Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ W ] / Whit

Whit перевод на английский

577 параллельный перевод
- Merhaba.
Hiya, Whit! Susie!
İddia makamının iddiasına gelince ; ortaya konulan delillerin bir tanesi bile davalının ifadesinin yanlışlığını kanıtlayamadı.
As for the prosecution's case... ... not one whit of evidence has been produced... ... to refute the defendant's testimony.
Kasabanın güvenliğini sağlamak da önemlidir tabii.
Keeping the peace is no whit less important.
- Whit, bana bakıp kafasını sallar, ve senin gibi zeki biri olmamı diler dururdu.
- Whit used to look at me... shake his head, and wish I had brains like you.
Hiç kimse seni Whit'ten daha fazla düşünmemiştir.
No one ever thought more of you than Whit.
Bak, Whit seni hiçbir zaman kötü bir işin içine sürüklemedi, değil mi?
Look, Whit never steered you into anything bad, did he?
Ve sonra güneşin içinden çıkıp göründü işte o zaman 40 bin doların neden Whit'in umurunda olmadığını anladım.
And then I saw her coming out of the sun... and I knew why Whit didn't care about that 40 grand.
Whit'e onu bulduğuma dair telgraf çekmek üzere postaneye gittim ama siesta nedeniyle kapalıydı.
I went to send a wire to Whit that I'd found her... but the telegraph office was closed for the siesta.
Whit ölmedi.
Whit didn't die.
Whit'e telgraf çektim, ama hiçbir şey anlatmadım.
I wired Whit, but I didn't tell him.
Kendimize bir yaşam kurmak, Whit'ten uzaklaşmak için.
To make a life for ourselves, to get away from Whit.
- Whit'i tanımıyorsun.
- You don't know Whit.
Whit değil.
Not Whit.
Whit, dostum, şu dünyada milyonlarca kadın var ve hepsi de ona benziyor.
Whit, my friend, there's a million dames in this world, and they all look like her.
Whit onu geri almalıymış.
Whit should've got her back.
Whit'e nerede olduğumuzu söylersen belki avucuna birkaç metelik sıkıştırabilir.
You tell Whit where we are, he might slip you a sawbuck.
Whit'e hiçbir şey söyleyeceği yok.
He isn't going to tell Whit anything.
Elbette ki Whit geniş görüşlü biridir.
Of course Whit's broad-minded.
Whit'i tanırsın ve gücünün nerelere kadar uzanabileceğini iyi bilirsin.
You know Whit and you know how far he can reach.
Aleyhimize çalışırdı, Whit'e giderdi.
He'd have been against us, gone to Whit.
Whit'i görmeyeli çok zaman oldu.
It's been a long time.
- Duygularını incitmek istememiştim, Whit.
- I didn't mean to hurt your feelings, Whit.
- Whit bana çekici olduğunuzu söylemişti.
- Whit told me you'd be charming.
Whit diğer nedenini de senin anlatacağını söyledi.
Whit said you'd tell me the other.
Hatta Whit iki katı güvenir.
Whit even trusts me twice.
Whit, Eels'in sahneden inmesini ve benimle de eski bir hesabı kapatmayı istiyor.
Whit wants Eels out of the picture and to square an account with me.
Belgeler Whit'e geri dönüyor.
The papers go back to Whit.
Şu Whit nefret etmesini gerçekten biliyor, değil mi?
That Whit can really hate, can't he?
Bir keresinde, Whit hiçbir şeyi unutmaz demiştin.
You said it once, he can remember.
Whit'in sahibi olduğu bir kulüp var.
Whit owns a club.
Whit'i federal bir hapishanede 10 sene yatmaktan kurtarmak.
Save Whit from doing 10 years in a federal pen.
Elbette, devlet sadece Whit'in sırtını sıvazlamakla yetinip ona :
Of course, the government may just pat Whit on the back and say :
Whit'in haricinde bu beyanname senedinden dördümüzün haberi vardı.
Four of us knew about that affidavit outside of Whit.
- Whit Sterling'e bir telefon bağlayın...
- Put in a call for Whit Sterling...
- Whit'i bu işin dışında tutsak iyi olur.
- We better keep Whit out of this.
- Whit'e ihtiyacınız yok.
- And you won't need Whit.
Reno'da Blue Sky Kulübünden Whit Sterling.
Whit Sterling at the Blue Sky Club in Reno.
- Whit, sevgilim, ben Kathie.
- Whit, darling, this is Kathie.
Hayır, Whit.
No, Whit.
Olanları Whit ile konuşacağım.
Talk to Whit.
Yerinde olsam denemezdim, Whit.
I wouldn't try it, Whit.
Gördün mü, Whit?
See, Whit?
O kadar kederli durma, Whit.
Don't look so stricken, Whit.
Whit.
Whit.
- Var mı? Whit öldü.
Whit's dead.
Ona sen bakacaksın, zerre vermem daha.
You'll get her as she stands, not a whit more.
Ama bu kez hoşuma gitmiyor. Hem de hiç.
But I don't enjoy it, not a whit.
Biraz su getir.
Get some water, Whit.
- Whit mi?
- Whit?
Bunu biliyor olmalısın, Whit.
You might remember that, Whit.
Önsezilere meydan okuyoruz biz.
- Not a whit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]