Vız перевод на английский
4,630 параллельный перевод
Bu şey gerçekten çok vızıldıyor.
This thing is really humming.
[ok vızıltısı]
[Arrow whooshes]
( çağrı cihazı vızıldıyoe ) Ah, ben bu aşk.
( pager buzzes ) Ah, I love this.
Kafamızın içinde vızıltı olmayacak günlerce ayakta kalmak,
No more buzzing inside our heads. No more staying up for days.
Sanırım ikimiz de biliyoruz ki bu türden bir acı sana vız gelir Tom.
Pain stick? I think we both know you're beyond manipulating through that kind of pain, Tom.
Ama başkan, bir KGB ajanı tarafından vurulduysa başımın üstünde, nükleer füzelerin vızıltısını duymadan önce bunu öğrenmek istiyorum.
But if the President has been shot by a KGB operative, I want to know before nuclear missiles start whistling over my head.
Kamyonette bir vızıltı varmış.
Got a ping on the truck.
Taşikardi, nabız yok.
V-tach, no pulse.
Ian'ın omurgasından sıvı almamız gerek.
We have to get Ian's spinal fluid.
Bu odayı, içinde ıvır-zıvır olmadan bir düşünsene.
You have to imagine this room without all this crap in it.
- Sıvışmamız gerek!
- We need to get away.
Şu ıvır zıvırı gerçekten de boşaltmak istiyorum.
Yeah, I would love to just unpack all that junk.
Birkaç ıvır zıvır aldı.
Took several odds and ends.
En başından itibaren... ergen grubu kalıbında olmayacağımızı dile getirdik.
Right from the start we were always very v ocal that we couldn't follow the boy band stereotypes.
Yani bundan senin iyileştiğini anlayabilirim. Gerisi ıvır zıvır yani.
So I take it you're all healed and whatnot, right?
Depoda neden yer açmak istediklerini anlıyorum ama bu eski ıvır zıvırları kim ne yapsın?
You know, I get why they want to free up space in the storage room, but... who's gonna want any of this old junk?
İçki alemlerini ve ıvır zıvır işleri bırak.
Stop that with the booze and all that shit.
Hadi kıvırcığımızı gönderin.
Let's send out curly.
Sıvıyı boşaltmalıyız!
Okay, let's just bail it out!
Bay Morrison, sizden gömleğinizin kollarını kıvırmanızı istiyorum.
Mr. Morrison, I need to ask you to roll up your sleeves.
Kalp hızı düşüyor, nabız 47 ve ekstra atımları var.
Heart rate's dropping... 47 and having some P.V.Cs.
Onları sıvı hidrojenle dondurdum. Hazır mıyız?
I froze them in liquid nitrogen.
Tüm bu ıvır zıvırlar ikramınız mı?
And are all the snacks complimentary?
Tüm CSI ıvır zıvırları.
All the CSI stuff.
Ivır zıvırı kes, ben onbeş yaşında değilim ve bunlar seni bağlamaz.
Save your platitudes, I'm not 15. And I'm not your problem.
Diğer yandan, ilk süt hayati besinler ve diğer ıvır zıvır ile doludur.
Hey colostrum on the other hand is filled with lifegiving nutrients and whatnot.
Neyse, Ben ordaydım, arkadaşım burda, ve düşündüm ki, belki de yanına taşınabilirim, çünkü senin ilaçların, halsizliklerin ve ıvır zıvırını duymayı seviyorum.
Anyways, I was over there, and my friend's over here, and I thought, maybe I should just move in, because I love to hear all about your medications and ailments and whatnot.
Şu uzun boylu, kıvırcık saçlı, tişörtlü kız mı?
Sorry. The tall girl with the curly hair and T-shirt?
Evet, olabilir babanız kulağındaki vınlamayla çalışamayacak gibi görünüyor, çalışma için elverişsiz olduğunu açıklamaktan başka çaremiz yok.
Yes, it may be and seeing as your father cannot work with that whistling in his ear, we have no choice but to declare him unfit for work.
