Warts перевод на английский
300 параллельный перевод
siğiller, kediyi takip edin ; ben sizinle ilişkiyi kestim. "
"cat, follow devil, warts, follow cat. I'm done with you."
Onunla siğillerimizi iyileştirecektik.
We was gonna take our warts off with him.
Allah seni cezalandırsın, yatağına tahtakuruları eşlik etsin!
May Allah send you warts and give you bedbugs for company!
- O siğil için.
That's for warts.
" Düşük kemerleri, düztabanlığı, siğili, nasırı, bunyonu iyileştirir.
" Fallen arches, flat feet, warts, corns, bunions.
Kendimi gösterebildiğim tek insansın, tüm kirli çamaşırlarımı, her şeyimi.
The only person to whom I can show myself, warts and all.
"Kendimi gösterebildiğim tek insansın tüm kirli çamaşırlarımı, her şeyimi..."
"You are the only person" "to whom I can show myself, warts and all."
Kim verdiği sözü çiğnerse vücudunda siğiller çıksın.
The first one who breaks the pledge will get warts.
Qu'est que c'est, "siğiller"?
Qu'est que c'est, warts?
- Sivilcesiz pembe yanaklı
- Rosy cheeks, no warts
Martha'nın parası var çünkü Martha'nın babasının ikinci eşi Martha'nın annesi değil, annesi öldükten sonraki olan çok yaşlı bir kadındı siğilleri vardı, çok zengindi.
Martha has money because Martha's father's second wife not Martha's mother, but after her mother died was a very old lady who had warts, who was very rich.
İyi bir cadıydı, kırmızı gözlü beyaz fare ile evlendi, bu fare onun siğillerini falan kemirmiş olmalı çünkü kadın neredeyse bir anda buharlaşıp kayboldu.
She was a good witch, and she married the white mouse with the red eyes, and he must have nibbled her warts or something because she went up in a puff of smoke almost immediately.
Belki kayınpederim ile siğilli cadı birlikte olmalıydılar.
Maybe my father-in-law and the witch with the warts should have gotten together.
Bir lağım benim ne kadar parçamsa o kadar. Onları hayatımdan çıkarmak istiyorum.
Like warts and goiters, and I'm having them removed.
Yüzü lekeli, siğilli, sivilceli ya da burun kılları uzamış hiç kimse gelmedi.
No one. Not with pockmarks, warts, pimples or hairs growing out of his nose.
Şişliğinizi alır, bağırsakları açar, ömrünüzü uzatır.
It cures warts, opens the bowels, prolongs life.
Bu büyük siğiller için.
This is for big warts.
Büyük şişlikler ile daha büyük.
A size larger with big warts.
- Üzerimde hiç kötü bir şey yok.
- I haven't got any warts on me.
- Kötü bir şey filan yok.
- I haven't got any warts on me.
Git yıkan! Her tarafın siğil dolacak.
You'll get warts.
Ona fazla dokunursanız, her yerinizde siğiller çıkar.
If you hold him too long he'll just give you warts.
kaldır siğilimi ortalıktan. "
Make my warts disappear. "
"kaldır siğilimi ortalıktan."
"Make my warts disappear."
" kaldır siğilimi ortalıktan.
" Make my warts disappear.
Bundan çok daha çabuk kaybolan siğillerim oldu benim.
I've had warts that went away quicker.
Bu orospunun evladı buraları avucunun içi gibi bilir.
He knows this country better than you know the warts on your wife's backside.
Yüzünde öyle çok siğil var ki sadece hapşırdığında hangisinin burnu olduğunu anlarsınız.
He's got so many warts on his face it's only when he sneezes that you find out which one is his nose.
Sivilceli ve ayakları kokuyor.
He had warts, and his feet stank.
Tüm ellerinde siğiller vardı.
He had warts all over his hands!
Evet, siğiller.
Yeah, with warts.
Uçuklar, siğiller...
Herpes, warts...
Siğilin nasıl tedavi edildiğini biliyorum.
I know how to cure warts.
Şimdi ağzında mantarlar..... kollarında siğiller çıktı bacaklarında daha da çok.
Now he's developed fungus in the mouth... warts on his arms and more on his legs.
Bunu hiç düşündün mü? Kendine güzel, siğilli bir kurbağa bul ve onunla evlen.
Find a pretty toad with warts and marry her.
Siğillerim var.
I've got warts.
Elimde siğiller vardı.
I got, uh... some warts on my hand.
Siğillerden kurtulmak için, elinize bir patates sürer, sonra da patatesi dolunayda gömersiniz.
To get rid of warts, you rub a sliced potato on your hand and bury it under a full moon.
Ah, Liszt- - hiç olumsız yanlarını saklamadan.
Ah, Liszt- - warts and all.
Dört siğilli ve tek gözlü bir kadın kolay gözden kaçmaz.
Hard to miss a lady with four warts and only one eye.
- Hayır, o siğil içinmiş.
No, that's for warts.
Bana ne oldu bilmiyorum.
- Do we have warts?
Her yerinde siğil çıkar.
Grow claws, bleeding warts.
Ayaklarım mantar içinde.
I got warts all over.
Penisindeki sivilceler, şayet düzgün davranmasan asla geçmez.
Warts on your dick aren't going away, less you start using cream every day.
Onunla siğilleri iyileştirirsin.
To cure warts with.
Siğilleri iyileştirmek mi?
Cure warts with?
- Suratına siğil koy!
- Put warts on him!
- Onun siğili var sanıyordum.
He had warts.
Nasırlarını tedavi ettirdin mi?
Did you ever get those plantar's warts taken care of?
- Ağrı, acı, siğil, politikacılar.
- Sickness, pain, warts, politicians...