Zarardan перевод на английский
188 параллельный перевод
Ve eminim ondan sana zarardan başka bir şey gelmez.
And I'm sure that nothing but harm will come to you through him.
Bunun amacì Bill Dietrich'in tutuklanmamasìna kìlìf uydurmaktì. Ve yakìndan izlendikleri için Amerikan halkìna zarardan çok yararlarì dokunacaktì.
This was to justify the continued liberty of Bill Dietrich... and because, watched closely... they could still help, more than harm, the American people.
Zarardan çok yararı olur bunun bize.
It shall advantage more than do us wrong.
Galip olan o namussuzlara saldırmak, adamlarımıza daha fazla zarardan başka birşey vermez.
Striking at forces bent on victory will only bring greater injury to our men.
"... ülkeyi zarardan korumanız... "
"... to save his nation from harm...
Şimdi... bir buçuk yıldır burada gördüğüm zarardan sonra, bana dönüp diyorsunuz ki'eğer hapse dönmem gerekirse'...
Now... After a year and a half of being harmed, you turn around and say if I should go back to prison...
Onun bize vereceği zarardan kendimizi korumamız lazım.
We need to prevent the harm she might do.
Kaldı ki köy bile olsa, siz bana, benim size verdiğim zarardan daha fazlasını yaptınız.
And even in a village you did me more harm that I ever did to you...
"Zarardan ders alınır."
"is a gain in your wit."
bu üzüntü, sana zarardan başka bir şey vermez... benim bunun için bir özrüm yok.
The sorrow, the wound that I have inflicted on you... I have no excuses for that.
Bak, üçkağıdın anahtarı bir dolandırıcı olarak gerektiği gibi davranarak mükafatını göreceğin ya da zarardan kaçınabileceğin şekilde hareket etmektir.
See, the key to any con is placing the mark in a position where he thinks that reward will come or harm will be avoided if he does exactly as he is told by the character assumed by the conman.
Bana zarardan falan bahsetme.
Don't talk to me about damage.
Bu tabura verdiği zarardan haberi var mı bu herifin?
Does he know the embarrassment he's caused? !
Yeri geldiğinde, zarardan dönmesini bilmek gerek.
There's a time when I think you have to cut your losses.
Hiçbir şey günümü zarardan fazla mahvedemez.
Nothing ruins my day more than losses.
Ne kadar büyük bir zarardan bahsediyoruz?
What kind of damage are we looking at?
Kariyerinize vereceği zarardan ziyade...
Apart from the damage it could do to your career...
"... verdiği zarardan dolayı yaşayacakları bir diyettir. "
"... done by their Communist spy parents. "
Hiçbir şey günümü zarardan fazla mahvedemez.
I don't like losses, sport.
Tüm bu zarardan... sadece sen ve ben sorumluyuz.
You and I have been responsible... for so much destruction.
Kimse ona zarardan konuşmasın.
Ain't nobody talk no hurt to George.
Kurallarımız, onları gerçek ya da hayali her tür zarardan sakınmak içindir, ve bu insan türünün sürekliliğinin de bir parçasıdır.
Our rules are to keep them from harm, real or imagined, and that's part of the continuity of our human species.
Ününe verdiğim zarardan dolayı
For harming your reputation
Trenden cephaneleri alsak bile.... onlara bize verdikleri zarardan ne kadar fazlasını verebiliriz?
And even if we recover more supplies from the ordinance train how much more damage can we inflict on them than they on us?
- Onunla, her türlü zarardan korunursun.
With him, you will be safe from harm.
Odaya verilen zarardan bahsetmek bile istemiyorum.
Not to mention the damage to the room.
Genele bakılacak olursa zarardan çok faydası olmuştur.
On the whole, it does a lot more good than harm.
Esmeralda'yı tanıyorsam, eminim Frollo'dan 3 adım öndedir ve... - kesinlikle zarardan uzaktadır.
If I know Esmeralda, she's three steps ahead of Frollo and well out of harm's way.
