Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ W ] / Whistling

Whistling перевод на английский

868 параллельный перевод
Bu gelen Peensie Bellwhistling.
There's the Peensie Bell whistling now.
Biri ıslık çalıyor.
Somebody's whistling.
Islık çalanı gördün mü?
Did you see the guy who was whistling?
- Islık meselesi bu mu?
Is this a whistling matter?
Sigara yasak, ahlaksız şakalar yasak, ıslık çalmak da yasak.
No one's allowed to smoke, or tell a dirty joke, and whistling's forbidden.
Alexander Petrovich, orada ıslık çalanın ne olduğunu bilmiyor musun?
Alexander Petrovich, don't you know what is whistling over there?
Onlar ıslık çalıyor.
They are whistling.
Islık çalmayı kes.
Do stop whistling.
Islık çalıyor.
He's whistling. It works great.
? [Whistling]
[Whistling]
[Whistling] Onu öldüren adam kasılarak ata biniyor olmalı.
[Whistling] The man that killed him must be ridin'high.
Islık çaldım, alkış tuttum, kızarmış pastırma erdim, bir faydası olmadı.
Whistling to it, clapping me hands, frying bacon. No use.
Aslında tek gördüğüm, karanlıktan korkup ıslık çalan küçük bir çocuktu.
As a matter of fact, all I saw was a little boy whistling in the dark.
"Islık çalan küçük bir çocuk..."
"A little boy whistling..."
Islıkla çalıp duracağım.
- I won't stop whistling it.
Bize ıslık çalıyor.
He's taken to whistling for us.
Bize ıslık mı çalıyor?
Whistling for us?
Boşuna çırpınıp durmayın.
Whistling in the dark won't help.
Islıkla çaldığınız şarkı İngiliz melodisi değil mi efendim?
That tune you were whistling, sir - it is an English tune, isn't it?
- Kanarya değil, ben ıslık çalıyordum.
- That was me whistling, not him.
Islık da çalma!
And stop your whistling.
Yaya geçidinde düdük çalan trafik polisi.
A traffic cop whistling at a pedestrian crossing.
- Islıkla çaldığın melodi.
- That tune you're whistling.
Çalarken ne olduğunun farkında değildim.
Oh, I didn't even know I was whistling.
Kes şu ıslığı!
Stop whistling!
Sanırım bu sizin için alışık olmadığınız kadar samimi bir iltifat oldu. Çünkü bana pek de ıslık çalacak bir adam gibi görünmediniz.
I regard it as an unusually sincere compliment because you don't look to me like a man much given to whistling.
Uğuldayan rüzgarlar...
Whistling winds...
EĞİTİMLİ FOK ELMER HARRY FOX DELÜKS ŞARKICI
[Whistling]
SAHNE GİRİŞİ
[Whistling Stops]
Hayal görmüyorsun kardeşim.
You ain't just whistling Dixie, brother.
- Islık çalıyorum.
- Whistling.
- Sanki bir şeyler fısıldıyor.
- It's whistling. - That's right.
Denizin sesi o duyduğun.
That's the sea whistling inside it.
Kime ıslık çalıyorsunuz öyle?
Who are you whistling at?
Islık çalmaya devam et.
Keep whistling.
Kız buraya geldiğinde ıslık çalmanı, ahlamanı, onu kesmeni veya aklındaki şu espri ve mizahlarını yapmanı istemiyorum.
When she gets here, I don't want any whistling, sighing, ogling or anything else that you consider wit and humor.
Bize gereken bir- - - Merdiveni olan bir kertenkele.
What we need is a... [whistling]... a lizard with a ladder.
Çok yakında o şarkıyı yine söyler.
He'll be whistling that song again soon enough.
Şimdi konuşuyorsun.
Now you're whistling.
- Rüzgârın sesi bu.
It's the wind whistling in the branches.
Islık gerçekten yardımcı oldu.
The whistling helped a lot.
[Bombs Whistling]
[Bombs Whistling]
Birazdan ıslık çalanın köpek olduğunu mu söyleyeceksin?
I suppose you'll be tellin'me next it was the dog that was whistling?
Ben prairie ayının altındaydım. Yalnız bir melodiyi ıslık çalmak Fitil gözüm onu görmeye geldiğinde
I was under the prairie moon, whistling a lonesome tune when my roving eye came to sight her
Hep ıslık çalıp, masaya veya bir şeylere vurarak ritim tutardın.
You was always whistling', drummin'on tables and things.
Gizli çağrı ıslığımızla onunla irtibata geçeceksin.
You will contact him by whistling our secret call.
Şimdi yine o canavarını çağırıyorsun. Sadakatsizliği ve itaatsizliği için kızını cezalandırsın diye.
So now you're whistling up your monster again...... to punish her for her disloyalty and disobedience.
Evet. Onlara gökyüzünden, rüzgarla fısıldayacağız.
I'll see you up in that big pasture with the whistling wind in the sky.
Ağzımı öyle boyuyacağım ki, devamlı ıslık çalıyor gibi olacağım.
And I'll paint my mouth so it looks like I'm always whistling.
istediğim sadece biraz sohbetti ama adamın ağzından öyle bir ses çıkıyor anlamak ne mümkün, uğultu gibi birşey.
I don't know what's worse - man talking with his teeth flopping around or without his teeth, whistling like a tornado.
Senator, bir oyuncağa göre etkileyici değilmi? " General Mitchell'ın yaptıkları tamamen kurallara aykırıydı,
[Bombs Whistling ] [ Explosions] How was that for a military toy, Senator?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]