Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Y ] / Yıkıldı

Yıkıldı перевод на английский

8,376 параллельный перевод
Hayallerin mi yıkıldı?
Are you frustrated?
Her şey üzerine yıkıldı.
Whole thing came crashing down on him.
Su bendinin yıkıldığını görebiliyordum.
I can see that levy that broke.
Güm diye yere yıkıldı.
He fall down go boom!
Eva Braga'nın cinayetinin üzerine yıkıldığını sanıyoruz.
Framed for Eva Braga's murder, we're thinking.
Öylece yere yıkıldı.
I don't know. She just collapsed.
Kız kardeşimin dünyası yıkıldı.
My sister's world has just ended.
Kızım bir yıldız futbolcu olduğunu.
- Pretty sweet. My daughter is a star football player.
Yaklaşık iki yıldır.
ALMOST TWO YEARS.
yapma aklında bişey var işte bir yıldır ortağız ve çok az ayrı kaldık birlikte olmadığımız zaman bir elin parmağını geçmez ne söylemeye çalışıyorsun?
Come on, something's on your mind. Over a year together, and I can count on one hand the number of times we haven't rolled out as partners. What are you saying?
Ruhsatında yazdığına göre kitapçıyı iki ay sonra açmış. Tamam yani teoride iki yıldır bu adam dükkânında kalpazanlık yapıyor.
Okay, so, in theory, uh... for two years, this guy has been running his bookshop as a front to counterfeit cash.
30 yıldır kırılamadı.
30 years, still holding up.
Onlar 15 yıldır bu işi yapıyorum ve getting away with it, kıyma makinesi ile Benim gibi çocukları koyarak.
They've been doing this for 15 years and getting away with it, putting kids like me through the meat grinder.
O yılda bir kez nakit kira ödüyordu son beş yıldır, hastaneden, Andrew Lewellen çıkıyor.
Turns out Andrew Lewellen, from the hospital, he was paying rent in cash once a year for the last five years.
Elimizde yat limanı'nın orada sefalet bir konut var. 2 yıldır elimizden çıkaramadık.
Well, we got this crap condo down by the marina. We haven't been able to unload it in two years.
Evet öyle yaptı çünkü kızının neredeyse yıldırım çarpan birine kızının yardım etmeyişini izledi.
Yeah, and he reacted that way because he watched his daughter refuse to help a woman who was practically struck by lightning.
Kuyruklu yıldızın izini bulmak için, tüm gezegenleri ve çekim kuvvetlerini kullandık.
We harnessed whole planets and their gravity to chase down the comet
25 yıldır paramızı kadınlara uyuşturulara ve içinde balık yüzen gitarlara hazrcadık.
For 25 years we wasted money on women, drugs and guitars with live fish inside.
Kırk yıldır arkadaşız.
Gibbons : We've remained pals for four decades.
Hırsızlık ve soygundan iki yıldır Ely Devlet Hapishanesindeymiş.
He, uh, was two years at Ely for grand larceny and robbery.
Bir yıl kadar önce ayrıldık.
We separated over a year ago.
Fakat biz bir yıl önce ayrıldık.
But, uh, we... we broke up over a year ago.
Tüm bu yıllar boyunca bay Kirchhoff kalbinin tüm kararmışlığı ile kızının katilinin ben olduğuma inandın..... ve işte kızın burada, hikaye yanlıştı Milos..... aydınlat beni lütfen sana ne anlatıldı ve bunu kim söyledi?
All these years, Mr. Kirchhoff you've believed with the blackest of hearts that I murdered your daughter. And yet here she is. The story was wrong, Milos.
Son 100 yıldır, Moskova'da.. yaklaşık dört milyon ceset gömüldü.
In the last 100 years, in Moscow, about 4 million human corpses were buried.
Otopsi yaparken koruyucu kıyafetim yırtıldı.
I was running this autopsy when I tore my containment suit.
Bu salınım sadece yıldızların göründüğü yeri değil, aynı zamanda, yazların ve kışların oluştuğu gezegenin yörüngesini de değiştiriyor.
But precession doesn't just alter our view of the stars, it changes the point in the planet's orbit at which summer and winter occur.
Bu rakam bir galaksideki yıldızların sayısıyla kıyaslanabilir.
That's comparable to the number of stars in a galaxy.
.. fakat bugün boş ve terkedilmiş bir şekilde duruyor, yaklaşık 1,500 yıldır olduğu gibi.
.. but today it lies empty and abandoned, as it has for nearly 1,500 years.
Dünya'nın bin ışık yılı çapındaki Güneş benzeri yıldızların birisinden, mevcut teknolojimizi kullanarak üretebileceğimiz türden bir enerjiyle bize herhangi bir sinyal ulaşsaydı bu cihazlar bunu algılayabilirdi.
If a signal were beamed to us with the sort of power that we can generate using our current technology from any one of the million or so sun-like stars within 1,000 light years of Earth, then this would hear it.
Denklem, yıldızların oluşum oranıyla yola çıkıyor... 1961'de, başkalarıyla aynı galaksiyi paylaşıyor olmamız ne denli olası diye düşünerek faydalı bir bilimsel formül geliştirdi.
The equation starts out with the rate of star formation... In 1961, he devised what remains a useful scientific framework for considering how likely it is, that we share the galaxy with others.
Galaksimizde çok farklı türlerde iki yüz milyar yıldız var. Ve tüm türleri burada sergileniyor. Dev kırmızı yıldızlar, dev mavi yıldızlar minik kırmızı yıldızlar, minik beyaz yıldızlar.
