Zarlar перевод на английский
736 параллельный перевод
Byron, sanırım zarların neredeyse üşütecek.
Byron, I think your dice are about to turn cold.
Zarlarımı bana ver!
Give me my bones!
Zarlar öyle düşmüşse ağlamanın yararı yok.
There's no use crying if the dice happen to fall that way.
Bürolara sızarlar.
- Washington plagues, office seekers...
- İltihaplı zarlar sese iyi gelmez. - Yemeği ne yapacaksın?
lnflamed membranes are unsympathetic to a dialectic.
Kendi zarlarınla oynamana izin vermezler.
They won't let you use your own dice.
- Kendi zarlarını getirme demiştim.
- I said not to bring your own dice.
Bana 7-11 zarlarını verin.
Give me the 7-11 dice.
Zarların hepsi 7-11'dir.
They're all 7-11 dice.
Krause, Bay Murdock'a daha önce attığı zarları geri ver.
Krause, give Mr. Murdock back the dice he had before.
Bir dakikalığına zarları ortadan kaldırın.
Yes. Pick up your dice for a moment.
Zarları ortadan kaldır arkadaşım.
Pick up your dice, my friend.
Yanlış yapılırsa onlar kızarlar.
If it's done wrong they will be angry up there.
Zarlar ne diyor?
What do the dice say?
Zarlar atıIsın.
All right, let the dice go.
Bırak zarlar yuvarlansın.
Let the piece ride.
İşte geldi. Zarların toplamı 9 ediyor.
There they go and he's got nine for a number.
Ve atıcı zarları masaya fırlatıyor.
And the shooter's coming out on a gravy train.
"Zarları o kadar çabuk alma." Derken ciddiydim!
When I say, "Don't pick up the dice so fast," I mean it!
- Gürültü kulak zarlarımı patlatacak!
- Busting my eardrums with his noise!
İki hafta boyunca doyasıya kumar oynadım, zarlar dostumdu kızlar idare ederdi, dişleri düzgündü, soyadlarını hatırlamıyorum bile.
I gambled in green pastures, the dice were my cousins and the dolls were agreeable with nice teeth and no last names.
Kağıtları ve zarları bırakıp
Give up cards and dice
Kağıtları ve zarları bırakıp
Give up the cards and dice
Şansımı döndürmek için kendi zarlarımı kullanacağım.
And to change my luck, I'm going to use my own dice.
Kendi zarlarını mı?
- Your own dice?
Ama bu zarların üstünde nokta yok ki.
But these dice ain't got no spots on'em.
Boş zarları atıp noktaların yerini mi hatırlayacaksın?
You are going to roll blank dice and remember where the spots were?
Şimdi kendi zarlarımı atacağım.
I will now roll you with my dice.
O ve noktasız zarları.
Him and his no-spot dice!
Bu zarları atacağım.
I'm gonna roll these dice.
Başka bir adamın zarlarına uğur getirmez
And blow on some other guy's dice
- Ne oluyor? Atsana zarları!
Roll the dice!
Arvide Kardeş, zarlar sende.
Brother Arvide, your dice.
Şans eseri zarlarımı yanıma almıştım
And by some chance I had brought my dice along
Zarlarını çıkar.
Bring out your dice.
Pao Ching, zarlar!
Pao Ching, the dice!
Zarlar atıldı bir kere.
It's a roll of the dice.
Yoksa kızarlar.
They'll be angry.
Zarları at.
Roll the dice.
Zarları at dedim!
Roll the dice!
Haydi zarlar.
Come on, dice now.
Haydi zarlar.
Come on, dice.
Kulak zarlarımı patlatacaksın.
You'll break my eardrums.
Bay Jamie Tennyson, neredeyse bir iddiayı kazanmak üzereydi ama gecikmeli de olsa, kumarın en yararsız uğraş olabileceğini keşfetmiş bulunuyor. Bu oyun hileli zarlar, işaretli oyun kağıtları veya onun durumunda, alınmış ses telleriyle oynanmış olsa bile.
Mr. Jamie tennyson who almost won a bet but who discovered somewhat belatedly that gambling can be a most unproductive pursuit even with loaded dice, marked cards or, as in his case, some severed vocal chords.
Çift gelmişti zarlar, değil mi?
It was even, wasn't it?
Gerçek zarları kolunun arasına koydun sen!
You put the real dice in your sleeve!
Zarları soğutmayalım.
The dice gets cold.
Çabuk ol Danny, zarlar soğumasın. Amma iş!
Hurry up, Danny, before the dice cool off.
Zarları getirdim!
I got the dice!
Zarları sen at bakalım.
Let's take a swing then.
Zarlar tekti...
The dice were odds...