Whiskey перевод на английский
4,155 параллельный перевод
Sean viski satın almış ama aynı zamanda silahı da atmış.
Sean bought whiskey, but he also dumped the weapon.
Yollarda hayat geçerken daima bir durup malt viskinin kokusunu bir almalısın.
On the road of life, always stop to smell the single malt whiskey.
Sabit bir kuralım vardır benim.
One whiskey always.
Viski.
Whiskey.
# Viski, hoş geldin #
♪ whiskey, welcome ♪
Şaka yapıyorum, viski.
I'm kidding, it's whiskey.
Lütfen, iki viski.
- Please, two whiskey.
Biri bana en son 50 yıllık viski ikram ettiğinde beni öldürmeye kalkmıştı.
The last time somebody offered me 50-year-old whiskey, they tried to kill me.
Viski ve arkasından bira ver.
Shot of whiskey and a beer back.
- Sadece ben, baban ve bir şişe viski vardı.
Yeah, it was just me and your old man and a bottle of whiskey.
Küçük bir viski, zafer birkaç hikayeleri, hepsi ateş olurdu Sam Amca için ve bir maaş.
A little whiskey, a few tales of glory, they'd be all fired up for Uncle Sam and a paycheck.
- Bir duble viski iyi olurdu.
Two fingers of whiskey'd be nice for me.
- Viski kulağa hoş geliyor.
Whiskey sounds good.
- Viski?
- Any whiskey?
Önceki gece senin evinde viski içtiğimizi söylemedim.
Well, I haven't told him we were drinking whiskey in your apartment the other night.
Şimdi senden viski alacağım, hanımefendi.
I'll take whiskey from you now, miss.
Şimdi bir viski alacağım, önerir misin?
I'd take whiskey from you right now, Miss, were you offering.
Ne yapmalıydım, viskimi koymalıydım ona?
What should I have done, poured him a whiskey?
Viskiden sonra sana ne vaat etti, ayı mı?
After the whiskey, what'd he promise you, the moon?
Beş kuruşa viski.
Whiskey for a nickel.
"Senin o zengin ve alışıImış gülüşün,... yemekten sonra oturup da eline viskini alman..."
"YOUR RICH, BOOMING LAUGH, " AFTER DINNER SITTING ON YOUR LAP, THE HINT OF WHISKEY ON YOUR BRE... "
Viskisini çok severdi.
- HE DID LOVE HIS WHISKEY.
- Biraz İrlanda viskisi ekleyeyim mi?
- You want a little irish whiskey in it?
- Bir kadeh viski ve ekstazi.
- A glass of whiskey and an ecstasy.
Viski isteyen var mı?
Anyone want a whiskey?
Viskini alamazsan?
Huh? You don't get your whiskey?
Misafirlere viski vermek yanlış mı?
Is it wrong to give whiskey to our guests?
Viski!
Whiskey!
Viski içecekler.
They will have whiskey.
- Rom.
Rum. - Whiskey.
Ne viski, ne de rom.
No whiskey.
Bazen bira, bazen de viski.
It's sometimes beer sometimes whiskey.
Moe viskini, hikâyeni çok sevdik. Ve o takımın senin üstünde iskelete sarılmış ipek gibi durmasını da.
Moe, we love your whiskey we love your backstory and we love that suit that hangs off you like silk on a skeleton.
Viski ister misiniz efendim?
Whiskey, sir?
- Sağlam viski.
- Good whiskey.
Viskiyi içtikten sonra bu, büyük bir sürpriz olacak.
It's gonna be a big surprise month three after I have some whiskey.
Akşam yemeğinde biftek birer kadeh Lagavulin viskisi ardından iki saat boyunca sürecek gayretli bir sevişme ve 8.30'a kadar ikimiz de uyumuş olacaktık.
a steak dinner, a glass of Lagavulin whiskey, then vigorous lovemaking for two hours, and we're both asleep by 8 : 30.
- Sonra bizim viskimizle geri doldururuz.
- And reload with our whiskey.
Kaba adamlar, hafif meşrep kadınlar, viski, günah ve silah.
Rough men, loose women, whiskey, sin, and guns.
Genç dostuma bir viski ver.
A whiskey for my young friend.
Çocuklardan çabucak uzaklaşmalarını, güzel kadınlardan başka yöne bakmalarını erkeklerden de sert bir sirk viskisi yudumlamalarını istemek durumundayım.
I must ask that small children leave, good women avert their eyes, and men take a stiff slug of circus whiskey.
Misal pilot kabinini gezersin kaptanla konuşursun geniş koltuklarda rahatlarsın genç seksi hostes tarafından getirilen bedava sigaranın ve viskinin tadını çıkarırsın.
I mean, visiting the cockpit, talking to the captain, relaxing in a spacious seat, enjoying a smoke and free whiskey brought to me by a hot, young stewardess.
Bana bir viski kokteyli daha söyleyebilir misin?
Could you get me another whiskey sour? - Sure.
- Tabii. - Belki ben de viski kokteyliyle devam ederim.
- Maybe I'll switch to whiskey sours.
Viski içmem.
I don't drink the whiskey.
- Aslında, viski alayım.
Actually, whiskey.
- Dört kat viski, hemen geliyor. % 13.
Quadruple whiskey, coming right up.
- Viski mi içtin?
Have you been drinking whiskey?
Viski seni aptallaştırıyordu.
Remember, whiskey makes you stupid.
Viski.
♪ Daddy wouldn't buy me a bow-wow ♪ Whiskey.
- Viski.
- Whiskey.