Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Z ] / Zenginlik

Zenginlik перевод на английский

682 параллельный перевод
16. yüzyılda, muhteşem zenginlik söylenceleri İspanyol maceraperestleri, bu yalnız yere çekmişti.
In the 16th century, rumours of fabulous wealth drew Spanish adventurers to this lonely place.
İlk bakışta, volkanlar ve mineral zenginlik arasında bir ilişki yokmuş gibi görünebilir ancak aslında vardır.
At first sight there might not seem to be any connection between volcanoes and mineral wealth, but in fact there is.
Peki volkanizmle, mineral zenginlik arasındaki ilişki nedir?
So what is this association between volcanism and mineral richness?
Ve tüm bu hayatın işkenceleri, tozu, gizemi, utancı.. mükemmele dönüştürülmeli, ahenkli bir yaşam, neşe dolu, zenginlik olarak kurulmalıdır.
And all this life of tortures, dust, misery, shame must be transformed into the splendid, harmonious life, full of merriment, wealth and joy.
Zenginlik?
Wealth?
Zenginlik hemen köşede duruyor.
Prosperity's just around the corner.
Daha sonra zenginlik ve huzur dolu günler bizi bekliyor olacak.
Then for a time, we can hope for a rich, rewarding peace.
Güzel dostlukları menüye zenginlik katacaktır.
The pleasure of their company will add to the menu
- ve zenginlik dolu bir yaşam dilerim.
- And the most of prosperity.
13 yıl sonra, içki yasağı ortadan kalktı ve arkasında zenginlik ve güce alışmış suçluları bıraktı ve bu suçlular, halkın yeniden doğmuş yasa ve adalet olgularına alışamadılar.
After 13 years, Prohibition is dead leaving in its wake a criminal element used to wealth and power but unable, for the most part, to cope with the new determination by an aroused public that law and order should once more reign.
Gençlik, sağlık, zenginlik.
Youth, health, wealth.
Zenginlik gösterisini bırak.
You can cough up that silver spoon now.
Dostumuz Birherari'ye önemli bir ticaret ve zenginlik getirdi.
Our friend here has brought much trade and prosperity to Birherari.
Tanrı bana zenginlik ve güzellik bahşetmiş olsaydı... şu an sizden ayrılmak bana ne kadar zor geliyorsa... benden ayrılmanın size de bir o kadar zor gelmesini sağlardım.
And if God had gifted me with wealth and beauty... I should've made it as hard for you to leave me as... As it is now for me to leave you.
Sanki karım olabilirmiş gibi davrandım hatta ona zenginlik veremeyecek olsam dahi.
I pretended that she would have become my wife... even if I'd been unable to give her wealth.
Seni harap olmuş, itaatkâr, zenginlik ile aptallaşmış bulmayı tercih ederdim.
I'd prefer to find you ravaged, submissive, rendered stupid by wealth.
Gördüğün gibi Beragonlar'ın gururu zenginlik içinde yüzmüyor.
As you can see, the pride of the Beragons isn't rolling in wealth.
Bir kıtayı satın alabilecek kadar zenginlik ve bize bir bakın.
Riches enough to buy and sell a continent, and look at us.
Bunun sevmeyi öğrendiğin güç ve zenginlik için... ne kadar büyük bir tehdit olduğunu açıkla.
Tell what a threat it was to the power and the riches... that you'd learnt to love so much.
Yeterince zenginiz, demiştin. Ama bu zenginlik benim alın terimle oluyor!
Sure, you said "We're rich enough", like the rest of them.
Bunu alırdın ama zenginlik birkaç hafta içinde gözünden düşerdi.
You'd have taken it on. But only after sneering for weeks at the decadence of the rich.
Size ömür boyu sağlık mutluluk ve zenginlik dilerim.
Wish you all the health, happiness and wealth in the world.
- Buraklarda zenginlik olmaz.
- You'll never get rich around here.
- Örümceğin bacakları zenginlik demektir.
- Spiders'legs - that mean riches.
Her hafta gelip iyi şans ve zenginlik hakkında... hikayeler anlatan falcıyı da biliyordum.
And I knew the fortune-teller who came every week... with his tale of good luck and riches.
Yapan ister yağmacı zenginlik olsun isterse de yağmacı sefalet.
Whether by predatory wealth or predatory poverty. "
- Zenginlik...
Rich.
Sanayici ve iş adamları zenginliklerine zenginlik katarken halk gitgide yoksullaşıyor.
It causes poverty among common people while industrialists and businessmen keep getting richer and fancier.
Evet, fakat zenginlik ve saygıdeğer olmasına ek olarak kıskanç ve şerefli bir polis memuru olduğu ortaya çıktı.
Yes, but besides being rich and respectable, it turned out that he was an honorary police official and he was jealous.
şimdi şunu yaz... zenginlik.
Now write the word... wealth
Bir gün zenginlik tanrıçası olacaksınız.
One day you will be goddess of wealth
Zenginlik demek.
It means wealth.
Size zenginlerin oyun alanını göstereyim dedim. Zenginlik mezarlığı.
I thought I'd show you the playground of the rich, the graveyard of wealth.
Zenginlik ve asalet alameti.
It means a rich, important.
"Hayallerin ötesinde bir zenginlik."
"Riches beyond all your dreams."
Zenginlik çok şeyi satın alır, Bay Franklin.
Wealth buys many things, Mr. Franklin.
Güven ve zenginlik içinde, Alp ikliminin verdiği dinçlik sayesinde Fenwick her zaman mutlu bir ülke olmuştur.
Thus, secure in prosperity and invigorated by its alpine climate Fenwick has always been a happy country.
Benden iyi ile kötü arasındaki farkı görebilmeyi istedin, ama bunu kendin için zenginlik için yada düşmanlarını yenmek için değil sadece halkını daha iyi yönetebilmek ve insanların arasındaki huzuru sağlayabilmek için istedin.
Because thou hast asked this thing and hast not asked for thyself long life, nor riches for thyself, nor the life of thine enemies, but hast asked for understanding to discern judgement. Behold, I have done according to thy words.
Böylece karşılaştığın her şeydeki iyilikle kötülüğü aklınla ve kalbinle ölçebilirsin. Yolumdan yürürsen seni dünyadaki hiçbir Kralın sahip olamayacağı bir zenginlik ve onurla ödüllendireceğim
I will give unto thee both riches and honour so there shall not be among the kings of the earth any like unto thee in all thy days.
Eskiden bize gelen zenginlik ve ticaret, şimdi ona gidiyor
And the wealth and trade which once came to us now finds its way to him.
Ama Macario kasabaya zenginlik ve sağlık getirdi onu size vermemek için ayaklanacaklardır!
I warn you though that Macario has brought wealth and health to this town. There will be a riot to defend him!
Zenginlik ve Vaatler Diyarı. "
Land of Wealth and Promise "?
- Bana acı biraz! Zenginlik kötü bir kader.
- You don't know what a handicap it is to be born rich.
Hep derim ya, zenginlik taşınması zor bir yük.
See. Told you it's a handicap to be rich.
Sana şöhret ve zenginlik getirecek ürün.
It's the product that woulda brought you fame and fortune.
Bu zenginlik kaç kişinin hayatına mal olacak?
How many lives does this wealth cost?
Bize verilen zenginlik için teşekkür etmenin zamanı geldi.
Yes, it's a time of great prosperity for us all, and we must give thanks.
Zenginlik bir uyuşturucudur.
Wealth is a drug.
Müthiş bir zenginlik.
It's riches.
- Zenginlik peşinde değiliz!
We seek not riches!
Büyük zenginlik.
Such riches.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]