Birkaç tane daha sevdiğim düğün ıvır zıvırı buldum.
I found some more wedding stuff that I like.
Hapşırırsanız rapor tutarım. Ya da herhangi bir vücut sıvınızla beni ıslatırsanız.
I will write you up if you sneeze, or if you, in any way, get me moist with your fluids.
Ivır zıvır işlerle uğraşıyordu.
Just his normal stuff.
AVM ameliyatımız için hazırlanıyorum.
I'm prepping for our A.V.M.
Dakikada kilogram başına 5 mikrogram dopamin verebiliriz ama serum damla sayısını hesaplamamız gerek.
We can start dopamine at 5 mics per kilo per minute, but we need to figure out his I.V. drip rate.
Dr. Hodgins, ya kullanılan bu sıvıya karşı bir yol bulmalıyız ya da tüm dokular tehlikeye girecek.
Dr. Hodgins, we have to find a way to counteract whatever corrosive was used or all this tissue could be compromised.
Senin ıvır zıvırını çaldığımı mı sanıyorsun?
What, you think I stole that shit? Why?
Topla ıvır zıvırı da gidelim.
Come on, boy. Grab the shit. Let's go.
Sana, partiye arka taraftan elinde üstü masa örtüsü kaplı iki sandıkla sıvışarak girdiğini ve kendi ufak hayvanat bahçeni yanında soktuğunu gösteren video kayıtlarına ulaştığımızı söylemeye geldik.
We just came by to let you know we have a surveillance tape of you with two crates covered in table cloths, sneaking your little petting zoo into that party, right through the back.
Ben de kadının senin bütün ıvır zıvırını toplayıp,... arabasıyla caddeye ittiğine inanamıyorum.
I can't believe she stacked all your stuff in the driveway and pushed it into the street with her car.
Ahbap her pazartesi Bar Bar'daki 90'ların ıvır zıvır yarışmasına gelmelisin.
Dude, you should come to the'90s trivia contest every Monday at the Bar Bar.
Öyle bir bar değil, hipster ıvır zıvır barı.
Not that kind of bar, the hipster trivia bar.
Haftaya kadar hepsinin işi bitmiş olup başka bir ıvır zıvırla ilgileneceğim!
Pop back next week, all this will be sorted and I'll have another pile of shit to fix!
Sadece ıvır zıvır işte.
It's just... stuff.
Ivır zıvırlarını topla, Georgia'ya gidiyoruz.
Pack your crap. We're going to Georgia.
Kızımda obsesif kompulsif bozukluk var ve burada olmasının tek sebebi tüm o ıvır zıvırların, ritüellerin ve azizlerin ilgisini çekmiş olması.
She's got OCD and she's only here because she's attracted to all the trinkets and the rituals and the saints.
Her yeri mahveden bu.. .. ıvır zıvırı topluyor - boktan.
Collect all these bits and bobs that are knocking about the place - just shit.
Ivır zıvırlarını kenara kaldırıp bira şişelerini ortaya çektim.
- Good? I've moved your old tat out of the way and put your lager bottles.
Tek yapmanız gereken geliştirdiğiniz kimyasal maddeyi birinin bedenine enjekte etmekti.
All you'd have to do is to introduce the chemical you developed into someone's I.V.
Ama onlar Martin'in yaşadığı yeri gösteriyor ve düşündüm ki, size çevresel ıvır zıvırlar verebilir böylece onun saçı dişi ortaya çıkabilir ya da sihirli topunuzda her neyi arıyorsanız işte.
But they also show where Martin lived then, and I thought they might give you some environmental hooey... that might show up in his hair or teeth... or whatever it is you people look for in your crystal - balls.
Profesyoneldin. Baban o süslü taytlar ve ıvır zıvırlar içinde çekilmiş fotoğraflarını göstermişti.
Your father showed me pictures of you in your little tutus and your outfits, the unitards and stuff that you used to wear.
Bilirsin işte, kutu ıvır zıvırı.
Oh, you know, just box stuff.