Waited перевод на английский
8,553 параллельный перевод
Max hayatı boyunca hiç masalarla meşgul olmadı.
Max has never waited on a table in her life.
Tabi ki hiç bu kadar beklememiştim, nasıl bir şey acaba?
Of course, I've never waited before, so what's that like?
Ne kadar çok beklediğiniz ortada.
I know how long you've waited.
Çocuk beklediği için iyisin hadi yine.
You're lucky the child waited.
- Bekledim ama eve gelmedi.
I waited, but she never came home.
Bir saatten fazla bekledim.
I waited over an hour.
Sevdiğim adamın dönmesi için bekledim.
I waited for the man I fell in love with to return.
Çok uzun bir süre bekledim..... bu an için.
I've waited a very long time for this moment.
- May ile birlikte kafeteryada beklerken...
As May and I waited in the coffee shop...
2 sene bekledim, biraz daha bekleyebilirim.
I've waited for two years, I can wait a little bit longer.
İlk yardım görevlileri gelene dek beklemeliydin. Polisi aramalıydın.
You should've waited for the paramedics and let the cops handle this.
Gelmemi bekledin şimdi Haksız mıyım?
You waited for me! Right or not!
Baba pirinç keklerini satmak için uğraşırken iki kardeş onu evde bekliyormuş.
While Dad tried hard to sell rice cakes the two sisters waited for him at home.
En azından birkaç saat bekledin.
At least you waited a few hours.
Dün tüm öğleden sonrası ve bütün gece bekledim.
I waited all yesterday afternoon and all last night.
- Yıllarca bekledim.
I've waited years.
Senin gücünde bir ölümlüyü bekledim.
Oh, and I have waited an eternity for a man of your strength, your gifts, your will.
Kahvaltıya bekliyorum.
I waited for you at breakfast.
Yani elimden kapmak için oturup beni mi bekledin?
So you waited here just to snatch it away from me?
Bunun için çok uzun bir süre bekledim.
I've waited a long time for this.
Bir yıl boyunca, balık restoranının çöplüğünde bekleyen aç kedi gibi elimi açmıştım herkese.
For a year, I waited for scraps like a hungry cat outside a seafood restaurant dumpster.
Bu anı beklemiştim hep.
I've waited for this.
Sana rağmen yeni bir hayat kurdum. Bunu söylemem gerekiyor. Söylemek için uzun zamandır bekliyordum.
I found a life in spite of you, and you need to hear this because I've waited a long time to tell you this.
Çok uzun süre bekledim.
I've waited too long for you.
Hayatım boyunca bunu bekledim.
I have waited my whole life to tell you.
Dre ile birlikte albüm yapmak, kabine girip, "Hazır mısın?" demesi için beklemek...
You do not know how long I waited to get in his booth and to have Dre out there goin', "You ready?"
Straight Outta Compton albümünden sonra hayatım boyunca bunu bekledim.
I waited all my life for that, since Straight Outta Compton.
Hayatım boyunca sana yardım etme fırsatını kolladım.
I've waited my entire life for the opportunity to help you.
800 yıl boyunca Kraliçe'nin dirilişini bekledik.
For eight hundred years, we've waited for her return.
Konu şu ki Kuryakin, Profesör Teller kaybolduğunda Nazi meslektaşlarının kızının kapısını çalacağını tahmin ettik ve onu teşkilata alıp bekledik.
The thing is, Kuryakin, when Professor Teller disappeared we assumed his Nazi colleagues would come knocking at his daughter's door so we recruited her, and waited.
Aramam için beklemeliydin.
You should have waited for me to contact you.
Tanrım, bunun için uzun bir zaman bekledik.
God, I've waited a long time for this.
Aynen. Araba sürdü, park etti ve bekledi.
Yeah, he drove, he parked, he waited.
- Kız ondan kurtulduktan sonra evinin önünde beklemiş olmalı.
He probably waited outside of her house after she got rid of him.
" 30 gece boyunca, Bürgerbraukeller'e kapatılana kadar bekledim.
" For 30 nights, I waited until I got locked in to the Burgerbraukeller
"Bu sesi işimi gizlemek için kullandım, sonra suyun yeniden çekilmesi için... bir 10 dakika daha bekledim."
"I used the sound to conceal my work, then waited another 10 minutes for the flushing to start again"
Oh Dennis, bekledi değil mi?
Oh Dennis, couldn't you have waited?
Seni tam 3 saat bekledik.
We waited three hours... for you.
Evet, seni sadece yarım saat beklediler.
Yeah, they all waited like half an hour for you.
Senin gibi bir kızı ne zamandır beklediğime dair bir fikrin var mı?
Do you have any idea how long I've waited for a girl like you?
Bunun için çok bekledim ben.
I've waited too long for it.
Seni beklerken dayanamadı ve uyudu.
He waited up for you until he couldn't stay awake any more.
ı olurdu seni bekledim ama üç bir kalabalık ve tüm bu.
I would have waited for you, but three's a crowd and all that.
Bunu için çok bekledik.
Waited a long time for this.
Hobart'ın geçmesini bekliyorduk.
♫ And we waited for Hobart ♫ ♫ to pass by. ♫
Çünkü ben üç yıl bekledim, Dan.
'Cause I waited for three years, Dan.
Bunun için o kadar zaman bekledim ki.
I've waited for this for so long.
Bu günü bekledim.
I waited for this day.
Sen bekledim.
I waited for you.
Bekledim.
I waited.
- Uzun zamandır.
Long have we waited.