
Kelly, çabuk dosyaların içine dal. ve bana bu civarda oturan eski mahkumların listesi getir. Özellikle 7. blok ve Maple'ı kapsayan 3-4 km lik kesitte.
Kelly, dig into the files quick and get me a list of the ex-cons living in that vicinity within a two-mile radius of 7th and Maple.
bütün arabalara, özellikle Times meydanına yakın olan arabalara... Peter Denver'i gözaltına alın.
All cars, especially cars in the vicinity of Times Square... be on the lookout for Peter Denver.
Bu nedenle civardaki gemiler uyarılmış olmalıdır.
So vessels in the vicinity should be warned.
Tokyo civarındaki kıyı bölgeleri için azami güvenlik alarmı yayınlandı.
A maximum security alert has been issued for the coastal zones in the Tokyo vicinity.
Bu çevrede pahalı mücevherlerin kime ait olduğunu bilen adam siz misiniz?
Am I to understand you're the man who knows everyone... who owns the best jewelry in this vicinity?
Bu çevrede resmî görevde değilseniz lütfen bizi dinleyin ve evlerinize dönün.
Unless you have official business in this vicinity, Please listeners, go back to your homes.
Tarife bu civardaki bir durakta duracağımızı yazmıyor.
Timetable makes no mention of a station in this vicinity.
Cadde civarında,
Vicinity of 12th Street yesterday,
" iki hafta önce 12. Cadde civarında kayboldu.
" lost in vicinity of 12th Street two weeks ago,
Yakında bir cinayet işlenmiş.
There's been a murder in the vicinity.
Civardaki tüm polis birimleri, olay yerine intikal edin.
All policemen in the vicinity, proceed to the yard.
Motelin civarındaki bataklığı kazarsanız...
If you drag that swamp somewhere in the vicinity of the motel, you'll...
Evin dolaylarında bir araba var.
There's a car in the vicinity.
Mutlu Yol Köyü civarındaki..... yaşam alanları için talep.
I hereby request to be granted living quarters... in the vicinity of the village of Happy Trails.
Mason haklı. 24 saat içinde etrafımız triffid kaynayacak.
Mason's right. In 24 hours the vicinity will be swarming with triffids.
Bulunma ihtimali olduğu bölgeyi... bu bilgilere göre daraltabiliriz.
So we can narrow down where he lives... to this vicinity.
Suçlu bulunan Kimble, şunu kanıtlayamadı : Karısının cesedini bulmadan az önce, Evinin oradan kaçan bir adama rastlamıştı.
Proved guilty, what Richard Kimble could not prove was that moments before discovering his wife's body, he encountered a man running from the vicinity of his home.
Suçlu bulunan Richard Kimble'ın kanıtlayamadığı şey ise karısının cesedini bulmadan önce evinden kaçan tek kollu bir adam gördüğüydü.
Proved guilty, what Richard Kimble could not prove was that moments before discovering his murdered wife's body, he saw a one-armed man running from the vicinity of his home.
Suçlu bulunan Richard Kimble şunu kanıtlayamadı : Karısının cesedini bulmadan az önce, Evinin oradan kaçan bir adama rastlamıştı.
Proved guilty, what Richard Kimble could not prove, was that moments before discovering his wife's body, he encountered a man running from the vicinity of his home.
Suçlu bulunan Richard Kimble, şunu kanıtlayamadı : Karısının cesedini bulmadan az önce, Evinin oradan kaçan bir adama rastlamıştı.
Proved guilty, what Richard Kimble could not prove was that moments before discovering his wife's body, he encountered a man running from the vicinity of his home.
Yargılanıp suçlu bulunmuştu... Richard Kimble şunu kanıtlayamamıştı : karısının cesedini bulmadan az önce evinin civarından koşarak uzaklaşan tek kollu bir adama rastlamıştı.
Proved guilty, what Richard Kimble could not prove was that moments before discovering his murdered wife's body, he saw a one-armed man running from the vicinity of his home.
Suçlu bulunan Richard Kimble'ın kanıtlayamadığı şey öldürülen karısının cesedini bulmadan az önce evinin civarından koşarak uzaklaşan... tek kollu bir adama rastladığıydı.
Proved guilty, what Richard Kimble could not prove was that moments before discovering his murdered wife's body, he saw a one-armed man running from the vicinity of his home.
Suçlu bulunan Richard Kimble şunu kanıtlayamamıştı karısının cesedini bulmadan az önce evinin civarından kaçan tek kollu bir adam görmüştü.
Proved guilty, what Richard Kimble could not prove was that moments before discovering his murdered wife's body, he saw a one-armed man running from the vicinity of his home.
Suçlu bulunan Richard Kimble eşinin cesedini bulmadan önce evinin civarından kaçan tek kollu bir adamı görmüştü.
Proved guilty, what Richard Kimble could not prove was that moments before discovering his murdered wife's body, he saw a one-armed man running from the vicinity of his home.
Suç işlendiğinde hiçbiri evin civarında olamazdı.
That none of them could possibly have been in the vicinity when the crime took place.
Suçlu bulunan Richard Kimble şunu kanıtlayamadı : Karısının cesedini bulmadan az önce, Evinin oradan kaçan bir adama rastlamıştı.
Proved guilty, what Richard Kimble could not prove was that moments before discovering his wife's body, he encountered a man running from the vicinity of his home.