Yayındasınız перевод на английский
158 параллельный перевод
Yarım saat sonra canlı yayındasınız.
Only half an hour, and you're on.
20 dakika sonra yayındasınız, General.
You're on the air in 20 minutes, General.
Ama canlı yayındasınız. Milyonlarca insan sizi izliyor. Evet.
But, this is Telstar, millions of people all over the world are watching.
İki dakika sonra yayındasınız.
Two minutes and you're on, Mr. Italo. You're sure he's arriving?
Yayındasınız.
You're on.
Tüm dünyada canlı yayındasınız.
You'll be interested to hear it was broadcast live, all over Earth.
- Yayındasınız.
- You're on the air.
Yayındasınız Komutan.
On the line, Commander.
Yayındasınız Bay Bronco.
News Beat 7, Mr. Bronco.
Yayındasınız Sayın Başkan.
You're on camera, Mr President.
Bizi arayın, 555-KALP. Evet, 555-K-A-L-P. Kırık kalpler hattı yayındasınız.
He and four of his closest friends and the winner of the Murder Mystery Magazine's essay contest spend exactly 24 hours aboard a train bound for nowhere.
Merhaba, yayındasınız.
Sometime during the trip, a murder will occur.
Kırık kalpler hattı yayındasınız.
You guys are great.
- Kırık kalpler hattı yayındasınız.
- Yeah. I sent him a picture of me at the office.
Merhaba arayıcı, yayındasınız.
hi, you're on the air.
Yayındasınız.
You're on the air!
Alo. Yayındasınız.
You're on the air.
Merhaba, yayındasınız.
Hello! You're on the air.
Yayındasınız.
You're on the air.
Selam. Ben Dr. Baird, canlı yayındasınız.
This is Dr. Baird, and you're on the air.
Dr. Lawrence Baird ile canlı yayındasınız.
You're on the air with Dr. Lawrence Baird.
Evet, yayındasınız. Şehir Dedikoduları'ndasınız.
Yeah, you're on "Talk of the Town".
KHE Y, yayındasınız.
KHEY, you're on the air.
Canlı yayındasınız.
You're live.
Merhaba, şu an yayındasınız...
Hi, you're on the air...
Yayındasınız.
You're on the air, caller.
Burası "Mea Culpa". Şu an canlı yayındasınız.
This is "Mea Culpa." You are on the air.
Burası "Mea Culpa." Hürmetlerimi sunuyorum, ve şu anda yayındasınız.
This is "Mea Culpa." I pay you homage, and you're on the air.
Şu anda canlı yayındasınız.
You are on the air.
Hattımızda biri var. Merhaba canlı yayındasınız.
Hello, you're on the air.
Canlı yayındasınız ve fikrinizi söyleme zamanı.
You're on the air and i s time to speak your piece.
Canlı yayındasınız!
You're on camera!
Hatta Hank'e verdiğiniz tavsiyeye karşı çıkan biri var. Gerçekten mi? Merhaba, yayındasınız.
Would you like something robust, if it didn't come on too strong?
- Beş dakika içerisinde ikinizde yayındasınız.
- You guys are both on in five minutes.
- Merhaba, yayındasınız.
- Hello. You're on the air.
Şu anda yayındasınız.
You're on the air.
Kim arıyordu! Şu an yayındasınız.
'Caller, you're on the air.'
Frasier Crane ile yayındasınız. Dinliyorum.
You're on the line with Frasier Crane. I'm listening.
Evet yayındasınız.
Yes, you are.
April'la canlı yayındasınız.
You're on the air with April.
Yayındasınız.
And go.
Dr Abby Barnes la Kediler ve köpekler hakkındaki gerçekler ve yayındasınız.
It's Dr Abby Barnes with'The Truth About Cats Dogs'and you're on the air.
Abby, üçüncü hatta bir çağrın var. köpeğinin isterik olduğunu söylüyor meraba, Dr Abby Barnes'la yayındasınız.
Abby, you've got a caller on line three who says his dog is hysterical.
Yayındasınız.
- You're on the air.
- Eminim ki, radyo yayınlarımız sayesinde dünyamızdaki sorunları yaratan kötü güçlerin de farkındasınızdır. Muhakkak...
I'm sure you recognise from our broadcasts the evil forces that have produced the trouble in our world.
Şu kırmızı ışık yandığında, yayındasın demektir.
Now, when that red light is on, that camera is on you.
Kırmızı ışık yanınca yayındasın demektir.
When the red light comes on, you're on the air.
- Kırık kalpler hattı yayındasınız.
- Gutty choice.
Tekrar yayındasınız.
- I'm not going on.
Günde 24 saat harika manzara yayını. Manzara Kanalındasınız.
Broadcasting beautiful views 24 hours a day, you're tuned to the Scenery Channel.
Tamam, bir sonraki telefon, canlı yayındasınız.
Okay, next caller, you're on the air.