Yeah перевод на английский
880,904 параллельный перевод
Geçen yıl Forbes'de söylediğin, kadar iyi.
Yeah, about as good as you said it was in that Forbes exclusive you did last year,
Evet.
Yeah.
Evet sadece mola vermiştim.
Yeah, I was just taking a break from the grind.
- Öyle mi?
- Yeah?
- Evet.
- Yeah.
Evet, ne olursa olsun kazananı olmayan bir yarış.
Yeah, whatever it is, it's a race without a winner.
Evet ama bütün kaybedenler eşit şekilde yaratılmamış.
Yeah, but not all losers are created equal.
Bilirsin beni.
Yeah, you know me.
Ev-evet.
Yeah.
- Evet?
- Yeah?
- Evet, itme kuvvetimiz var.
- Yeah, we have thrust.
- Yeah, we did.
- Yeah, we did.
Evet, tamam.
Yeah, okay.
- Evet, hala bakıyorsun...
- Yeah, you still look...
Ah, evet, hayır, bunu çok iyi biliyorum, evet.
Yeah, no, I know this one very well, yeah.
Tanrım, bundan daha zor olacağını düşünmüştüm.
Yeah. God, thought it'd be harder than that.
Konuşmak için uğraşıyorlar.
Yeah, Jasper and I are having the... talk.
Ama belki de daha fazla.
Yeah.
Şey, partiyle ilgili.
Sure, yeah, what's up, bud?
Gerçekten duyduğum mutluluk onu memnun ediyor.
- Yeah, see?
Evet, uh, bunu biliyorum, endişelenme.
Yeah... I got this, don't worry about it.
Oh, bu güzel değil, evet. O şeytan sarmalının ne olduğunu bilmiyor.
That isn't cool, yeah, he doesn't know what an exorcism is.
Evet, dikkatli ol.
Yeah, you be careful.
- Ooh, whoa.
- Yeah. - Ooh, whoa.
Hayır, evet, hep piknik yapıyorum. Oh, duyuyor musun?
No, yeah, I have picnics all the time.
Bir piknik.
Yeah, that's one.
- Onu tomurcuk getirin.
- Yeah, I will bring it!
Oh, evet, ben de.
Oh, yeah, I am, too.
Tamam, evet.
Okay, yeah.
Evet, büyük güne geç kalmak istemez misin, ha?
Yeah, don't want to be late for the big day, huh?
Bu yüzden hiç şaşkın değildi.
Yeah.
Ve hepimiz oradaydık zaten, bilirsiniz, Bu ne saçma nokta, evet?
And we were all there anyway, so, you know, what's the frickin'point, yeah?
- Bu muydu?
- Is that it? - Yeah.
- Ah evet?
- Oh, yeah?
Evet, yap sadece.
Yeah, just do it.
Evet, dolapta.
Yeah, in the closet.
Ama evet, görünüşe göre şimdi olan bitti.
But, yeah, apparently this is just what's happening now.
Evet, doğru çağrı ;
Yeah, that's the right call ;
Evet?
Yeah?
İyi seslenin, evet.
Good call, yeah.
Evet, elimizde Birkaç saat önce, yani...
Yeah, we've got a few hours yet, so...
Ooh, evet, sadece Scotch ile gideriz.
Ooh, yeah, we'll just go with Scotch.
Evet, sulu kalmalısın.
Yeah, you got to stay hydrated.
Evet, bence Melissa'nın bazı CD'leri var.
Yeah, I think Melissa's got some CDs.
- Evet, olur...
- Yeah, that would be...
Ve her neyse, onları orada tutuyorlar.
Yeah.
Evet, çok deli.
Yeah, it's crazy.
Ama evet, sizin için mutluyuz.
It's fine, I don't want to see them. But, yeah, happy for you.
Evet, göz çevresi klasik bir saygı işaretidir.
Yeah, the eye roll is a classic sign of respect.
Ne diyeceğim, merak etme, çünkü
- Yeah, well, you know what, don't worry because
Evet!
Yeah!