Yapıyor перевод на английский
58,892 параллельный перевод
Ne yapıyor?
What is he saying?
David bilerek yapıyor.
David, she's doing it deliberately.
Koç Diaz'ı kaptan yapıyor.
Coach is making Diaz captain.
Ne? Cadılar ritüel mi yapıyor?
- Witches doing rituals?
Kodaman tesisatçı kocası ona hep mücevher alıyor ama kız kardeşi her seferinde Katie'ye gösteriş yapıyor, biliyor musun?
Her husband is this big-shot plumber, always buying her jewellery, but her sister is always showing it off and throwing it on Katie's face, you know?
İki kat çalışmıyor, ikisi için de aynı şeyi yapıyor bu yüzden iki memesi var zaten, değil mi?
They ain't twice as much work, she does the same thing for both, that's why she's got two tits, right?
Bu ressam şimdi ne yapıyor?
What else is the guy doing right now?
Ne yapıyor?
What's it doing?
Ne yapıyor öyle?
What's it doing?
O ne yapıyor?
What's she doing?
Sadece işimizi yapıyor.
Just doing our job.
Bu jöle shot'ları kan şekerimi ne yapıyor, biliyor musun? BEVERLY HILLS ÖLÜM YARIŞI İZLEME PARTİSİ
You know what these Jell-O shots do to my blood sugar?
Bu da bizi dünyanın en zengin şerefsizleri yapıyor.
Which makes us the richest motherfuckers on the planet.
Arastoo ve siz bunu yapmıyordunuz değil mi? Yoksa yapıyor muydunuz?
Not that you and Arastoo do that.
Boks yapıyor.
She's a boxer.
Lilly iyi davranıyor, ben şerefsizlik yapıyorum.
Lilly's good to me and, uh, I'm an asshole.
Bakalım Onlar Hala Harika mı? Sörf Yayını'nın bu bölümünde ne yapıyor.
Let's see what he's been up to in this episode of Are They Still Cool?
Bakalım başka neler yapıyor.
Let's see what else he's got.
Üretimi karısı ve çocuklarıyla yapıyor.
- He makes them with his wife and kids.
Üniversitede çalışıyor ve birlikte... harici sınavlar, bilirsin, paneller yapıyoruz.
He works at the university and we do... external exams, you know, panels together.
- İş yapıyor muyuz?
Are we in business?
- O ne yapıyor?
- What is she doing?
Hükümetimiz size karşı plan yapıyor.
Your government is plotting against you.
İhtisasımı bitirdim ki bu da resmen beni bir acil servis doktoru yapıyor.
I just finished my residency, which makes me an official ER doctor.
Açıklaması çok karmaşık olan sebeplerden ötürü bu seni özel yapıyor.
That makes you special for reasons that are too complicated to explain.
Mermi şahdamarına baskı yapıyor.
The bullet is pressing against his carotid.
Tüm işi Freya yapıyor. Ben sadece bir aracıyım.
Freya does all the work.
Kimse kilosundan utanmak istemez ve herkesin vücuduyla barışık olmasını isteriz fakat vücutlarımızla barışık olma akımı bizi hasta olmayla da barışık yapıyor ve bu büyük bir sorun.
No one wants the fat shame, and we all want everybody to be comfortable with our bodies, but, this movement to be comfortable with our bodies has made us comfortable with being sick. And that's a huge problem.
Hem demir, kanserojenler, işleme kimyasalları, bütün bunlar durumu yalnızca doymuş yağdan daha karmaşık yapıyor.
There's heme iron, carcinogens, processing chemicals, this all a lot more complicated than just looking at saturated fat.
Bu yüzden, günlük gıda tüketimi devlet okullarında bu ürünleri ülkenin tümünde teşvik için en az 50 milyon dolar harcıyor, sütten bıyıklı insanlarla ve "Süt vücuda faydalıdır" ya da "süt hayattır" mesajlarıyla bunu yapıyorlar.
So, dairy spends at least $ 50 million promoting its products in public schools throughout the country with posters, with people with milk mustaches and messages like "Milk, it does the body good," or "milk life."
JAKE CONROY HAPİS YATMIŞ AKTİVİST Devlet en çok parayı verenle, yani ilaç endüstrisiyle, hayvan tarımı endüstrileriyle işbirliği yapıyor. Bunlar devlete büyük paralar, kaynaklar kazandırıyor.
The government's in bed with anyone that gives them the most money, which is the pharmaceutical industry, which is the animal ag industries, they are pumping the government full of money and resources, and in return, the government's giving them want they want.
Bu adamlar ne yapıyor?
Hey, what are those guys doing? Hey!
Adam iki gündür kurutulmuş çimden çay yapıyor.
Coming from the guy who takes two days to make tea out of dried grass.
Banyonun kapısı sıkışma yapıyor.
The bathroom door's sticking.
Jackie hala guacamole yapıyor mu?
Jackie still making that guacamole? Hell, yeah.
Yapıyor muyuz?
Is it happening?
Annalise için yapıyor bunu.
Doing it for Annalise.
Bazen ev ofisi dışında çalışmalar yapıyor. Eğer gizli bir iletişimi varsa onu buradan gerçekleştirir.
She works out of her home office sometimes, so if she had any secret communications, she'd do it from there.
- Blöf yapıyor.
- He's bluffing.
Mahoney'ler ne zamandan beri sana ödeme yapıyor?
How long have the Mahoneys been paying you off?
Bizimkine yapılıyor.
Of course. We do.
- Bize göre yapılmıyor.
Not according to this, he's not.
Aman Tanrım, bu şeyin üstünde sörf yapılıyor.
Oh, my gosh, you can surf on this stuff.
Elindekiyle başka bir şey yapılmıyor.
That's pretty much what you can do with those things.
Bu bilgiyi yeni zannettim ama bu tür çalışmalar 50 yıldır yapılıyor.
I thought this was new information, but, many of these studies have been around for 50 years.
Fakat atık işleme yapılmıyor.
But, there is no waste treatment.
Cenazeler sırasında spreyleme yapılıyor.
When we go to a funeral, he use the spray. - During the funeral?
Önleme açısından pek araştırma yapılmıyor.
Most research isn't put into prevention.
Araştırmalar belli hastalıklar için kullanabileceğimiz ilaçlar adına yapılıyor.
It's put into the medication that we might use for that particular disease.
Atış yapılıyor.
Shots away.
Cinsel taciz yapılıyor bana diye ağlayan sendin.
You're the one who cried sexual harassment.