Waffle перевод на английский
1,204 параллельный перевод
Adam sürtüğünü buraya getirdi.
The man brought his bitch... to the Waffle Hut!
Herkes bana bir pislikmişim gibi bakarken bu piç kurusu sürtüğünü buraya getiriyor.
Everybody lookin'at me like I'm some kind of fuck-up for losin'a sorry-ass job. And this muthafucka brings his bitch - to the muthafuckin'Waffle Hut!
Lütfen beyler bu davranışla hem meslektaşlarınız hem de buradaki çalışanların gözünden düşüyorsunuz.
Please, gentlemen, this behavior does you no credit in the eyes of your colleagues nor in those of the other patrons of this Waffle Hut.
Waffle yedim.
I had waffles.
Waffle'lardan küçük evler yapmaya bayılırım.
I like making little houses out of waffles.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ikimizin de yalnız yediğini fark ettim. Belki sizinle oturabilirim ve waffle evinize şurup jakuzisi yaparız.
Sorry to interrupt, but I noticed we were both eating alone and I thought I could sit with you, maybe build a syrup Jacuzzi...
Çok iyi olurdu ancak bir erkek arkadaşım var.
-... for your waffle house? - Oh, that would be nice but I have a boyfriend.
Yaptığınız waffle teepee'yi çok beğendim.
I like that waffle teepee that you have built.
Özür dilerim.
You want a waffle? Uhh.
Bu Waffle Haus saçmalığına kandığınıza inanamıyorum.
I can't believe you guys fell for this Waffle Haus club crap.
Altı panç sonra beleş waffle alacağım.
Six more punches and I get a free waffle.
Waffle'dan nefret ederim.
And I hate waffles.
Bir sonraki waffle'ınız ücretsiz.
Your next waffle is free.
Bence Waffle Haus'a dönmeliyiz.
I think we should go back to the Waffle Haus.
Daha kahvaltı yapmadım ve annem gözleme istiyor.
I haven't had breakfast and momma wants a waffle.
Lanet Gözleme evinde.
In da fucking Waffle House.
Waffle tostu?
Toaster waffles?
- Tost makinesini almak istiyorum.
- I want to pick up the waffle iron.
- Tost makinesi için mi dört kere aradın?
- Four calls for a waffle iron?
Her kimsen söyle Sean'a tost makinesini alıyorum ve Annie'yi pazar akşamı eve bırakacağım.
Whoever you are... tell Sean... that I'm taking the waffle iron and... that I'll drop Annie at home on Sunday night.
Sadece başka bir tost makinesi.
It's just another waffle iron.
Gözleme? "Waffle?"
Pancakes? Waffles?
Tüm sabah tost makinesinin başında meşhur "raisin waffle" larımı yapmakla uğraştım, yesen iyi olur.
I slaved, all morning, over the toaster, making my famous raising waffles so eat up.
Bu bir külah krep.
It's a waffle cone.
- Waffle ve dondurma.
- Waffles and ice cream.
Waffle yanıyor.
The waffle's burning.
Onunla waffle yemeyeceksiniz, değil mi?
You're not going to have waffles with her, are you?
Waffle'ın hazır. - Tahmin et ne oldu?
Your waffle is ready.
Burası Hollanda'daki tavuk-gözleme satan tek yer.
It's the only chicken and waffle place in Holland.
"Waffle" için 15 puan.
"Waffle" for 15 points.
- Dolapta hala waffle var.
I still got waffles in the freezer.
Şey, bilirsin, eğer polisin Belçika waffle makinesine ihtiyacı olursa onlara yardımcı olabilirsin.
Well, if the police are missing a Belgian waffle maker, you could give them a hand.
Ama aklımdasın sana bir şeyler alacağım.
But that's okay, you're registered, right? I'll get you a something. I'll get you a waffle maker.
Bir tatlı tabağı, fazladan yağ, üstüne bal dökülmüş iki top... ve bir çikolatalı dondurma istiyorum. Vişne olmasın.
Waffle platter, extra butter, two honey-glazed pill bugs and a chocolate sundae, hold the cherry.
Silahla mı? Hayır, tost makinesiyle.
No, a waffle iron.
Pekala... en sevdiğim yemek çörek...
Well... my favorite food is... the waffle.
Şey, bilirsin, eğer polisin Belçika waffle makinesine ihtiyacı olursa onlara yardımcı olabilirsin.
well, you know, if the police are missing a belgian waffle maker you could, um, give'em a hand.
Gözleme barı, omlet barı. Tostado barı.
Waffle bar, omelet bar, tostada bar.
Waffle büfesini göster onlara, Larry.
Show them the waffle bar, Larry.
Önce waffleye bakayım.
About some calls we got at the FBI last night. First... have a waffle.
Şey... vergisiyle birlikte... 5-9-2... Geri kalan bizlere gözleme ızgarası düştü.
The rest of us got stuck with waffle irons.
Sadece küçük dükkanlar ve waffle evleri.
It's all strip malls and waffle houses.
Ben olsam Gibbs'le konuşana kadar paketlerimi açmazdım, Ziva.
I'd hold off on unpacking the waffle iron till you talk to him, Ziva.
Waffle yapıyorum.
I'm making waffles.
Yine waffle mı var?
- Waffles again today? - Are you hearing this?
Sanat öğretmeni olduğunu ve her pazar Hukilau Cafe'ye gittiğini waffle'dan evler yaptığını ve zambakları sevdiğini, nasıl biliyorum?
Oh! Lucy! Lucy!
Waffle getiririm.
I could go get waffles.
Kızarmış ekmek ya da waffle ister misin?
Nothing.
Waffle isterim.
Do you want a toast or toaster waffle?
Alo?
Toaster waffle.
- Waffle ızgaram mı varmış benim?
I have a waffle iron?