Zaten geç kaldık перевод на английский
139 параллельный перевод
Zaten geç kaldık.
We're late now. - Huh huh.
- Zaten geç kaldık bile.
- We already are.
Ben ve karım, zaten geç kaldık.
My wife and I are already late.
Zaten geç kaldık, değil mi, Nicole?
- We're already late, aren't we, Nicole?
Zaten geç kaldık.
We're late already.
Zaten geç kaldık.
We're already late.
- Zaten geç kaldık.
- We're late already.
Zaten geç kaldık.
We're already late
Affedersin Leonardo ama zaten geç kaldık.
Excuse me, Leonardo, we're already late.
Ama zaten geç kaldık!
But we're already late!
Zaten geç kaldık.
We're late as it is.
Gidelim zaten geç kaldık.
Let's go, we're late already.
Zamanımız kalmadı, zaten geç kaldık.
No time, we're late!
Zaten geç kaldık. - İşte kostümünüz.
We're late already.
Zaten geç kaldık.
We're late anyway.
Bizi limana kadar götürebilir misiniz, zaten geç kaldık.
Can you kindly take us to the harbor, we are late already.
- Yürü hadi, zaten geç kaldık.
- Come on, we're late.
Zaten geç kaldık.
It's gotten really late.
Zaten geç kaldık kaptan, o yüzden gaza basalım.
We're already late, captain, so let's hit it and hit it hard.
Zaten geç kaldık. İşe konsantre ol lütfen!
We're already late Please concentrate!
Zaten geç kaldık, acaba biraz...
We're already late but could you please...
Bırak onu, zaten geç kaldık.
Leave it alone. We're already late.
Hayır John, zaten geç kaldık.
No, John, we're late already.
Zaten geç kaldık bile.
We're late already.
Zaten geç kaldık.
We are already late.
- Acele et, zaten geç kaldık.
- Hurry up, we're already late.
Zaten geç kaldık!
We're already late!
Tatlım, zaten geç kaldık. Lucy'nin üstü de kiliseye uygun değil.
Oh, well, honey, we're late as it is, and Lucy isn't really dressed for church anyway.
Moss, zaten geç kaldık.
Moss, we're already late.
Yoksa zaman kaybedeceğiz ve zaten geç kaldık...
Otherwise we'll lose time and we are already late...
Zaten geç kaldım. Aile meseleniz yüzünden pazar yemeğimi daha çok geciktiremem. Çıkın dışarı.
You made me late, and I ain't gonna put off my Sunday dinner any longer messing around in a family squabble.
- Zaten çok geç kaldık.
- We are so late already.
Sizin yüzünüzden geç kaldık zaten.
We have been delayed bcause of you.
Gidelim, geç kaldık zaten.
Let's go, it's late already
Zaten çok da geç kaldık.
We were too late anyway.
Geç kaldık zaten.
Got to get going.
Zaten kavga etmek için hep bahane arar. Ben de geç kaldım. Ne şanssızlık...
We have such fights if I'm late!
Yeterince geç kaldık zaten.
We're late as it is.
- Fazlasıyla geç kaldık zaten.
- We're late as it is.
Bu gece tiyatroya gidiyoruz bay Fenner, zaten biraz geç kaldık.
We've tickets for the theater this evening, and we're already a little late.
zaten yeterince geç kaldık bak güneş batmaya başladı!
Man, you won't be able to leave till it's late. And the sun is setting now.
Hanımefendi, şuraya oturun, yeterince geç kaldık zaten.
Madam, sit down here, we are already a bit late.
Zaten bir saat geç kaldık.
We're an hour late already.
Haydi gidelim, zaten geç kaldık.
Let's go.
Pazartesi günü kontrole yarım saat geç kaldığını söyledi. Aradık zaten.
We did just that.
Zaten çok geç kaldık!
We're already late!
Anne çok geç kaldık zaten.
Mom... I'm sorry, we are going to be late.
Geç kaldık zaten. Kitlenmiş her yer.
We're already late!
Zaten geç kaldık. - Kimin umurunda?
- We're already late.
- Geç kaldık zaten.
- We're dead late.
- Zaten senin yüzünden geç kaldık.
- We're already late because of you.