Zanlı перевод на английский
3,049 параллельный перевод
Zanlılar aranıyor.
The man was led to the arrest and be heard this morning.
Pekala, aradığımız zanlı orada yatıyor.
Alright. We gonna need everybody down there.
Kampüsteki iki hırsızlığın da zanlısı.
He was suspected of two burglaries on campus.
Zanlıyı yetkililer gelip standart prosedürü uygulayana kadar takip ediyorsun.
You pursue the culprit and maintain visual contact Until the authorities arrive - - standard operating procedure.
Bay Piper, bu tehlikeli ve sabıkalı zanlıdan kaçmak için onunla dövüşmek yerine karşı binaya mı atladınız?
Mr. Piper, weren't you so terrified Of this convicted criminal That you launched yourself to the opposite building
Şahit zanlıyla olan ilişkisini anlatabilir.
The witness can characterizeis relationship with the defendant.
- Bu belge zanlının yeni romanı.
This document is the defendant's new novel.
Zanlıyı gördüm.
The defendant ;
Bu zanlıyı sakin tutmanın, ona arkadaşça yaklaşmanın bir yoludur.
It's a way to keep a suspect relaxed, keep things friendly.
Klein'in bir dosyası, zanlısı yok.
He's got no case. He's got no suspects.
Zanlı Battousai adını kullanıyor.
The murderer left the name of Battousai.
Elbette bilgisayar Frank'in bir zanlı olduğunu düşünüyor.
The computer thinks Frank's a suspect, of course.
Frank Weld yolun ilerisindeki milyon dolarlık bir soygunun zanlısı.
Frank Weld is a suspect in a multi-million dollar robbery up the road.
Bir zanlı teşhisi yapabiliriz ancak bir tanık olmadan elimizde bir şey yok demektir, Allah aşkına!
We can do a line up, but without a witness, we have nothing!
Polis, şüpheli ve tehlikeli bir cinsel parçalayıcı olarak tanımladıkları bir zanlıyı arayarak olayı araştırıyor.
Police are treating the death as suspicious and are looking for a culprit that they are describing as a dangerous sexual predator.
Ajan Moretti aradı, bir zanlıyı teşhis etmek için yardımını istiyorlar.
Agent Moretti called, says they want you to help I.D. a suspect.
Olena'yı kaçırmakla tehdit eden yalancı, sadist pezevenk zanlımız öldürmediyse kim yaptı?
If the lying, pimping, sadistic felon who threatened to abduct Olena didn't kill her, then who did?
- Reardon bu işi kurcalamamı istemiyor onun için elimde sağlam bir kanıt olmadan büroya zanlıyı götüremem.
Reardon didn't want me digging back into this, so I can't bring a suspect to the office until I've got something concrete.
Silahlı Soygun Baş Zanlısı Kaçtı.
Head Culprit of Armed Robbery Escapes
Zanlılar istedikleri anda ortadan kaybolurdu.
'The suspect wandered at will.
Eğer zanlımız vurulmuşsa, tedaviye ihtiyacı olacak.
If our perp took a shot, he'd need medical attention.
Bu çocuklar idamlık bir suçtan zanlılar.
These boys stand accused of a capital crime.
Zanlılar Yargıç Wall Hatfield'in.. ... kararıyla serbest bırakıIdı.
"Miscreants discharged by Judge Wall Hatfield."
Ve yeni bir cinayet zanlısı.
And a new murder suspect.
Zanlı George Harris adına tutulmuş odada ne bulduğunuzu mahkemeye söyler misiniz?
And can you tell the court what you discovered in the room registered to the defendant, George Harris?
Peki zanlıyla konuşmayı niye bu kadar çok istediniz?
And why were you so interested in talking to the defendant?
Her zaman tecavüz zanlılarıyla arkadaşlık eder misiniz?
Consorting with rape suspects, as usual?
Zanlının serbest kalmasını istedin.
You wanted the suspect free. He's here.
Doktor Fabrizio Di Giaccomo'nun ölümünden bir ay sonra katil zanlıları beraat ettiler çünkü şahidin ifadesi yetersiz bulundu.
One month after the death of the medic Fabrizio Di Giaccomo, his alleged murderers were acquitted because the witness's testimony is inconclusive.
Anladığınız gibi, bu davayı çözdüklerini sanıyorlar ama dün zanlılarını sorgulamak için dört saatlerini harcadılar.
You see, they think they got this case solved, but they spent four hours interrogating their suspect yesterday.
Ama Yan'ın ölümündeki hainliği keşfedersem zanlının kaçmasına izin vermeyeceğim!
But if I discover foul play behind Yan's death I will not let the culprit go free.
Biri Racetrack'de, tek bir atın bile adını bilemeden, büyük bir meblağ kazandın. Farkında mısın bilmiyorum ama kara para aklama zanlısı durumundasın.
When you win a large sum at the Biri Racetrack without remembering the name of a single horse, excuse me, but you must realize that we suspect you of money laundering?
Potansiyel bir zanlının yanında uygunsuz davranıyordun resmen!
You were just behaving inappropriately with a potential suspect!
Tamam, bir şey söylemeden önce dinle dün geceyi berbat ettiğim için üzgünüm ama herif muhtemel bir zanlıydı.
OK, before you say anything, I'm sorry I messed up your date last night, but he was a potential suspect.
Zanlının o anda engellenemez bir durumda olduğu gibi bir izlenime kapıldık.
We are getting the impression... that the defendant was unstoppable at that moment.
Babanın cinayetinde baş zanlısın.
You're a primary suspect in your father's murder.
Eğer bizden bir şey sakladığınızı bulursak, federal yargıcın önünde zanlı olarak durursunuz.
If we find out you've been holding something back, you'll be standing in front of a Federal judge as a defendant.
Tek zanlı sensin.
- You're a liability now.
Çin Halk Cumhuriyeti Ceza Kanunun 8. maddesine göre... Mahkeme zanlı Timmy Choi'yi 1. dereceden cinayet Firar, yasadışı uyuşturucu üretimi ve satımından dolayı suçlu bulmuştur.
In accordance with the Criminal Law of PRC, the Court... finds the suspect Timmy Cai... guilty of first-degree murder, escape, sale and manufacture of illegal drugs.
Şimdiye kadar zanlıyla ilgili haber yok.
And so far, no reports of the suspect.
Zanlı bilerek kırmızı kuyruklu atmacaları tuzağa düşürüp, sattı.
The accused knowingly trapped and sold red-tail hawks.
Cinayet zanlımızı.
Our murder suspe... ct.
Zanlıyı da biliyoruz.
And we know the culprit.
Zanlının tutuklanmasını ve, kaçma ihtimaline karşılık kefalet isteğinin ret edilmesini talep ediyoruz.
'In addition to the seriousness of the charges of murder,'we would ask Your Honour to consider the defendant's likeliness to abscond.'
Teyit edinceye kadar da tüm zanlılar nezarette kalacaklar.
And until you do, all of the suspects remain in custody.
Baş Müfettiş'i bugün tüm zanlıları serbest bırakmaya ikna etmiştim.
I convinced the chief constable to release all of them earlier today.
Zanlı olduğunu nereden bildiler?
How did they know he would be our suspect?
- Zanlı ardında delil bırakmış mı?
Perp leave anything behind?
En iyi cinayet zanlıları hâlâ Hicks biraderler.
All right,
- Kendisi davanın zanlılarından.
He's a suspect in this case.
Zanlınızı bulmuş olduğunuzu düşünüyordum ben de.
I thought you had your suspect.