So there are 200 billion stars in our galaxy of many different types, and we've got the whole menagerie represented here - enormous red stars, enormous blue stars, tiny red stars, tiny white stars.
Yakacak hidrojeni kalmayan kırmızı dev yıldızlar şişmeye başlayıp kendine yakın gezegenleri yutmaya başlar.
The red giant stars have run out of hydrogen to burn, and are swelling in size, engulfing any nearby planets.
Karmaşık canlıların evrimleşmesi üç milyar yıl sürüyor. Böyle parlak yıldızların etrafında evrimleşmeye zamanları olmaz. Parlak yıldızlar kısa ömürlüdür.
Complex life took three billion years to evolve - it wouldn't have time to evolve around these brightest of stars, the bright, short-lived stars.
Yaşam ve medeniyeti destekleyen gezegenler arıyorsanız Güneş gibi yıldızlara bakmalısınız. Yani G ve K tipi yıldızlara, turuncu ve sarı yıldızlara...
If you want to look for planets that could support life and civilisations, you'd look at the sun-like stars - the G and K stars, the orange and yellow stars.
Kırmızı cüceler, hayatlarının ilk zamanlarında çok aktif yıldızlar.
Red dwarfs - certainly early on in their lives - are very active stars.
Haklılarsa, yalnız olma ihtimalimiz ciddi derecede azalır. Çünkü kırmızı cüceler, galaksimizdeki açık ara en yaygın yıldız türü.
If they're right, then our odds of being alone shorten immensely..... because red dwarfs are by far the most numerous stars in our galaxy.
Kepler olarak bilinen uydu, dört yıl boyunca göz kırpmaksızın 150,000'den fazla Güneş benzeri ve kırmızı cüce yıldızı gözlemledi.
Known as Kepler, it has stared unblinkingly at 150,000 sun-like and red dwarf stars for over four years.
M sınıfı yıldız denilen şu kırmızı cüceler...
The red dwarfs, the so-called M-class stars...
Yüzlerce yıllık keşif, gezegenimizin Güneş denilen bir yıldızın yörüngesindeki sekiz taneden biri olduğunu ortaya çıkardı.
Hundreds of years of exploration have revealed our planet to be just one of eight in orbit around a star we call the sun.
Gökyüzündeki yıldızın bir gözden diğerine ıraklık açısı değişimi elbette çok küçük.
Now, the parallax shift of a star in the sky from one eye to the other is of course imperceptibly small, but if you could arrange for your head to be, let's say,
Yıldızların büyük çoğunluğu o kadar uzaktalar ki fark edilebilir bir ıraklık açısı değişimi göstermezler.
The vast majority of stars are so much further away that they exhibit no perceptible parallax shift at all.
1912'de akademik bir tezde yayınlandığı yıl içinde Samanyolu Galaksisinin büyüklüğü yüz bin ışık yılı olarak ölçüldü. Güneş'in de merkeze değil, kenara yakın olduğu anlaşıldı.
Within a year of the publication of the paper in 1912, the size of the Milky Way galaxy had been measured and shown to be 100,000 light years across, with the sun not near the centre, but close to the edge.
Yani burası bizim uzay ve zamandaki yerimiz Büyük Patlama'dan 13.8 milyar yıl Samanyolu Galaksisinin merkezinden 27.000 ışık yılı uzakta ana sekans bir sarı yıldızın yörüngesindeki kayalık bir dünyada...
So this is our place in space and time - 13.8 billion years from the big bang 27,000 light years from the centre of the Milky Way galaxy on a rocky world orbiting a yellow main sequence star.
20 yıldır antika işindeyiz ama hiç "sadece randevuyla" levhasını asmadık.
We've been in the antique business for 20 years, and never have we been by appointment only.
Birisi 30 yıldır, diğer ikisi yaklaşık beşer yıldır.
Uh, one guy, 30 years, the other two about five each.
30 yıldır onları içeri tıkıyorum.
I've been putting them in jail for 30 years.
Civic Sushi, Yelp'te 4,5 yıldız almış..... öğlene kadar açık büfe.
Civic Sushi has four-and-a-half stars on Yelp, all you can eat till noon.
Tamam, çoçukklar, Birkaç yaşlıyı yukarıya kitledim yani birşeylerin kırıldığını ve birisinin bağırdığını duyabilirsiniz ve dağ köylüsü biz anlamıyoruz, ve bunun dışında, muhteşem bir şükran günü geçireceğiz.
Okay, guys, I just locked a couple of old people upstairs, so you might hear some yelling and crashing and hillbilly slang we don't understand, but outside of that, we're gonna have a great Thanksgiving.
Lance'in kanser tedavisi gördüğünü biliyordum ama onca yıldır yaşanan inişler ve çıkışlar bizden geriye bir şey bırakmamıştı.
I saw Lance through his cancer treatment, but after all the years, the high, the lows, neither of us had anything left. I mean, it was all amicable. Do you know what he was doing in town?
Kırmızı tilkilerin kışın bu ilk dönemlerinde bu alanda kalmak için geldikleri 30 yıldır ilk defa bu yıl oluyor.
It's the first year in 30 years that red foxes have come around this area to stay so early in the winter.
Yıldızların altında yapacaktık ama kendimizi haber kamerasının altında yaparken bulduk.
We were gonna do it under the stars, but we wound up doing it under a news chopper.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]