Viscount перевод на английский
152 параллельный перевод
" Ben Edward Frederick Lindley, Viscount Halifax Majestelerinin Dışişleri Bakanı olarak vesaire, vesaire yetkili kişilerin bunu taşıyan kişinin hiç bir engelleme olmadan geçiş yapması..
"We, Edward Frederick Lindley, Viscount Halifax... His Majesty's Principal Secretary of State" et cetera... " request all whom it may concern...
Vikont Kataoka'nın ilk çocuğuydu
The first child of Viscount Kataoka
Bana da vikont öğretmişti.
The Viscount taught it to me.
Bu 072 sefer sayılı New York uçuşu ile aktarmalı olarak Londra uçuşu için yolcu alımının son çağrısıdır.
This is the final call... for B.W.I. A Viscount Flight 072 to New York... connecting with B.O.A.C. Monarch to London now loading.
Vikont Sorrington, eh?
Viscount Sorrington, eh?
- Bu da Vikont.
- There's the Viscount...
Onu bize Kont sattığı için adı Vikont oldu.
He's Viscount as the Count sold him to us.
Vikont!
Viscount!
Bir parça ıstakoz ister misin, Viscount?
A bit of lobster, Viscount?
Yarın hem bankanın 21. kuruluş yıldönümünü hem de kızımın Viskont Amaury de la Rochefontaine ile nişanlanmasını kutlayacağız.
Tomorrow we celebrate both the bank's 21 st anniversary and the engagement of my daughter to Viscount Amaury de la Rochefontaine
Ayrıca sevgili kızım Jacqueline'nin Viskont Amaury de la Rochefontaine ile nişanlanmasını da kutluyoruz.
We are also celebrating the engagement of my daughter Jacqueline to Viscount Amaury de la Rochefontaine
Beş hafta öncesine kadar Lord Barnes'le birlikteydim.
I was with Viscount Barr until about five weeks ago.
Saxon Vikont ve Vikontesi.
Viscount and Viscountess Saxon.
Vikont ve Vikontes Hillyard.
The Viscount and Viscountess Hillyard.
Kentimizin lordu Vikont Matsudaira bunu asker ve öğrencilere davranış ve hareketlerinin daima münasip olması gerektiğini hatırlatmak için yazdırmıştır.
The lord of our town, Viscount Matsudaira, penned it to remind soldiers and students their conduct is always to be seemly.
İşin doğrusu, ben bir vikontum.
Well, as a matter of fact, I'm a viscount.
- Vikont Trimingham mı?
- Viscount Trimingham? - That's right.
Leydi Hazretlerinin papazı Bay Runt... annesine aşırı düşkün, hüzünlü küçük Vikont Bullingdon'ın... eğitimiyle ilgileniyordu.
Her Ladyship's Chaplain, Mr. Runt acted as tutor to her son, the little Viscount Bullingdon a melancholy little boy, much attached to his mother.
Dedesi Vikont Higashidani.
His grandfather is the Viscount Higashidani.
Viskont Higashidani'nin villası burası.
That's the Viscount Higashidani's villa.
Vicount'un oğluyla sık görüştün mü?
Have you seen the viscount's son often?
Zavallı dostum Corvence vikontu araya girerek bir parça indirim yaptırdı ama yine de, bu günlerde ev kurmak bütçeyi sarsıyor, öyle değil mi?
My poor dear friend the viscount de Corvence had to part with it at a slight reduction but then, estates are so draining on one these days, don't you find?
O bir vikont.
He's a viscount.
Vikont gibi mi, mesela?
Viscount, for example.
Risley ile çok kötü bir iş.
Terrible affair about Viscount Risley, sir.
Oradaki büyük uçak bir Viscount.
That big plane is a Viscount.
Bu mösyö Valvert, hoşgörülü Vikont.
The viscount Valvert, so indulgent.
Şu Vikont, şu budala usta bir kılıç darbesi ile dün onu mat ettiniz. Bana tutkun olan büyük senyör oydu.
That viscount, that fop from whom you made a pretty crop.
Viscount de Swamp, Fransa halkına karşı işlediğin suçlar yüzünden suçlusun.
Viscount de Swamp, you are guilty of crimes against the people of France.
Vikontu vurup cesedini onlara atacağımızı söyleriz ve onlardan teslim olmalarını isteriz.
We'll shoot the viscount and throw them his body and demand their surrender.
Vikont tamamen yokoldu.
The viscount has been completely obliterated.
Bana Vikont Oglethorpe'u hatırlatıyorsunuz.
You remind me of Viscount Oglethorpe.
Dikkatli olun Vikont. Çan çalıyor!
Be careful, Viscount, the steeple, it is wobbling!
Dikkatli olun Vikont. Kilise çanı çalıyor!
Be careful, Viscount, the church steeple, it is wobbling.
Fakat bir gece onu aptal bir vikontun kollarında buldum.
But one night, I found her in the arms of a brainless viscount.
- Viscount Albert, Morcerf'lerdenim.
- Viscount Albert... of Morcerf
Morcerf Vikontu kaçırıldı.
T he Viscount of Morcerf was kidnapped
Sevgili Vikontum, bütün bunlardan sonra, mazzolata'nız sırasında hazır bulunamadınız. Düş kırıklığına uğramadınız, umarım?
My dear Viscount, after all that you couldn't attend your mazzolata
Kızım ve Vikont Franz d'Epinay nişanlanacaklar.
You're the first to know. That my daughter and Viscount Franz dEpinay will soon be engaged
Viscount de Lancris.
Viscount de Lancris.
Siz Viscount de Lancris'misiniz?
Viscount de Lancris?
Sayın Viscount...
My lord...
Iyi akşamlar Viscount.
Good evening, Viscount.
Hiçbir zaman bu boş kutunun sana verdiği gücü anlayamadın.
You never figured out why the viscount gave you that empty box.
- Buffalo Vikontu?
- The viscount of Buffalo.
- Hayır, Vikont değil, Dük.
- No, he's not a viscount. He's a duke.
- Buffalo Dükü.
- Viscount - duke of Buffalo.
Brasted şerifliği.
Viscount.
Tadını çıkar bir dahaki sefere kadar, Vikontum.
Enjoy it Until next time, Viscount
Müzakere ettim, Vikontum. Para her şeyi satın alır.
I negotiated, Viscount
Burası Pamuk Prenses
- Viscount Lansky's horse has returned from the Great Forest riderless.