Vines перевод на английский
436 параллельный перевод
Bir kaç tane sağlam sarmaşık kesmeliyiz.
We'll cut some strong vines.
Ama neyse, bu ilk hasattan.
But anyways, it's the first off the vines.
"Yakalayın tilkileri bizim için, Bağları bozan küçük tilkileri ; Çünkü bağlarımız yeşerdi."
"Take us the foxes... the little foxes that spoil the vines... for our vines have tender grapes."
Sarmaşıkları taşımada yardım ederim.
I can help carry the vines.
Çita sarmaşıkları getiriyor.
Cheeta bring vines.
O zamanlar Vines'dı.
Then it was Vines.
Vines.
Vines.
Soyadı Vines'dı.
Vines was his name.
- Adınız ne demiştiniz? - Vines.
- What'd you say your name was?
Bakalım siz ve Bayan Vines nasıl bulacaksınız.
- Vines. Well, let's see what you and Mrs. Vines like now.
Merhaba Bay Vines.
Hi, Mr. Vines.
Araştırmalar kanıtladı ki bu sarmaşık 20 ila 100 mil ötedeki benzer tür üyelerine sinyal gönderebilirler.
The vine, research has proven, can signal to other vines of the same species vines 20 to 100 miles away.
Yanından geçtiğin asmalar...
The vines you pass by...
Şaraplar, ağaçlar, meyve ağaçları.
Vines, arbors, fruit trees.
Garip şekil ve renklerde meyvelerle yüklü ağaçlar ve asmalar.
Trees and vines laden with fruit of strange shapes and colors.
Sarmaşıkları bırak!
Drop your vines!
- Sarmaşık kayada bitmez.
- Vines don't grow out of solid rock.
- Evet, ağaçlar, sarmaşıklar?
- Yeah, trees, vines?
- Sarmaşık yok muydu?
- No vines?
Evet, sarmaşıklar da.
Yes, vines too.
Asmalarım geçen baharda mantar kapmıştı. Bu oldukça pahalı bir sorundu.
My vines contracted black rot last spring.
Eğer pastayı süsleyeceksen daire şeklinde gül goncaları yerleştirip yapraklarla süsleyebilirsin.
If you want to decorate a cake you merely put a small ring of rosebuds there with vines and leaves.
Kavaklar... bağlar...
The poplars... the vines...
Kapının önündeki asmaları kendi ellerimle diktim.
I planted them vines on the porch.
Sen asmaları diktin.
You planted vines.
Senin asma çoktan yetişti.
The vines you planted are doing well.
Artık mevsim sona eriyor, ve yaşlı asmalar derinlere gömülüyor.
Now the season ends, and the old vines are buried deep.
Vines!
Vines!
Tıpkı bizler gibi, sen de oralardaydın.
You worked on the vines since you were this high, like the rest of us.
Hatırlatıyorum ki önceki yıllarda olduğu gibi, uçaklar emrinizde olacaktır çiftçileri küfe karşı uyarmanız için, asmaları mahveden bir hastalık, insanları perişan eden diğer ideolojik hastalıkla ayni anda ortaya çıkmıştır.
I remind you that as in previous years, airplanes and flyers will be placed at your disposal to remind the farmers that mildew, a disease that destroys vines, appeared simultaneously with that other ideological disease which has devastated men.
Şaraplardaki üzümler olgunlaştı...
Grapes burst into ripeness on the vines.
- Üzümle. Arka tarafa birkaç asma diktim.
I found some vines in the back.
Kalig'e söyle ben gelmeden patates fidelerindeki böcekleri ayıklasın.
See that Kalig picks the bugs off the potato vines... before I get back.
1974'te Bourgogne sarmaşıkları dolu ile yerle bir oldu
In 1974 in Bourgogne the vines were damaged by hail.
- Çünkü 74'te Bourgogne sarmaşıkları dolu ile yerle bir oldu.
- Because in the'14 the vines in Bourgogne were damaged by hail.
İçimde öyle bir his var ki... kaderlerimiz bir şekilde birleşecek... onunki ve benimki, şarap gibi.
See, it's just this feeling I have... that somehow our destinies will be intertwined... his and mine, like vines.
Şarap mı?
Vines?
Şarapların aktığı ırmakları geçtim.
I cross the river of creeping vines.
Üzüm bağları, eğrelti otları, hayvanlar ve... her çalının arkasındaki gölgede neyin saklandığını merak etmene yol açan... türlü türlü sesler.
And vines and ferns and animals and noises that make you wonder what is lurking behind the shadows of every bush.
Tuhaf ağaçlar ve üzümleri
Strange trees and vines.
Burada kalıp bana yardım edebilirsin.
You help me and work the vines.
Şimdi tek yapmamız gereken şey brandayı kamufle etmek, şarap piline giden kabloyu kontrol etmek ve ipi yapraklarla gizlemek.
Now all we have to do is camouflage the tarpaulin, check the starter here back to the wine battery and cover up the rope with vines.
Şu dalları kütüğün öbür tarafında tut.
Grab those vines on the other side of the log.
Bu dalları ne kadar gerersek adamlar o kadar uzaktayız zannederler.
The more tension we put on these vines, the further away those guys will think we are.
Şu kıyafete bak.
Catch them vines!
Tropikal iklimde, yağmur sonrası kökü günde 40 ila 50 cm arası uzar!
In the tropics, after the rains... these creeping vines can grow 30 inches a day!
- İletken sarmaşıklar...
- Conductor Vines...
- İletken sarmaşıklar mı?
- Conductor Vines?
Sarmaşıklar büyür... sıcaklık artar...
Vines grow... temperatures rise...
sarmaşıklar daha da büyür ve...
Vines grow even longer...
- Bahçeli, içinde hezaren çiçekleri
A house of your own, with a garden, To plant your larkspur, your roses, your flowering vines...