Yemen перевод на английский
1,290 параллельный перевод
En sonunda Starbucks'da Yemen kahvesi süren biri olacağım.
I'll end up pushing mochas at Starbucks.
Dubai'de.Yemen'de.
In Dubai. ln Yemen.
Temizleyip satıyorlar.Bazı nedenlerden çoğu yemende satılıyor.
They are tidied up and sold. For some reason, most of them are sold to Yemen.
Senin yumurta yemen lazım.
Better get up off it, get some eggs in your system...
Turşu yemen şartsa...
Well, if you must eat pickle...
Gücünü toplaman gerek anne, bunun için yemen gerek.
You know, you got to keep your strength up, Mom. That means eating.
Yemen kahvesinden eroine mi döndün?
Did you switch from mocha to crack?
- Bu kadar çok yemen normal mi?
- Is it all right to eat this much?
Yemen lazım baba.
You have to eat, Father.
Uyanman için ne kadar dayak yemen gerekiyor?
How many beatings do you need to wake up?
Biraz gerçek yemek yemen gerekiyor evlat.
Here boy, you need to eat some real food
Biraz turtadan yemen konusunda ısrarlıyım.
Now, I insist you try some of my pie.
Her zaman. Ayrıca kahvaltıda balık yemen gerek. Ayrıca balina, kutup ayısı ve penguen yiyorsun.
Plus you have to eat fish for breakfast... and you have to eat whales and polar bears... and penguins and Santa Claus.
Annem yalancı kaplumbağa çorbasından söz ediyorsun dedi ve bir şey yemen de lazım baba.
Mom mentioned... that you were talking about mock turtle soup. - You really should eat something, dad.
Yemek yemen kontrolden çıktı!
Your eating is out of control.
Önce bezelyelerini yemen lazım.
You have to eat your peas first.
Sana, yolda yemen için bir şeyler vereyim.
A little something for the road.
Bir şeyler yemen gerekli.
You should probably eat something.
Yani, hayatında kaç kere birisi sana at boku yemen için 50 bin teklif eder ki?
I mean, how many times in your life has somebody offered you 50 grand to eat horse rectum?
Yemen lazım.
Well, you gotta eat.
Sana öğlen yemeği ve yemen için altın diş ısmarlayabilirim.
I'll buy you lunch and some gold teeth to eat it with.
Elde edebilirdin ama daha kırk fırın ekmek yemen lazım. Yakalanabilirsin...
You might be getting... but you've got a long way to go before you can catch up with...
Dört yıl önce Yemen'de, birlikte çalıştığım grup nedeniyle hapse atıldım.
Four years ago, I was taken prisoner in the Yemen by a group I was working with.
Eğer benim en sevdiğim yiyecekleri iki gün sırayla yemen anlamına geliyorsa... öyle olsun.
If that means you have to eat my favorite food two days in a row... so be it.
Yemen için sana bir şeyler hazırlıyorum.
I'm making you something to eat.
Ama kocakarının tokadını yemen pes etmeni gerektirmiyor.
But just'cause she biddy-slapped you doesn't mean you have to quit.
Birşeyler yemen lazım.
You simply must eat something.
Ben senin gerçekte zihinsel sindirim güçlüğünün ızdarap olmaksızın bundan deneyim kazanıp yemen için gönderdim.
So I send you in to do the eating for me so I get to experience it without actually suffering any mental indigestion.
- Kanımı emmek için 40 fırın ekmek yemen gerekir dostum.
Have to pawn a pet shop before you bleed me dry, my friend.
Yemen lazım, Don.
You need to eat, Don!
Biliyorum. Ama sebze yemen gerek.
- I know, I know, but you gotta eat something green.
Biraz daha sukabağı yemen gerek.
That's free food. You need a extra piece of monkey bread?
Yemen gerekli.
You got to eat.
Bir şeyler yemen gerekiyor.
You need to eat something.
- Bir şeyler yemen lazım.
- You need to eat something.
Günde sadece bir tane yemen gerekir.
You must eat only one per day.
Güçlü olman için yemen gerekiyor.
You have to eat to get stronger.
Demek gerçeği söylemeden önce illa ki dayak yemen gerekiyor!
So you need to be beaten first, before telling the truth!
Yemen kahvesi.
It's Arabic mocha.
İşte bu yüzden sık sık gerçek bir polis olman için kırk fırın ekmek yemen gerek diyorum.
That's why I often say that you have a long way to go to become a real cop.
Yemen gerekirdi.
You should've ate that.
Hastasın, birşeyler yemen lazım.
You're sick, you should eat something.
Okuldan önce bir şeyler yemen lazım.
You gotta feul up before school.
Tüm hafta burada kalacaksan yemek yemen gerek.
If you're gonna be here the whole week, you have to eat.
Çok komik. Onca zamandır onu aldatmanın bir sakıncası yok ama kızınla yemek yemen çizgiyi aşmak oluyor, öyle mi?
All the times you were cheating on her, that was OK, but having lunch with your daughter, that crosses the line?
Yine de yemek yemen gerekiyor.
You still need to eat.
Şimdi yemen, bir top modeli becermeden önce mastürbasyon yapmaya benziyor.
You eating right now would be like jerking off an hour before fucking a supermodel.
Boşandıktan sonra, bir hafta boyunca yataktan çıkmamıştın ve ben sana bir şeyler yemen için yalvarmıştım.
Do you remember after the divorce that you stayed in bed for a week and I had to beg you to eat something?
O yemeği yemen hiç önemli değil.
Eating it is no big deal.
İster soya fasulyesi olsun ister patates sevsen de sevmesen de yemen lazım.
Setsuko, dinner
- Yemen yiyeceğim.
- Eat.