Zarardan kâr, kârdan zarar nasıl olur göreceksin.
How to generate a profit from loss, a loss from profit.
Verdiğim onca zarardan sonra, yeni bir ev, ikinci bir şans.
After all the harm I've done, a new home, a second chance.
Şimdiye dek sebep olduğun zarardan daha fazlasına sebep olman için seni burada bırakamam.
I am not leaving you here... so you can do more harm than you've already caused.
Nihayet toplum için bir şeyler yapmaya başladın verdiğin onca zarardan sonra.
You're finally giving something back to the community... after taking so, so much.
Bunlara da bulaşmadan etçiye verdim gitti, zarardan.
We sold these before they got it too. Sold them at a loss...
Duygusal olarak gördüğünüz zarardan dolayı kendiniz avutuyorsunuz.
You are attempting to distract yourself from your emotional damage.
Bana zarardan çok fayda sağlar.
Do more harm than good.
Hastama gelecek zarardan endişe ediyorum.
I'm concerned about harm to my patient.
Haçlı seferlerinin sonrasında Avrupaya, bilimin kıymetli hediyesini getirmesi ile, İslam İmparatorluğu'nun en büyük şehirleri, Avrupanın toplam verebileceği zarardan çok daha korkuncu ile tekrar yok olma tehlikesi yaşadılar.
After shrugging off the Crusades and bringing the precious gift of knowledge to Europe, the great cities of the Islamic empire would be brought to ruin by a force more terrible than anything the Europeans could muster.
Şu an için, en azından. Kendini saklı tut kardeşim, Ve zarardan uzakta.
Keep yourself well-hidden little sister, and out of harm's reach.
Mr. Grisham bu oyunda katılmak isteyen herkesin gazinoyu herhangi bir zarardan uzak tutmak için bu belgeyi imzalaması gerek. kişisel güvenilirlik... falan filan...
Mr. Grisham insists anyone who wishes to participate in our experiment... sign this waiver, absolving the casino from responsibility or damages... personal liability, blah, blah, blah.
- Herhangi bir zarardan sorumlu olmayacakmıyız?
- Yes! - You won't blame us for any damage?
Tehlikeye ne kadar yakın olursak, zarardan o kadar uzak oluruz.
The closer we are to danger, the farther we are from harm.
Ne var ki kaplana asıl tehlike, insanların yaşam alanlarına sürekli, ama acımasızca verdikleri zarardan gelmektedir.
But the major threat to the tiger continues to be the gradual yet relentless, erosion of its habitat by people.
Bebeğe vereceği zarardan korkuyordu.
She was worried about what it would do to the baby.
Bu tesisin göreceği olası zarardan geminiz sorumlu tutulacaktır.
Any damage to these facilities will be charged to your vessel.
İlk baştaki zarardan sonra... Plazma tepkimesi iki güverteyi parçalayacaktır.
Sir, after the damage from the first time, the plasma recoil would probably knock out two decks.
Müvekkilim, bu adamlara zarar vermişse onların vereceği zarardan kurtulmak için yapmıştır.
My client maintains that she killed these men to keep them from raping or killing her.
Zarardan dönmek için geç değil.
It's not too late to cut your losses.
Telefon hatlarının, zürafaların vereceği zarardan korumak için sekiz metreye kaldırılması gerekmişti.
Telephone cable often had to be raised to eight metres to avoid damage by giraffes.
Avucuma verdiği zarardan dolayı Hustler dergisini dava edeceğim
I'm gonna sue Hustler Magazine for giving my wrist carpal tunnel. How's that sound?
Zarardan dönüp onu ele verelim.
Let's just cut our losses right now and turn him in.
Ve son zamanlarda, dürüst olmak gerekirse, görünen o ki ailenize olan en iyi niyetlerim zarardan başka bir şey getirmedi.
And lately, to be quite honest, it seems that all my best intentions for your family have come to nothing but harm.