Zalimlik перевод на английский
294 параллельный перевод
- Zalimlik.
- Cruel.
Bu zalimlik olur.
That would be cruel.
Sizce de zalimlik mi?
Do you think it was cruel of her?
Bir gazeteyi memnun etmek için adamı uykusunda asmak zalimlik.
That's kind of raw, Roy hanging a man in his sleep to please a newspaper.
Bazen zulme karşı sessiz durmanın da zalimlik olduğunu düşünüyorum.
Sometimes I think it ain't right to just stand and watch.
Dr. Jaquith, zalimlik annelik içgüdüsünün ifadesidir diyor.
Dr. Jaquith says that tyranny is sometimes the expression of the maternal instinct.
Senin için bir şey ifade eden iki şey oldu hep güç ve zalimlik.
There are only two things that have ever meant anything to you... power and cruelty.
Din, çoğu zaman bir bağnazlık ve zalimlik maskesi taşıyordu.
Religion too often wore a mask of bigotry and cruelty.
- On yıllık bir zalimlik ve...
- Ten years of harshness and...
Hâlâ zalimlik, ha?
As cruel as ever?
Sanki dudaklardan bir zalimlik okunuyordu.
One would have said that there was a touch of cruelty in the mouth.
Dünyada zalimlik olduğu gerçeğini anlamaya başladı. Sadece kendini ondan korumaya çalışıyor.
She's beginning to realize the fact that there's cruelty in the world... and she's starting to protect herself from it.
Başkasından bir çocuk sahibi olmanın neyi zalimlik?
What's cruel about having another child?
Ne zalimlik! Anne, böyle konuşma!
Mom, stop him from saying those things!
Zalimlik etmek istemedim. Biliyorum.
PERHAPS I AM BEING CRU EL.
İğrenç ellerindeki zalimlik akıl alır boyutta değil.
But do cruelties unbelievable.
Daha çok bir ülkenin geneline yayılmış, devlet kökenli, adaletsizlik ve zalimlik sınırlarında ve tüm medeni toplumlarda ahlak ve yasal kuralları ihlâl eden büyük suçlardı.
Rather, the charge is that of conscious participation in a nationwide, government-organised system of cruelty and injustice, in violation of every moral and legal principle known to all civilised nations.
Bunu sizinle paylaşacağımı nasıl düşünebilirsin, kan üzerine kurulmuş bir taht, peşinden gelen adamların baskısı, adaletsizlik, zalimlik?
How can you think that I'd share with you a throne that is founded on blood, oppression of his fellow men, injustice, cruel power?
Bu zalimlik.
This is cruel.
Bayan Fitzpatrick eğer sizseniz, beni oyalamanız korkunç bir zalimlik.
Mrs Fitzpatrick - if you are she - it's a little cruel to divert yourself at my expense.
Bu ne zalimlik!
Such cruelty!
Zalimlik veya vahşet olmadıkça.
Unless it's unkind or violent.
Bundan böyle zalimlik yok.
No more brutality.
Zalimlik kılıcınla durmaz.
And the cruelty doesn't stop with your sword.
Reiting ve Beineberg'in onu cezalandırış şekli öğrenciler arasında adet olan bir zalimlik.
The way Reiting and Beineberg punish him is customary cruelty among schoolboys.
Ne zalimlik!
How cruel!
Zalimlik için silah kullanmayız.
We don't use our weapons for the kind brutality you practise.
Bir zalimlik.
A cruel rictus.
Sözünü tutmuyorsa... onu dövmem zalimlik mi olur?
If I don't whip it when can we be at the Flying Dragon villa?
Birileri sana yardım edebilirmiş gibi davranmak zalimlik olur.
it would be cruel to pretend that anyone could help you.
- Zalimlik.
- It's cruel.
- Zalimlik için mazeret bu mu?
Is that an excuse for wanton cruelty?
Bilmiyorum bebeğim ama zalimlik olsun diye yaptığını sanmıyorum.
I don't know, baby. But I don't think he means to be cruel.
Ben zalimlik yapmıyorum.
I'm not being cruel.
Acı. lzdırap. İnanılmaz derecede zalimlik.
Pain... misery... cruelty beyond belief.
Bu zalimlik.
This is evil.
Ve hatta zalimlik... Zaman akıp geçiyor ama Kilise yaşamaya devam ediyor.
And even cruelty... but time goes on, and the Church lives on.
Hiç böyle zalimlik gördünüz mü?
Have you ever seen such cruelty?
Sizce bu zalimlik değil mi?
Don't you think it's cruel?
- Bu zalimlik, Pee Wee. - İşte geliyor.
- This is asinine, pee wee.
" Zalimlik yaptınız.
" You were wicked.
Ama Güçsüz ve fakirlere zalimlik yapmamalılar.
They shouldn't bully the weak and poor
Sizin gibi saygın bir... Savaşçının, dövüş dünyasına böyle zalimlik eden... bir zorba olacağını... asla ve asla ummazdım.
We never expect... such a reputed boxer could be the most notorious villain in the boxers world
Ne zalimlik, ne aptallıklar...
The cruelty, the stupidity...
- Bu zalimlik resmen.
- That's cruel.
- Bu zalimlik değil.
- It's not cruel. It would be kind!
Onur duyacakları tek şey zalimlik olan barbarlara kurban verildi.
Sacrificed to barbarians, whose only honor is atrocity.
Bunu Paris'tekilere ya da zalimlik yaptığınız yerlerdekilere anlatın.
Tell them about it in Paris or where you bloody well like!
Onu yarım bir yaşama mahkum etmek zalimlik olur.
The cruelty would be to damn her to a half-life.
- Bu zalimlik.
.That's cruel.
Bay Gibson senin masumiyetine inanıyor ancak senin çok büyük bir tehlike içinde olduğunu sana söylememek zalimlik olacaktır.
Mr. Gibson is convinced of your innocence but it would be a cruel deception to pretend that you're not in very great danger.