Whirring перевод на английский
392 параллельный перевод
Motor sesi duyabiliyor musun?
Can you hear the engine whirring?
Kaygan kumla ve arabanıza zarar veren taşlarla kaplıdır kaktüsler arasında kaçışan bıldırcınlar ve bir bulut misali kumrular yükselir.
A road of shifting sands and bruising rocks of quail that scoot through clumps of cactus and doves that rise in soft, whirring clouds.
Etrafta mürekkebin kokusu, makinelerin uğultusu olurdu hep.
There was the smell of ink, and the whirring of the machines.
Uğultu ne demek?
What does "whirring" mean?
Bakalım ne yapabileceğiz.
[electric engine whirring]
Hayat benim için bitmeyen bir fırtına!
This world to me is a lasting storm, whirring me from my friends
...
( ELECTRONIC WHIRRING )
- Neler oluyor?
( Machinery whirring ) - What's going on?
( Whirring )
( Whirring )
- No. - ( Whirring stops )
- ( Whirring stops )
Hanover Kraliyet Sarayında bile tekerlek vardır efendim.
Even the Royal House of Hanover had the wheel, sir. ( Whirring ) - I've never seen anything like it.
Durdur şunu!
( Whirring ) Stop it!
Babamın değirmen çarkı neşeyle şarıldar ve çatıdan kar damlardı....... serçeler cıvıldar ve bir curcuna oluşurdu.
"The wheel of my father's mill was once more turning and whirring merrily " the melting snow trickled steadily from the roof, " the sparrows chirped and hopped about.
[Pırpır ediyor ] [ Çınlıyor]
[Whirring ] [ Clangs]
Gülümse!
- Smile! - [Shutter Clicking, Whirring]
Michael, Devon'ın parasını aldı, öyle değil mi?
- [Whirring ] - [ KITT] Michael, she's got Devon's money, doesn't she?
Bonnie, sanırım bir şey bulduk.
Bonnie, I think we've got something here. [Printer Whirring]
.
- ( DRILL WHIRRING )
Bu nasıl?
- [Whirring] - How's that?
Nasıl oldu?
[Whirring] How's that?
Hanımefendi! Hanımefendi!
[Vacuum Cleaner Whirring] MA'AM?
Oh, ne yapcaksınız? Beni mikroskopla inceleyecek misiniz? her dediğimi analiz mi edeceksiniz?
[can opener whirring] hey, what's going on in the kitchen?
[Motor pır pır ediyor] Uzun bir süre devam etmek istiyorum bu defasında Eddie.
[Motor whirring] I want you to go long this time, Eddie.
[Motor pır pır eder]
[Motor whirring]
[Uğultu]
[Whirring]
Evet. Burnunu da karıştırabilir.
[WHIRRING]
Özür dilerim, efendim.
- Sorry, sir. Sorry. - ( WHIRRING )
Orada bir tane var.
- [Whirring] - That's one right there.
Rüzgârı, hızı titreşimi vınlamayı hatırlıyorum.
I remember the wind, the speed the vibration the whirring.
- [Kamera sesi ] - [ Ed] Ve... motor!
- [Camera Whirring ] - [ Ed] And... action!
- [Makine sesi, pervane]
- [Machine Starting, Whirring] - Billy Bob!
[Kamera sesi]
[Camera Whirring]
[İnleme sesi, gıcırtı]
[Whirring Sound, Squeaking]
[İp atlama sesi]
[Jump Rope Whirring]
Hyperion!
- [high-pitched whirring ] - [ Silver Surfer] Hyperion!
Hava dolaşımı.
[Machinery Whirring] Mmm, recirculated air.
Bu uğultuyu mu?
What, that whirring?
Lanet böğürtlen lekesi.
- [Motor Whirring] - Damn blueberry stains.
[Süpürge sesi]
[Vacuum Whirring]
[Ses devam ediyor]
[Whirring Continues]
Tamam. o, ee biz... Bana şans dile. Tehlikeye gidiyorum...
[Mechanical whirring]
ansımız tam olarak bitmedi.
- [Whirring continues]
Erkekler her şeyi yaparlar onlara sadece prize bağlanan ve pırpır eden bir şeyler verin.
Men will do anything just give them something that plugs in the wall makes a whirring noise.
ALACAKARANLIK KUŞAĞI
[engines whirring]
( Whirring stops )
( Whirring stops )
Sürprizin bu olduğunu bilseydim, bütün kitaplarımı yakabilirdim.
[WHIRRING] If I knew this was gonna be the surprise, I'd have burned all my books.
Claw, huh?
[Mechanical whirring] You will adjust.
Ooh--Aah!
[Mechanical whirring, beeping ] [ John] Gosh, she's incredible.
Tamam, bir fikrim var.
[Whirring]
Sağ ol, Beyin.
[Whirring]
Seni tutukluyorum, çocuk kaçırma... banka soygunu, hapisten kaçmak... ve genel olarak bütün şeytanlardan.
[Whirring] - Time.