Wick перевод на английский
506 параллельный перевод
O kadar alkol almış ki... ağzına bir fitil sokup tutuştursan üç gün yanar.
He's so full of alcohol... if you put a lighted wick in his mouth, he'd burn for three days.
Çünkü savaşımız kana, cana karşı değil krallıklara, güçlere bu dünyanın karanlığının hakimlerine yüksek yerlerdeki ruhani kötülüklere karşı. "
For we wrestle not against flesh and blood but against principalities, against powers against the rulers of the darkness of this world against spiritual wick edness in high places.
Wick, lütfen.
Wick, please.
- Merhaba, Wick.
- Hello, Wick.
- Hoşça kal, Wick.
- So long, Wick.
- Wick haklı.
- Wick is right.
- O kadar da inatçı olma, Wick.
- Don't be so stubborn.
Gidelim, Wick.
Let's go.
Tanrı aşkına, Wick.
Oh, for heaven's sake.
Güle-güle, Wick.
Good-bye, Wick.
Onu arar mısın Wick?
Will you call her?
Yoksa olmaz mı, Wick?
Or would it?
Özür dilerim Wick.
I'm sorry.
Ayrıca endişelenme Wick.
And don't worry.
Philadelphia hikayen için sana çok teşekkür ederim Wick.
Thanks very much for your Philadelphia story.
Hadi ama Wick.
Come on.
- Gerçekten de, o kadar kötü mü, Wick?
- Is it really that bad?
Wick'in kardeşim olması onun kötü talihi.
Wick has the misfortune of being my brother.
Niçin biraz kahve yapmıyorsun Wick?
Why don't you make some coffee?
Banyo yapacaksın, tıraş olmana yardım edeceğim ve sonra yiyip uyuyacaksın. Wick döndüğünde de her şey yoluma girmiş olacak.
You'll have a bath, and I'll help you shave... and you'll eat and sleep... and when Wick comes back, everything'll be all right.
- Wick montunu sana geri alır.
- Wick'll get you back your coat.
Bak Helen, Wick gelmeden yoluna koymak istediğim birkaç şey var.
Helen, there are a few things I want to put in order before Wick comes.
senin için, Wick için ve kendim için.
for you, Wick and for me.
Wick'in, bir kitapçının önünde durduğunu hayal et.
Imagine Wick standing in front of a bookstore.
Onu bana ver.
Give me the wick
Wick, ağabeyim Adam'la tanışmanı isterim.
Oh, Wick, I want you to meet my brother Adam.
- Wick Campbell.
- Wick Campbell.
Hiçbir şey işletmiyorum ben.
I don't run anything, Wick.
Wick aldırmaz.
Wick won't mind.
- Wick, lütfen.
- Oh, Wick, please.
Çok kibarsın, Wick.
Well, that's real nice of you, Wick.
Red Dawes bu, Wick Campbell'ın adamlarından biri.
It's Red Dawes, one of Wick Campbell's men.
Wick Campbell burada olur diye umuyordum.
Thought Wick Campbell might be here.
Fitil ıslanmış.
The wick got wet.
Artık Alâeddin'in Lambası'ndaki fitili bile oynayamaz.
Now she couldn't even play the wick in Aladdin's lamp.
Wick!
Wick!
Wick.
Wick.
Ondan sıkıldım.
It gets on my wick.
Ezilmiş bir kamışı bile kırmayacak, tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti zafere ulaştırıncaya dek. "
He will not break a bruised reed or quench a smouldering wick until the time comes when he crowns his judgement with victory.
Sonra boynuna aynen şöyle bir fitil bağlayın.
Tie a wick around the neck just like this.
Lambaya gazını koy ve fitilin iyice yandığından emin ol.
fill the lamp with fuel making certain that the wick is cooked.
Fitil tam oturmuyor.
The wick doesn't fit.
Senin fitil çatırtını duyabiliyorum.
You can hear the wick crackling.
Bir karış yukardan alevlere vur.
Stri ke each flame within the width of a hand from the wick.
Tepemin tasını attırıyor.
Well, he gets on my sodding wick.
Buna da fitil deniyor.
This thing here is called the wick.
Fitilin uzunluğunu ayarlamak için bu vidayı çeviriyorsun.
You use this screw here to adjust the length of the wick.
Kapa çeneni Wick!
Shut up!
Ama o montu geri istiyorsanız, size Cenaze töreni için, sevgili Wick hiç çiçek istemiyorum, birkaç iyi söz söylenmesi yeter.
Now, if you want the coat back, I can...
İyi akşamlar Önümüzdeki seçimde Norveç'e oy vermenizi istememiz tuhaf gelebilir Ama avantajları düşünün
Highlights of that broadcast will be discussed later by Lord George-Brown, ex-foreign secretary Mr. Sven Olafson, the ex-Norwegian minister of finance Sir Charles Ollendorff, ex-chairman of the Norwegian Trades Council Mr. Hamish McLavell, the mayor of Wick the nearest large town to Norway Mrs. Betty Norday, whose name sounds remarkably like Norway Mr. Brian Waynor, whose name is an anagram of Norway Mr. and Mrs. Ford, whose name sounds like fjord of which there are a lot in Norway Ron and Christine Boslow...
Konuyla ilgili açık oturumda eski dışişleri bakanı Lord George-Brown Norveç eski maliye bakanı Bay Sven Olafson Norveç Ticaret Konseyi'nin eski başkanı Sör Charles Ollendorff Norveç'e en yakın kasaba Wick'in belediye reisi Hamish McLavell ismi Norveç'i çağrıştıran Bayan Betty Norday ismin Norveç'in çevrik sözcüğü olan Bay Brian Waynor soyadı Norveç'te bol bulunan fiyorda benzeyen Bay ve Bayan Ford Ron ve Christine Boslow... BALONCULUĞUN ALTIN ÇAĞI 6.
Ferdinand von Zeppelin was born in Konstanz in 1838.