Warns перевод на английский
172 параллельный перевод
Gizli bir mesaj Burgundy'ye karşı bir savaşı bana haber veriyor!
A secret message warns me of war against Burgundy!
Kaptan Stuart, mahkeme sizi uyarıyor. Orada bulacağınız şey, hayatınıza mal olabilir.
Capt. Stuart, the court warns you that what you may find down there... may well cost you your life.
Ama şimdi yaklaştığında, sizi uyarıyor, şu şekilde tik-tak, tik-tak, tik-tak.
But now when he's about, he warns ya, as ya might say, with his tick-tock, tick-tock, tick-tock.
Ama 70 yaşından sonra Tanrı bizi hazır olmamız için uyarır.
But after three score and ten, the Lord warns us to prepare.
Kristal topum etrafta şüpheli bir durum için uyarıyor gibi görünüyor.
My crystal ball warns me of a suspicious presence in the surroundings.
Bir sahra telsizi, albayı herhangi bir düşman hareketine karşı uyarır.
A field radio warns the colonel of any enemy movement.
Binbaşım, sizi, mahkumlara sabrı kalmadığı yönünde uyarıyor.
My major warns you that he has no patience left with the prisoners.
- Ama onu aldatmaman için seni uyarıyor.
- But he warns you against trying to trick him.
Van Gelder çok kötü durumda ve sizin tehlikede olduğunuzu söylüyor.
Van Gelder is extremely agitated and warns that you're in danger.
Siringo, içgüdülerim senin gibi bir adama asla güvenmemem gerektiğini söylüyordu,... ama Profesör, içgüdülerime güvenmemem gerektiğini söylemişti.
Siringo, my instinct warns me not to have faith in a man like you, but the Professor here says don't trust your instincts, he says.
Kötüler harekete geçebilmek için bir katalizör bulacaklar uyarısı da var, ve çapulculuk için tüm galaksiye dağılacaklar.
It warns that the evil is awaiting a catalyst to set it again into motion and send it marauding across the galaxy.
Ustam sizi iyi niyetle uyarıyor Ona inanmamak size kalmış
My teacher warns you out of good intentions it's up to you if you want to believe him
İmam sadece bizi tehdit eden..... tehlikeye karşı uyarıyor.
The Imam merely warns... of the danger which menaces us.
Babam beni uyarır : hayır, hayır, hayır.
My daddy warns me no, no, no
Meslektaşlarımızın hayat tecrübesi bize, mesleğe yabancı insanları,... bilgilerimizi empoze etmek suretiyle üzmemeyi öğretmeliydi.
Our brothers'experience warns us to not trouble profane minds...... with our knowledge.
Majesteleri ve hükümet, Yunan anayasasının... yerine getirilmesiyle ilgilenmemekte... ve Yunan hükümetini... bu meselenin halledilmemesi nedeniyle ortaya çıkabilecek... sonuçlar konusunda uyarmaktadır.
Her Majesty's government maintains no interest... in the fullfilment of the greek constitution, and warns the greek government... that the most serious consequences would arise... if it didn't manage this affair.
# Elektrik, zemindeki ızgaralardan geçmeden önce bir sinyal... #... fareyi, "dört saniye sonra elektrik şoku gelecek" anlamında... #... uyarır.
Before the electricity passes through the grids... a signal warns the animal... that 4 seconds later the shock will come.
İmparatorluk Trenyolu Komisyonu olası tehlikeler konusunda uyarıyor :
The Imperial Railroad Board warns of the dangers involved :
Bu arada polisten alınan bilgilere göre katil son mektubunda öldürmeye devam edeceğinden bahsediyor.
Meanwhile we understand our murderer sent another letter to the police in his message he warns he'll be striking again!
Ciano, HitIer'e İtalya'nın savaşa hazır olmadığını söyledi.
Ciano warns Hitler that Italy is unprepared for war.
Yalnız bu uzmanın dediğine göre, 5000'den fazla tavşan halk sağlığına zarar verirmiş.
But this expert warns that raising over 5,000 head... becomes a public health hazard.
Haberlerinin moda şovlarıyla sınırlı kalmasını istiyor.
he warns you should stick to reporting'fashion shows.
Bu aslında Buda'yı sever gibi davranan sahte rahibeleri yanılsamaya karşı uyarmak içindi.
That is a discourse that warns the illusions of immature phony nuns acting like Buddha.
Arıların onları uyaracak bir Hercule Poirot'ları yok.
For the wasps, there is no a Hercule Poirot who warns them.
