Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Z ] / Zayıfladı

Zayıfladı перевод на английский

388 параллельный перевод
Eski zaman büyüleri artık zayıfladı, ama kimileri hâlâ etkili. İnanıyorum ki kulübenizde, Thot'un Parşömeni duruyor, üzerinde de İsis'in Osiris'i dirilttiği o büyük büyü var.
The ancient spells are weaker, but some of them are still potent, and I believe that you have in your hut the Scroll of Thoth itself, which contains the great spell by which Isis raised Osiris from the dead.
Midem her geçen gün zayıfladı.
1 Iike coffee, and my stomach's been getting weaker every day.
Aküler zayıfladı herhâlde.
Batteries must be running down.
Güvenimin zayıfladığını itiraf ediyorum.
I confess, my confidence is weakened.
Nabzı hızla zayıfladı.
His pulse was rapidly growing weak.
Bütün duvarlar zayıfladı.
They're all shot, those walls.
Hafızamın zayıfladığını mı düşünüyorsun?
You think my mind is failing?
O zaman zayıfladın.
So you're thinner
Çok çalıştığınızda asabi olup zayıfladığınızı söylemiştiniz.
You told me that when you overwork you get nervous and lose weight.
Hepimiz biraz zayıfladık.
We're all a líttle thínner.
Çocukların gittikçe zayıfladığını görüyorum.
I see the children getting thinner and thinner.
Zayıfladın mı sen?
Have you lost weight?
Daha kırk yaşına gelmeden zayıfladığını ve yaşlandığını gördüm, çalışmaktan, çalışmaktan, tıpkı yaşlı bir at gibi, ölesiye çalışmaktan, ve sen tüm emeğini bir günde yok ettin.
I seen him grow thin and old, before he was 40, working and working and working, like somebody's old horse, killing himself, and you give it away in one day.
Ama Güney gücünün ve nüfuzunun zayıfladığını gördüğü düzinelerce Batı kasabasına saldırmaya başladı.
seeing its power and influence wane struggled against the inevitable in dozens of Western towns.
Eğer bu barbarları aramıza alırsak, düşmanlarımız şöyle düşünecek : Mecburdular, çünkü zayıfladılar.
If we take these barbarians in amongst us, our enemies will say is it because we are weak.
Hala ilhamı var ama konsantrasyonu biraz zayıfladı.
He still has his inspiration but his power of concentration has weakened a little.
Biraz zayıfladın mı ne?
A bit leaner?
Kanatlarımız giderek zayıfladı.
And our wings grow weaker.
Biraz zayıfladılar, ama uzun bir yolculuktu.
They're a little thin by now, but it's been a long walk.
Besbelli buraya geldiğimden beri zayıfladım ve güçsüz düştüm.
Obviously I have been weakened Since I have been here.
Kalp kapakçık kaslarının zayıfladığı açıkça görülüyor.
Broadly, that's a weakening of the wall muscle of the heart.
Reflekslerim yok oldu, zihinsel yeteneklerim zayıfladı.
My physical reflexes are down, my mental capacities reduced,
Güneşten uzaklaşırken frenler zayıfladı.
Pulling away from the sun weakened them.
Zayıfladı.
But she weakened.
Gün be gün örümceğin ağına düşmüş bir sinek gibi, gitgide zayıfladı.
Day by day. Like the fly who is the spider s prey. She grew weaker.
İyice zayıfladın.
You've gotten thinner.
Zayıfladım galiba.
Oh, I think I just got slenderer
Sen gittikten sonra gözlerim iyice zayıfladı.
After you left, I lost the normal use of my eyes.
Tan Sze zayıfladığımızı zannederek korumasını indirecektir!
Tan Sze would think that I'm losing power
O kostüme bürünmek için 700 grama kadar zayıfladı.
To 11 / 2pounds to get into that costume.
- Galiba 2,5 kilo zayıfladım.
- I think I lost five pounds.
Domdom, sen bir gecede bayağı zayıfladın yahu.
He won't turn his back on his friends..
Sağlığı zayıfladı.
His health started to fail him.
Hem esnaf hem de tüccarlar zayıfladı.
Both our craftsmen and commerce are weakened.
Karar verildi. Yaşam destekleri de zayıfladığına göre o insanlar gemilerinden en kısa sürede çıkarılacak.
It has been decided, as the support systems are failing anyway, to remove the humans from their ship immediately.
Unutkan olmaya başladım sevgili manevi oğlum Djamil. Ruhani olarak da zayıfladım.
I have become forgetful, Jamil, my spiritual son, and deficient in wisdom...
İç çamaşırlarımlaydım. Zayıfladığımı fark etti.
I'm just in my underwear and he notices I've lost weight.
Dedi ki, "Baba, sen çok zayıfladın."
And he says, "Daddy, you've really lost a lot of weight."
Sadece birkaç günde çöpleri yemediğin için zayıfladın.
You grew thinner after only a few days of not eating junk.
- Sen mi kilo aldın, ben mi zayıfladım?
- You gain weight or am I skinny?
Bedenlerimiz zayıfladıkça zihinlerimiz güçlendi.
While our bodies weakened our minds grew stronger.
Zayıfladın.
You've lost weight.
Bir zamanlar çok şişmandı, sonra inanılmaz miktarda kilo verdi ve çok zayıfladı, bir de sakal uzattı.
At one time, he'd been quite fat, then he'd lost an incredible amount of weight... and become very thin and grown a beard.
- Biraz zayıfladım ama...
I've put on a little- - Go on now.
Hem de yedeklerde orada, şimdiki zayıfladığından beri.
Spare ones are also there, since your current is weak.
Ve gittikçe zayıfladım
I'm becoming weak
Elektro nabız beslemesi zayıfladı.
I can feel it in my data bank! - Nuts to that! There's gotta be somethin'we can do!
Ama eğer kontrolü zayıfladıysa?
But what if his control had weakened now?
son günlerde daha zayıfladı ve güçsüzleşti gibi geliyor bana yani düşündüm ki -
I just feel she`s become so thin and weak lately. So I thought that -
Evet, çünkü atılan çığlıkları ve çığlıkların nasıl zayıfladığını duymuş sonra da araçlar ormana götürülmüş.
Yes, because he'd heard the screams and heard how they weakened, and later the vans were taken into the woods. [Lanzmann] What were the vans like?
Kalkanlarımız zayıfladı.
Our deflector shields are weakened.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]