Zehri перевод на английский
1,181 параллельный перевод
- Önce zehri düşmanına verirsin.
Give your enemy poison.
Bir süre sonra çok yüksek miktarlardaki zehri hiçbir şekilde zorlanmadan yutacak kadar alışıyorsun.
It desensitizes you until you can swallow large amounts of it... with no difficulty whatsoever.
Zehri satan adamı bulduk ve zehrin Babil 5'e giden bir gemiye gizlice sokulduğunu kanıtladık.
We found the dealer who supplied the poison and confirmed... that it was slipped onto a starliner en route to Babylon 5.
Her ikisi de doktorun işi bitene kadar Lennier'in zehri bulaştırmaması için karantina altındalar.
They are both in isolation to protect Lennier from contamination... -... until the doctor is finished.
Bir, Drano ya da fare zehri yutma.
First off, you don't wanna swallow Drano or rat poison.
Churchill de kadına "Bayan, siz eşim olsaydınız, o zehri içerdim." demiş.
"Madam, if you were my wife, I would drink it."
- Buna fare zehri dahil mi? - Evet.
- Hey, does that include rat spray?
Çünkü önünüzdeki şişede, bir düzine Cardassian öldürebilecek kadar fazla voraxna zehri bulunuyor.
Because in that bottle, there's enough voraxna poison to kill at least a dozen Cardassians.
Muskaviçi öldüren, Reese'in kullandığı zehri biliyordu.
Whoever did Muskavich, knew the poison that Reese used.
Bu beyin, fare zehri ya da onun gibi bir zehir yediğini gösterir.
It means that unless this gentleman ate rat poison... the poor devil was murdered.
Bacağındaki doğal bitkiler zehri etkisiz hale getirmiş.
The natural herbs on his leg neutralized the poison and that coconut I. V...
Zehri içer.
He drinks the poison.
İstediğin zehri söyle.
Name your poison.
Merhametine kalmış bir şey. Öldürür ya da diz çöktürürsün. Ya da öfkeli kalbini çevreleyen zehri boşaltırsın.
And at thy mercy... shall they stoop and kneel, and on them shalt thou ease thy angry heart.
Böylece kimin zehri verdiği bilinmeyecek.
... that scrambles the circuits so no one knows who does it.
Peynir, fare zehri.
Cheese, rat poison.
Yine günlük güneşlik bir yazdı, Cecilia bileklerini kestikten ve zehri havaya saçtıktan bir sene sonra.
It was full-fledged summer again, over a year since Cecilia had slit her wrists,..... spreading the poison in the air.
İçine fare zehri koymalısın Bayan Kingsbury.
Ought to spike that with rat poison, Mrs. Kingsbury...
Bu kez çocuğun yerine kirlilik ve zehri denetlemek için yavrunun sütünü tatmasına izin veriyor.
This time she allows him to taste of the infant's milk... checking for poisons or impurities on behalf of the child.
İŞte onun zehri.
Here is his poison.
İçeceğimi düşünerek bardağın içine zehri koyan oydu.
It was he who put the poison in the glass, thinking I would drink it.
Ama zehri benim atölyemden almak Prens için pek kolay olmasa gerek.
But it can't have been easy for the Prince to take the poison from my studio.
Bardağa zehri koyan Kardinal Luis olabilir mi?
That Cardinal Luis could have put the poison in the glass?
Onunla anlaştın, şimdi de zehri Kraliçe'ne götürüyorsun.
You agreed, and now you're taking the poison to your Queen.
Kirpi balığı zehri.
Blowfish toxin.
Hayır, o fare zehri!
No! That's the rat poison!
Paris'teki Yer Sincabı Zehri Fuarı'nda yeni döndüm.
Just got back from the gopher poison show in Paris.
Büyük randevu için zehri gibi görünüyor.
Looking sharp for your big date?
Kuzco için zehir Kuzco'yu öldürmek için özenle seçilen zehir Kuzco'nun zehri.
The poison for Kuzco, the poison chosen specially to kill Kuzco, Kuzco's poison.
Tedavisi için mecburi. Kafasındaki zehri kusması için gerekli.
It's essential to his recovery, a purgative for the toxins in his mind.
Neden ona sadece fare zehri vermiyorsunuz?
Why don't you just give her rat poison?
Her türlü zehri tedavi edebilir, Sana getireyim mi onlardan?
It can cure all kinds of poison, how about I bring some back to you?
Fare zehri yerleştirebiliriz.
We could put out some rat poison.
Bu zehri içmek istemiyorum...
( sing ) For I don't want ( sing ) ( sing ) To taste its poison ( sing )
İçeceğim sunduğun zehri...
( sing ) I will drink Your cup of poison ( sing )
Kurt zehri ve kutsal devedikenlerini aynı rafta tutamazsınız.
You can't keep wolfsbane and holy thistle on the same shelf.
- Gila zehri.
- Gila venom.
Parazitlerin zehri kurbanlarının sinir ve kaslarını felç eden bir yapıya sahip görünüyor.
The parasites venom appears to be designed to... paralyze the nerves and muscles of its prey.
Zehri içmek zorunda olmamalıyım.
Shouldn't have to take the poison.
- Hâlâ zehri atmaya çalışıyor.
- She's detoxing. - From?
Hayatım, ay ışığı vurduğunda, ön azı dişlerindeki zehri görebiliyorum.
Darling. when the moonlight hits you like that. I can just make out the venom glistening on your front fang.
Birinin bu zehri emmesi lazım.
Somebody's gonna have to suck out that poison.
Yılanın zehri kıskançlığın zehri gibidir.
The poison of the snake and newt is the sweat of envy's foot.
Balarısının zehri bir sanatçının kıskançlığıdır. "
The poison of the honey bee is the artist's jealousy. "
Yılanın zehri gibi her nefesimi kuşattı.
A venom, a poison taints my every breath
Dilini çıngıraklı yılan sokmuştur, o da zehri emmeye çalışmıştır.
She got bit by a rattlesnake, and he sucked the venom out of her tongue.
Zehri de kolay içirmişlerdir.
And make him drink hemlock.
"B zinciri, proteinin endositotik alımını tetikleyen glikosid artıklarını toplayıp zehri özümser ve bununla -"
"A B chain binds to glycoside residues which trigger endocytotic uptake of the protein, which internalises the toxin and begins..."
Sence zehri yemiş midir?
So you think she ate the poison?
CIRCIRBÖCEĞİ ZEHRİ
- [Air Hissing ] - [ Coughing]
Bu akşam onun yemeğine fare zehri katacağım, yarın da onu çöpe sallarız gitsin.
- Oh, you try my patience.