Hiç bir zaman seni düşmeden evvel uyarmıyor.
He never warns you when he's going to drop by.
O gelirken beni hiç uyarmıyor. Bu yüzden ona borçlu olduğumu düşünmüyorum.
Well, he never warns me when he is so I feel like I owe him nothing.
Örneğin, bu kilisenin inşa edildiği tepedeki yazıtlarda Aziz Peter uyarıyor :
Of such, Peter, the rock upon whom the Church is built, warns :
Oh, tabi, onu bir soru şeyi hakkında uyarıyor.Hey!
Oh, sure, she warns him about the one question thing. Hey!
Hiçbir şey... seninle ilgili beni uyardı.
Nothing... - She warns me about you.
Öfkeli biri vurmadan önce asla uyarılamaz.
A storm never warns before it hits.
Kutuyu aramaya gidenlerin geri dönmediğini söylüyor.
He warns that no one who has looked for the box has come back.
McCarthy duruşmalarının baş avukatı komünist beyin avcılarının her an her yerde saldırabileceği konusunda uyarıyor.
Roy Cohn, chief counsel of the McCarthy hearings, warns Communist mind control can strike anywhere, at any time.
İncil uyarır : "Kötüler, kendi kötülüklerinin kurbanı olacaklardır." Meseller 11 : 5.
The Bible warns "the wicked shall fall by his own wickedness".
Hakem ara verdi ve dirseğini kullandığı için Boudreau'yu uyardı.
The referee calls time, and warns Boudreau against using his elbow.
Yıldırımın gökyüzünü nasıl ikiye ayırıp, bizi gelecek şiddetli gök gürültüsü hakkında uyarışını görebiliyor musun?
Can you see how lightning tears the sky apart... and warns us of the powerful thunder to come?
Kobra kontrol hazır olmamız konusunda bizi uyarıyor.
Kobra command warns us to be ready.
Phil Collins bu yeni yetme grubu, engelli birinin Lalapalablalala'da çalmasına izin verilmez... ve dualarım bu durumu engellemek için herşeyi yapacaklar!
Phil Collins warns that a novelty band that makes fun of the handicapped should not be allowed to play Lalapalablalala, And vows to do everything in his power to stop it.
"Bu köprüde," diye uyarır Lorca...
"On this bridge", Lorca warns,
Janot telsizle yukarıyı onun gelmemesi için uyarıyor.
Janot radios up and warns her not to descend too far.
Yüksek gelgit uyarısı veriyor.
It warns about high tide.
Benim altıncı hissime göre ilanın işe yaramakla kalmadı hatta daha fazlasını getirdi.
My sixth sense warns that... your advertisement isn't a mere workshop There's more to it
Askerlerin filmlerde kızılderili saldırısını bildirdikleri gibi.
Like in movies when the soldier warns of an Indian attack?
Kaya balığı kuyruğuyla karidese fiske atarak yırtıcı hayvanların yaklaştığını haber verir.
with flicked its tale the goby warns the shrimp of approaching foes
Ama şimdi yaklaştığında, sizi uyarıyor, şu şekilde tik-tak, tik-tak, tik-tak.
But now when he's about, he warns ya as ya might say with his tick-tock... tick-tock, tick-tock.
Yolcu Rehberi sayfa 201 12241225 bölgesi için uyarıda bulunuyor. Çok soğukmuş.
Paragraph 201 in the Passengers'Guide warns that Area 1224 - 1225 is especially cold.
İçimdeki Necromonger seni oraya dönmemen için uyarıyor.
The Necromonger in me warns you not to go back.
Fox Haber, FBI bültenini ele geçirdi. Bu bültende teröristlerin içi zehirle dolu kalemleri silah olarak kullanabileceği uyarısı vardı.
Fox News has obtained an FBI bulletin that warns terrorists could use pen guns, like in James Bond filled with poison.
Sheriff Johnson halkı uyardı. Kaçan sanık cinayetten yargılanıyor ve silahlı ve tehlikeli.
Sheriff Johnson warns that the escaped suspect... who was detained on suspicion of murder... should be considered armed and dangerous.
İsminle seslendiklerinde, eğer cevap verirsen büyü seni ele geçirecekmiş.
One warns about answering to your name called out. If you answer the spell will get you.
Ona geri dönmeye çalışmamanız için uyardı. Zaten artık Leydi Anne ile evli.
He warns you not to try to return to him... since he is now married to the Lady Anne.
Ciddi pisikopatik eğilimler hususunda uyarıyor.
Warns of serious psychopathic tendencies.