Weigh перевод на английский
2,062 параллельный перевод
Yapmayın çocuklar tam olarak 44,1 kiloyum.
Come on, guys, I weigh exactly 97.2 pounds.
Gemide kimse olmasaydı daha kolay olurdu, Patron.
It'd weigh a lot less if everyone was off the ship, Chief.
- Peki bunun ağırlığı ne kadar?
What's this one weigh?
Nasıl ekipmanları dönerken yola çıkarkankinden daha ağır olabilir ki?
How can his equipment weigh more on his return trips than when he left?
Nasıl dönerkenki ekipmanlar giderkenkilerden daha ağır olabilir ki?
How can his equipment weigh more on his return trips than when he left?
Başka bir dolap çevirselerdi anlardık.
If anything else was in there, it would have to weigh something.
Hayatınızın ağırlığı ne kadardır?
How much does your life weigh?
Sırtımıza hareket edemeyeceğimiz kadar şey yükleriz.
We weigh ourselves down until we can't even move.
Tanrı aşkına kaç tonsun sen.
How many tonnes do you weigh, for God's sake?
Biliyor musun, bir zamanlar 60 kiloydum.
You know, I used to weigh 120 pounds.
Burada yazdığına göre Adams... 135 kilonun üstündeymiş.
It says here that Adams, he's supposed to weigh over 300 pounds.
Yaklaşık 100 ton ağırlığında olurdu.
IT WOULD WEIGH ABOUT A HUNDRED TONS.
Benim kilom bu kadar.
That's what I weigh.
- Muhtemelen ağırlıkları o kadar.
They probably weigh as much.
Baba, ağırlığını koymak ister misin?
Dad, you wanna weigh in on this?
Neden, hep, annemin ölümüyle ilgili üzüntüsü, benim doğumumla ilgili sevincine baskın geliyor?
Why does his sadness at Mother's death always weigh on his happiness that I was born?
Dile getirilemeyen düşünceler insana ağır gelir. Yakana yapışır ve yeni fikir üretemezsin.
Your innermost thoughts, the ones that weigh heavy, hold you back, prevent new ideas.
Ağaçta bulduğumuz kemiklerin ağırlığında kalıplar yaptım.
I made casts that weigh the same as the bones we found in that tree.
Zürafaların, iki tona kadar çıktığını biliyor muydun?
Did you know that giraffes can weigh up to 2 tons? Yes.
37 kiloyum.
I only weigh 82 pounds.
Jim, iki metre boyun var ama kırk kilosun.
Jim, you're 6'11 " and you weigh 90 pounds.
Çocuğunun ihtiyaçlarına karşı kendi ihtiyaçlarını ölçmeye çalışmak.
trying to... weigh your own needs against those of your kid.
Ama öyle olsaydı bile, benim de bir sürü sorumluluğum var.
But even if she were, i'd have to weigh my responsibility
Kilomuzu kontrol altında tutabilmek ve gerekli rejimi uygulamak için haftada iki kez burada buluşuyoruz.
Well, we meet here twice a week. We do our weigh in, and then we have our support dinner.
Kaç kilosun sen?
How much do you weigh?
Dentex'in ağırlığı ne kadar?
How much did that dentex weigh?
Risk ve analiz arasındaki ilişkiyi analiz eder, maksimum kazanç için onları karşılaştırırım.
I analyse risk and reward and weigh them against each other to maximise gain.
Ama büyük adam oluşu korkutmalı seni, dilediğini yapmak elinde olmayabilir.
But you must fear, his greatness weigh'd, his will is not his own. For he himself is subject to his birth.
Senin şerefine düşebilecek gölgeyi düşün, tatlı dillerin fazla saflıkla inanırsan.
Then weigh what loss your honour may sustain, if with too credent ear you list his songs. DISTANT THUMP
İyisi mi, işin sarpa sarmaması için, böyle birden uzaklaştırılmasını, hesaplı bir savsaklama gibi gösterelim.
And where tis so, the offender's scourge is weigh'd, but never the offence.
Her gün, basındaki yoldaşlar daha iyi bir dünya adına insanlığı kurban etmek doğru bir şey mi?
- Weigh on me like they do on you. - Wouldn't you like to erase it all? Turn the clock back?
Çünkü her şeyi ben teklif ettim, karar verdim ve hükme bağladım.
All the victims, all of them, even those I didn't strike directly, weigh heavily on me.
Tartı makbuzum burada.
I got my weigh-station ticket right here on the dash.
Tüm o kadınların ruhlarının ağırlığı hep üzerimde olacak.
The souls of these women will always weigh heavily on me.
Bu arada kırmızı-mavi görüntü ismi ile devam etmek istediğine emin misin?
if you want. And while we're at it, do you want to weigh in on the whole "Red-Blue Blur" thing?
Niçin hep kilomu ölçüyorsun?
Why do you always weigh me?
Herkezi ölçüyoruz.
We weigh everyone.
Gündüz kuşağı izleyeyim, şey yapayım.
Sit in your armchair all day, and wonder why you weigh a hundred kilos?
"Animal Magic" programında bebek filleri tarttıkları şeye benziyor.
It's like one of the things they use to weigh baby elephants in Animal Magic.
Kilo mu aldım ben?
Do I weigh more?
Saçma deneyleri için gübreleri tartıp durursun.
I'll have you shipped to Hydra island so you can weigh turds for their ridiculous experiments.
Kaç kilosunuz Bay Perry?
Um, Mr. Perry. How much do you weigh, Mr. Perry?
Ve umarım üzerindeki suçluluk duygusu benim üzerimdeki kadar olmaz.
And all I can do is hope that the guilt doesn't weigh you down as much as it does me.
Bundan hiç tartışmadık.
R. It huh? weigh? mad?
Tartılmadan önce uğurlu tanganı giymen kadar çılgınca mı?
Crazier than putting on your "lucky thong" before you weigh yourself?
Bunu, hukuki açıdan düşünürsen bence fikrini değiştirirsin.
Ah, once you weigh what's at stake, I think you'll change your mind.
Ona dedim ki : "180 kilosun. Dizlerimiz bu kadar ağırlığı taşımak için tasarlanmamış."
I told her, "you weigh 400 pounds." "The knee is not designed for that."
Küçük, katlanabilir bisikletler, ağır gelmezler.
Little foldaway bikes, don't weigh a thing.
Tesla'nın da değerlendirmesini istiyorum.
I want Tesla to weigh in on it.
"80 kilodaki herkesin ayağa kalkmasını istiyorum."
"I want everybody who weigh 175 pounds to stand up."
Onu daha tartıda alt edeceğim.
I'll get him at the weigh-in.