Year перевод на английский
94,905 параллельный перевод
Katrina sadece yeni bir avukat değil, yeni ortak da. Rachel da var dördüncü yılında biri olarak en iyilerinden.
You know Katrina, who's not just a new associate, she's a Junior Partner and you know Rachel, who's as good as a fourth-year.
Bir yeni ortak ve bir 3. sınıf, Jessica'nın 13 bedenlik boşluğunu nasıl doldurabilir ki?
How the hell are a Junior Partner and a third-year law student supposed to fill Jessica's size 13s?
Bu yıl bilgi yükümüzle ikna edeceğiz.
This year, we're gonna dazzle her with substance.
Gurme Magazin'in yaptığı üç yıl öncesinin röportajı nasıl işimize yarayacak?
How is a three-year-old interview with "Gourmand Magazine" going to help us?
O bir yıl önceydi.
That was over a year ago.
Başka yok. O makine olmazsa beş seneyi bırak, bu gemide bir sene sağ kalamayız.
There are no others, and without it, we won't last a year inside this ship, let alone 5.
Gelecek sene beşinci sınıfı atlayıp direkt ortaokula geçmesini öneriyorlar.
T-they're suggesting that she skip fifth grade and go right into middle school next year.
Geçen seneki haline göre 2 santim daha kısasın.
You are an inch shorter than you were this time last year.
Ama bu aracılık ücretini elli iki parçaya bölüp, sene sonuna kadar haftalık olarak ödeyebilir misiniz?
But can you hack this finder's fee into 52 installments, paid weekly over the course of the next year?
En azından yılda bir kez.
At least once a year.
Geçen sene.
Last year.
Geçen yıl bir önceki hayırseverle çalıştığım sırada birkaç örnek almıştım.
I picked up some samples last year when I was working for a... previous benefactor.
Bu yıl Anton Ivanov tarafından atın alınmış.
Purchased by Anton Ivanov this year.
Katil bir robot ya da sanal bir dünya yaratmış olmasaydın bu yıl bizim için çok daha kolay olabilirdi diyorum.
That all this is my fault? What I'm saying is, if you didn't build a killer robot or a virtual world, this year would've been much easier for us.
Bunu geçen ay kurtardık.
We liberated this guy last year.
15 yaşındakilerle şaka olmaz.
15-year-olds are no joke.
Eskiden seni yılda bir iki kezden daha fazla görüyordum.
Used to be, I'd see you more than once or twice a year.
Kitabının bir yıl önce Deniz sayesinde keşfettim.
I came across your book a year ago... Thanks to Deniz.
Michigan Üniversitesi'nde tıp öğrencisiydim.
" I was a third ‐ year medical student at the University of Michigan.
8 yaşındaki oğlumu kaçırdılar.
"My eight ‐ year ‐ old got taken away. " My son.
- İlk yıl maaşının avansı.
- Your first year's salary in advance.
Büro giderlerini sadece bir yıllığına değil iki yıllığına karşılamak istiyorum.
- I don't wanna just fund the clinic for a year.
O yüzden bir daha kendi hayatını şirketin ihtiyaçlarının önüne koymak istediğinde bunu bana bir yıl öncesinde bildirsen senin için iyi olur.
So the next time you want to put your personal life ahead of the needs of this firm, you better goddamn come to me a year in advance.
Bir yıl önce bebeği olacağını nasıl bilebilirdi? Sana durumu izah edeyim Stephanie. Nasıl bebek yapıldığını bilmiyor olabilirsin.
He couldn't have known he was gonna have a baby a year- let me tell you something, Stephanie :
Bu sene aile yadigarı bir şey yetiştiriyorum. Daha çok sarı Valencia.
I'm growing heirlooms this year, mostly yellow Valencia.
Aslında sadece 12 yaşında bir Latince öğrencisiysen... komik olabilecek bir şaka.
Actually, it's probably only funny if you're a 12-year-old boy studying Latin.
26 yaşında bir uyuşturucu satıcısı ve "Küçük penisime bakın." diye bağıran bir arabası var.
I mean, he's a 26-year-old drug dealer who drives a car that says, "Ask me about my tiny dick."
Üç hafta sonra bu ev bir yıldır portföyümüzde olmuş olacak.
Did you know, in three weeks we'll have had this listing for a year?
Ağzı bozuk diye 16 yaşındaki bir kızı tutuklayabilir misiniz?
Can you arrest a 16-year-old for having a foul mouth?
İlk yıl maaşın.
Your first year's salary in advance.
- Bir yıllık giderlerini karşılamış olursun.
You'll fund the place for a year.
Yani neredeyse koca bir yıl ortadan kayboluyorsun. Sonra bir gün ansızın'57 model bir Chevy içinde kapımda beliriyorsun. Aslında'72 model Ferrari ama neyse.
Well, I mean, you disappear for nearly a year, and then, one day, you suddenly show up in a'57 Chevy...'72 Ferrari, but, yeah.
Aslında bir yılda isim ortağı olmayacaktım.
I wasn't really gonna make name partner in a year.
Çünkü bir yılda seni isim ortağı yapacak olsalardı, ofisinden çıktığım anda bu işi hızlandırmaları için baskı yapardın.
Because if they were really gonna do it in a year, you would've leveraged them to move it up the second I left your office.
Kış bu yıl çok geç geldi.
Winter is so late this year.
- Bu yıl yağmayabilirmiş.
They say it may not at all this year.
Okuldaki Beyaz Süprüntü partisinden beri saçım böyle kötü görünmemişti.
My hair hasn't looked this bad since White Trash Bash sophomore year.
Bunun hangi yıl olduğunu biliyor musunuz?
Do you know what year it is?
Hangi yılda olduğumuzu biliyor musun?
Do you know what year it is?
- Detroit, M.S. 3000 yılı.
Detroit, the year 3000 AD.
Gideon 3000 yılında içki var mı?
Gideon, do they have booze in the year 3000?
- 3000 yılında lamba düğmeleri nasıl görünüyor ki?
What the hell does a light switch look like in the year 3000?
M.S. 507 yılında, Britanya olarak bilinen ufak bir adada.
A small island known as Britannia in the year 507 AD.
- Doctor Mid-Nite'ı 3000 yılında bulduk.
We found Dr. Mid-Nite in year 3000.
Ben Palm ailesinden Sör Raymond'ım. 12 yaşındaki halim adına, karşılık vermeme izin ver.
I'm Sir Raymond of the Palms, and on behalf of my 12-year-old self, allow me to retort.
Rip'in zamana dağıtmasının beni bıraktığı yıl bu.
That's the exact year where Rip's time-scatter left me.
Clark her zaman bunu çok eğlenceliymiş gibi gösterir sanki yılda bir gördüğü mektup arkadaşı gibi.
Clark always makes it look so much fun, like you have a deadly pen pal you see once a year.
Biliyorum her sene kutluyoruz, fakat olan şu, Maggie beni bu akşamki Barenaked Ladies'e konser biletleriyle sürpriz yaptı.
I know we celebrate every year, but the thing is, that, um, Maggie surprised me with concert tickets to the Barenaked Ladies tonight.
- Ne?
I don't wanna just fund the clinic for a year.
Pfizer da kesinlikle beni bırakmaz.
Because my name is going up on this wall within a year.
Yılın o zamanı geldi demek.
Ah. It's that time of year.