Wires перевод на английский
1,871 параллельный перевод
Hiç kablo gördün mü yada duman?
See any wires? Any smoke? - No.
Pekala Sanborn, bir zamanlayıcı ve bir sürüde kablo var dostum.
All right, Sanborn, we got a timer, and we got a lot of wires, man.
UV içinde ne var?
Stay away from the wires. Put in the UV.
Hortumlarını çıkartmaya çalıştı.
He tried to pull out his wires.
Başka dinleme alıp ne yapacaksın.
What would you want with more wires?
FBI kamerası, dinleme cihazları ve yarım düzine de ajanla... iki veya üç haftada hallolur.
Two or three weeks with some good FBI cameras and wires, maybe a half-dozen agents...
Kabloları sökülmüş.
Wires ripped.
Jin, kabloları takip etmeme yardım et.
Jin, help me trace back these wires,
Oh... bilmelisin ki ben endişeliyim bu teller poponu begenmeyebilir, Otis.
Oh.... You know, I'm a little worried because you might like wires up your ass, Otis.
Fry, kablolara dikkat et.
Fry, careful those wires.
Şu kabloları gördün mü?
Now, you see these wires?
Telefonlar dinleniyor.
Wires are up.
Kablolardan biri sıkıştı.
One of the wires is jammed.
Etrafta çıplak kablolar var, adamım.
There are bare wires laying around, man.
Pilleri değiştirirken ve ya bozulmaları tamir ederken bir çok casus yakalanır.
More spies get caught changing batteries and fixing wires than any other single activity.
Sanırım birbirimizi yanlış anlamışız.
I think we got our wires crossed.
İlk önce, tellerimin arasına girmiş yiyecek parçalarını temizlemek ve diş etlerim için özel bir fırça kullanırım.
First I use a special toothbrush between the wires and my gums to loosen any food particles that may have lodged in my braces.
O kablolara dokunma sakın. Bakalım ne plakların var.
Don't touch those wires.
Toplantıdan önce dinleme cihazı araması yapın.
Remember to pat them down for wires before the meeting.
Beş metre yüksekliğinde, dikenli tellerle sarılı.
15 feet high, covered with rave wires.
Kablolar kesikti!
The wires were cut!
Birkaç tetikleyici, bubi tuzağı sağlam adamlar bulup yerel polis memuruna parayı yedirir ve malını satarak mis gibi de geçinirsin.
Used to get trip wires and booby traps, a good set of dogs, pay off your constable and just lived out on the property.
Tetikleyicilerin, bubi tuzakların ve rüşvet verdiğin fahişeler olmadan kuzeye gelmek pek hoşuna gitmez. KatkıIı, turbo otunu burada satabileceğini mi sandın?
You don't wanna be coming up north where you ain't got no trip wires booby traps and police you done bribed think you can sell your souped-up turbo grass to whoever you like.
Şimdi dikkatlice mavi ve sarı kabloları, kutuplarının zıt yönüne doğru kılıflarından ayır... sonra her ikisini de topraklama kablosundan ayır. Daha kalın olan bakır kablo.
Now separate the blue and yellow wires from their sheathing reverse their polarity, then splice both into the ground lead, which should be a slightly thicker copper filament.
"İki tel... yada dört tel?"
"Two wires... or four wires?"
İki tel... yada dört tel?
Two wires... or four wires?
İki tel!
Two wires!
"İki tel olması durumunda... kırmızı kabloyu ayır ve kes."
"In the case of two wires... isolate and sever the red wire."
Araba akülerini sökün, kablo ve vakumölçer getirin.
Get car batteries, wires, and a vacuum gauge
Aküleri ve kabloları şuraya koyun.
Keep the batteries here... and the wires
Görünmesin diye tellerini boyuyorlar.
They paint their wires so they can't be seen.
Psişik hisselerimin kafası karışıyor. Çünkü Vlad'in cesedini görebiliyorum, ama hiç bir yerde cam kırığı veya kesiği göremiyorum.
Well, my psychic wires are crossed then because I can see Vlad's body but I don't see any shards of glass or cuts on it anywhere.
Şimdi bana iki tel alın!
Get me two wires, now!
Efendim, tvye telleri bağlayanım.
Sir, the one who connects the wires to the TV.
Teller köy genelinde gerili fakat birileri bağlamayı unutmuş.
Wires have been strung across the village but someone forgot to connect them.
# Kablolardan kanıyor #
♪ Bleed through the wires ♪
Radyolarda savaş yüzünden istifa edeceğin söyleniyor.
So, the wires are all currently reporting that you're going to resign over the war.
Kablolar yanmış, değişmesi gerekiyor.
The wires should be replaced.
Mavi kablolardan biri çıkmış olmalı.
One of the blue wires must've got loose.
Yani bilgisayarların kabloları olur.
I mean, computers have wires.
Diğer kablolardan farklı bir yere gidiyor.
It's going in a different direction than the other wires.
Dinle Mia, elbette terapiden ayrılmakta özgürsün ama benim tahminim sen bunları halletmedikçe bu sorunları aşmadıkça hayatına girecek bir sonraki adam ve sonraki ve sonraki seni hayal kırıklığına uğratacak.
Look, Mia, of course you're free to leave therapy, but my guess is, until you untangle those crossed wires, the next man, and the one after that, and the one after that they're going to disappoint you, too.
Baktığın her yerde kablolar vardı.
There were exposed wires everywhere you looked.
Pekala, ulaştıklarını farz edelim ; Eğer devredışı bırakmaya kalkarsak, içerisi ile bağlantımızı kaybedeceğiz.
Well, let's assume they can,'cause if we trip those wires, all hell breaks loose.
Piller, kablolar, boru.
BATTERIES, WIRES, PIPE.
Vücudu parçalanmıştı, ev yapımı bir bombaydı şarapnel ve kablolar mide boşluğuna 10 cm gömülmüştü kollarını ve bacaklarını sadece derisi tutuyordu.
The body was mangled- - homemade explosive device, cooper and wires embedded 5 inches deep in the abdomen, arms and legs hanging on by threads of skin.
- Vegas'ta evlenmek uzmanlarla beraber olmak, L-Vad kablolarını kesmek.
- Oh, uh, getting married in Vegas, shaking up with attendings, cutting L-vad wires?
Şu an kafamız karışık.
We just got our wires crossed.
Nihayetinde, metal disk açık uçlu iki tele değer ve...
Eventually, the metal disc touches the two exposed wires and...
Bu kabloları çıkartacak birilerini getirin de eve gideyim.
Just get somebody to take these wires off, and I'll go home.
Her yer telefon ve elektrik hatlarıyla örülü oluyor.
They are telephone lines and electrical wires.