Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ W ] / Worked

Worked перевод на английский

36,817 параллельный перевод
Yani bu kampa katılan... ve ya katılan birini tanıyan... Hideaway Dağ Kampında çalışmış olan varsa... lütfen ihbar hattımızı arasın.
So if anyone attended, knows someone who attended or worked at the Hideaway Mountain Camp, please call us at this tip line.
Hideaway'i 1980'li yıllarda işletenlerle çalışmıştım.
I, uh... I worked for the folks who ran Hideaway back in the'80s.
80'li yıllarda bir saklanma yerini idare eden insanlar için çalışıyordum.
I worked for the folks who ran Hideaway back in the'80s.
Beni dinle, Satch... iki yıl boyunca her gün Stan'le konuştum.
- Listen to me, Satch, I worked with Stan every day for two years.
Bay Weston'ın CIA'e çalıştığı on yıl boyunca birçok istihbarat görevlisiyle temas kurdu.
During the 10 years that Mr. Weston worked with the CIA, he gained access to case officers.
Bir kargo şirketinde şoför.
Worked as a truck driver.
20 yıldır NSA'de sistem analisti olarak çalışıyormuş.
He worked as a systems analyst for the National Security Agency for the last 20 years.
13 yıl boyunca Profesyonel Sorumluluk Ofisi'nde çalıştım.
I've worked in the Office of Professional Responsibility for 13 years, Mr. President.
Katalan, 14 Kasım görevinde istihbarat topladıysa hakkında bir CIA dosyası vardır.
If Catalan worked intel on the 11 / 14 mission, the CIA would have a file on it.
Birlikte çalıştığı bir profil uzmanını işe almak istemesi normal.
It's only natural she'd want to hire a profiler she's worked with before.
4-H grubunda saymanmış ve aile işinde çalışıyormuş.
She was the treasurer of her 4-H, and she worked at her family business.
İşe yaradı.
It worked.
- Oldu.
- It worked.
Oldu.
It worked!
Ama sende işe yaramış.
But it worked out well for you.
Bu, uğruna çalıştığın her şeydi.
This is all you've ever worked for.
Ama her neyse işe yaramış.
But whatever it was, it worked.
- Planın işe yaradı.
- Your plan worked.
Süreç'i geçme şansı için benim gibi çok çalışan insanlar.
People like me who worked hard for the chance to make it through the Process.
Jorge ona güvenmedi ama sonunda hepsi işe yaradı.
Jorge didn't trust her... but it all worked out in the end.
Bay Cole, Barret White Capital için çalışıyormuş, bir yatırım şirketi.
Mr. Cole worked for Barrett White Capital, an investment firm.
Seni böylesine ateşleyecek tek insan o.
He's the only one who gets you worked up like this.
Doktor Shaw ise sizin de tedavi ettiğiniz bir hasta olan Lucille Bockes üzerinde araştırma yapan bir bilim kadınıdır.
Dr. Shaw is a research scientist who worked with a patient you also treated, Lucille Bockes.
İşe yaradı mı?
So it worked?
Kahraman değilim ama her şeyin yolunda gittiğine sevindim.
Oh, I'm not a hero, but I'm glad everything worked out.
Beth, evine gideceksin ama şu anda canını çok sıkmaman lazım. Toby haklı.
Beth, you will get to go home, but right now you can't get too worked up.
İşe yaradı!
It worked!
Anlarsın ya MR sonuçlarımı aldığımda istediğim her şeyin uğrunda onca çaba sarf ettiğim her şeyin yok olup gittiğini sandım.
You know, when I got the results of my MRI, I thought that everything I ever wanted, everything that I worked so hard for was just... gone.
Çocuklar, galiba işe yaradı.
Uh, guys, I'm assuming it worked.
Hadi ama. Ne zaman bana güvenin dedim de işe yaramadı?
When have I asked you to trust me and it hasn't worked out?
Fakat sonunda her şey yoluna girdi, değil mi?
But it all worked out in the end, right?
İşe yaramış mı bak bakalım.
Tell me how that worked out.
Her şey yoluna girdi.
It all worked out.
Bu arada, sanırım işe yaradı.
Besides, I think it worked.
Sanırım işe yaradı.
I think it worked.
Demek ki, plan işliyor. Sanırım, El Noche'nin Meksika'daki yerleşkesine doğru yol alıyoruz, ama ölürsem bunu kimseye anlatamam. Bir bakıma...
So, the plan worked.
Tamam, peki, sanki işe yararmış gibi.
Yeah, okay, like that would have worked.
İşe yaradı, onları kıstırdık.
It worked, we got them trapped.
Ben senin gibilerini çok gördüm.
I have worked with a lot of men like you.
Hiçbir şey işe yaramadı.
Nothing worked.
Bu bana Tulsa'daki Haber Merkezi 12'de çalıştığım günleri hatırlattı.
This reminds me of when i worked for newscenter twelve
Stan'in sana nasıl tuzak kurduğunu ve Ricky'i öldürdüğünü. Küçük Jay, İkisine çalışmasına rağmen...
How Stan set you up, killed Ricky, little Jay, even though he worked with both of them.
1990'da başladı. ve sanırım birkaç yaz çalıştı.
She started in'90 and worked for a couple summers, I think.
Larissa orada en son o yaz çalışmış.
That was the last summer Larissa worked there.
Larissa burada 1990'da çalıştı. İki sene sonra iflas edene kadar.
Larissa worked here in 1990 until it went bankrupt two years later.
Hideaway dağ kampına katılmış... veya katılmış birini tanıyan varsa lütfen çağrı hattından bize ulaşmaktan cekinmesin.
So if anyone attended, knows someone who attended, or worked at the Hideaway Mountain Camp, please do not hesitate to contact us at the hotline.
Onları çalıştığı spor salonunda çalıştırıyormuş.
He was training them at the gym where he worked.
Bayağı da iyi gidiyor, değil mi?
I think it worked out pretty well, right?
- Çocuklar, sanırım işe yaradı!
Guys, I think it worked!
İyi, iyi.
Salty / sweet worked like a charm.
- İşe yaradı.
It worked.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]