Yesterday перевод на английский
30,900 параллельный перевод
Düne kadar bilmiyordum.
I wasn't, not until yesterday.
Dün gelen gemiden bahset.
Tell them about the ship that came yesterday.
Doğru, dün olsaydı bozmazdım.
Yeah, yesterday, yesterday I wouldn't have.
Ben... biz dün tanışırken el sıkışmadık ya, el sıkışmaya geldim.
I, erm... We didn't shake hands when we met yesterday, so I wanted to do that.
Bak, dünün hepimiz için gergin geçtiğinin farkındayım.
Look, um. I know yesterday was really intense, for all of us.
Dün sınıfında yaşanan saçmalığı haber aldım.
I'm glad to be back. I heard about the shenanigans in your class yesterday.
Üvey kız kardeşi dün sabahtan beri Radley'den ayrılmamış.
His stepsister hasn't left The Radley since yesterday morning.
Dün buradaydım.
I was here yesterday.
Dün belimi incittim.
I hurt my back yesterday.
- Bu dündü.
Which was yesterday.
- Dün Peter Cullen'ı alması için memur gönderdin mi?
- Did you send officers to pick up Peter Cullen yesterday?
İki gün önce öğrendim.
I found out the day before yesterday.
- Dün salıverilmiş.
- Released yesterday.
Dün mahkumiyetine son verilmiş.
He's out on parole as of yesterday.
- Evet, dün üniversiteye geldi.
- Yeah. He turned up at my college yesterday.
Dün sabah saat üç ile altı buçuk arasında neredeydiniz?
Where were you between 3am and 6.30 yesterday morning?
- Dün mü?
- Yesterday?
Dün buradaydı.
He was here yesterday.
Dünkü çıkışım için özür dilerim.
I want to apologize for my outburst yesterday.
Dün bir şeyden bahsetmişti Jefferson davasını bir daha gözden geçirecekti galiba.
Uh, yeah, no, he mentioned something yesterday, actually, about running another canvass on that Jefferson case. Oh! Okay.
Dün götürdüğün sarışın kadının ismi neydi?
The blond woman that you drove yesterday, what was her name?
Düne göre daha iyi.
It's better than yesterday.
Dün sabah bir limuzin kiralamış.
They say that he rented a limo yesterday morning.
Bunu dün tiyatroda saat 4 : 00 civarı kaydettim.
I filmed this yesterday at the theater around 4 : 00.
Daliyah dün yüzüme baktı ve onun için daha fazla insan öldürmememi istedi. Söylesene, başka ne yapabilirim?
Daliyah looked at me yesterday and asked me not to kill any more people, not in her name, but tell me, what else can I do?
Dün, saldırılardan hemen önce teklif ettim.
I popped the question yesterday, right before the attacks.
Dün bir süre telefonda görüşmüşler.
Yesterday, they talked on the phone for a while.
- Geçen gün öğlen seni onunla gördüm.
I saw her with him yesterday afternoon.
Bu savaş için halkın desteğine sahip olduğunu sanıyordum. Düne kadar.
I had believed he had support for this war until yesterday.
Son 25 yılın suçları, dünün suçlarını da içerir. Bir saat öncenin suçlarını da.
The crimes of the last 25 years include the crimes of yesterday... and of an hour ago.
Dün ne dediğini duydun.
I-I don't believe that. You heard what he said yesterday.
Hayvan Kontrol dün bağırsakları çıkarılmış ve kalbi deşilmiş bir geyik bulunduğunu söyledi.
Animal control told me There was a dead deer found here yesterday gutted. Its heart was ripped out.
Kardeşimin kaldığı hastanede bir olay gerçekleşti dün.
There was an incident at my sister's hospital yesterday.
Eski Bonnie geri dönmemek üzere gitmiş olabilir.
The Bonnie that I knew yesterday is gone, and she may never come back.
Dün önemli bir ilerleme kaydetmiştik.
You and I had a breakthrough yesterday.
Dün bunu düşündüm. "Damon'ı seçtiğim" zaman.
And I thought about that yesterday, when I "pulled a Damon."
- Dün düştü. - 51'den Richman'a...
- She - - she fell yesterday.
Kocan sana dünkü konuşmamızdan bahsetmiş.
Your husband has told you about our conversation yesterday.
En son dün arama yapmış.
Called in for the last time yesterday.
- Dün Fish Mooney ile karşılaşmışsın.
- I heard you ran into Fish Mooney yesterday.
Dün Union İstasyonu'nda görmüşler.
Down at Union Station yesterday.
Sen sıranı dün savdın.
You had your time yesterday.
Açık görülen bir davada bu konuya girmek niyetinde değildim, ancak Bayan Atwood dün yapmak istediğim bu talebimi dinlemeden reddetti.
Now, it was not my intention to discuss this matter in open court, but Ms. Atwood refused to even hear my offer yesterday.
Dün ofisinizde buluşmadık mı?
Did we not meet yesterday in your office?
Hey, dün babanı gördüm.
Hey, I saw your dad yesterday.
Bayan Duvall, dünkü yazılı ifadesine büyük oğlunuz Jared belirtti ki -
Mrs. Duvall, during his deposition yesterday, your oldest son, Jared, testified that...
Raul dün buraya getirdi.
Raul served me here yesterday.
O halde dün evinizden hapisteki Charles ile görüşmek için yaptığınız aramayı açıklayın.
Then explain the call you made yesterday from your home to Charles in prison.
- Dün.
- Yesterday.
- Hank'ı buldun mu?
They're the same guys that were here yesterday. Did you find hank?
Dün söylediklerime ekleyecek bir şeyim yok.
I have no further comments on yesterday's unforgivable violence.