Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Z ] / Zero

Zero перевод на английский

8,621 параллельный перевод
Ama Allah korusun onu tamamen kaybedersek sıfıra vururduk herhalde.
But if, God forbid, we lost him entirely, we'd hit zero. Zilch.
Sanırım hepimiz bu gece çok eğlendik.
So, I guess we can all agree that tonight was zero fun?
- Kazara sıfır eklemediğine emin misin?
Are you sure you didn't accidentally add a zero?
6, 7, 9, 7, noktaa, 6, 3, 0, nokta, 6, 4.
Six, seven, nine, seven, dot, six, three, zero, dot, six, four.
6, 3, 0, nokta... 6, 4.
Six, three, zero, dot... six, four.
Yine de bu DNA anlamsız.
This DNA, however, makes zero sense.
Ama şu anda birkaç seçeneğin var ve hiç zamanın yok.
But right now, you have very few options and zero time,
Daha fazla gidersem nöro monitörü göremem.
I can't move any more, or I won't be able to zero the neuro monitor.
Sana asgari ücret ödenecek, sözleşmende süre yok.
You'll be on a zero hours contract. - You do know I've just come out of the shovel?
Şimdiye kadar tam olarak... 0 traktör sattım.
So far, I've sold, mm, zero tractors.
Diyecek başka bir şeyim yok.
I got zero more to say.
Böylece bir yere yoğunlaşabileceğimizi biliyor mu acaba?
I wonder if he knows we'd be able to zero in on a location like that.
Sen 1 misin yoksa 0 mı?
Are you a one or a zero?
Elbette, gri noktalar var ama işin özüne indiğinde, sadedine geldiğinde her tercihin arkasında, ya 1 ya 0 vardır.
Sure, there are grays, but when you come right down to it, at its core, beneath every choice, there's either a one or a zero.
Bir 0 olursun.
You become a zero.
O yüzden tekrar soruyorum, sen 1 misin yoksa 0 mı?
So, I'll ask you again... Are you a one or a zero?
Çünkü o bir 0'dı. Tıpkı senin şu anda olduğun gibi.
Because he was a zero, just like you're being right now.
Negatif enerjiyi anlamanın en iyi yolu enerjinin sıfır olduğunu düşünmek.
SO, THE BEST WAY OF THINKING ABOUT WHAT NEGATIVE ENERGY IS IS TO THINK ABOUT WHAT ZERO ENERGY IS.
Sıfır enerji bir hava boşluğudur.
ZERO ENERGY IS THE VACUUM.
Dövme diyorum, sayılardan oluşuyor. Sıfıra doğru sayıyor.
The tattoo - - it's a number and it's counting down to zero.
Yerçekimsel kırılmayı, sıfır noktası enerji bölgelerini ya da kuantum harmonik salınıcını çalışmadım.
I've never even studied gravitational lensing or zero-point energy fields or quantum-harmonic oscillation theory.
Sıfır Kartelinin satışlardan sorumlu başkan yardımcısıyım.
I'm the Vice President in charge of sales for the Zero Cartel.
Elde sıfır durumundayız ve en çok güvendiğim kişileri daha yeni kaybettim.
We're back at zero, and I just lost everyone that I trust the most.
Bu sıfır toplamlı bir oyun.
This is a zero-sum game.
Sıfır toplam, Elliot.
Zero-sum, Elliot.
- Sana da sıfır toplamlı oyun kalıyor.
That leaves you with a zero-sum game.
18 ay boyunca burada yaşamışlar. Hiç acile gitmemişler. İşlerini aksatmamışlar.
They lived here for the last 18 months, and yet never visited an emergency room, never missed time at work, didn't socialize with co-workers, had zero presence online.
Görünüşe göre hiç yok.
Oh. Looks like zero.
Şimdiye kadar hiçbirini bilemedin Karınca Adam.
So far, you're batting zero, Ant-Man.
Zero'lar.
Zeros.
ABD-Meksika özel timinde çalıştım, Zero kartelini çökertmek için.
Worked the US Mexican task force trying to dismantle the Zero Cartel.
Daha sonra bir tane Zero kuryesi geldi.
Then one of the Zero shot-callers showed up.
Yani senin aileni öldüren Zero'yu bulmaya mı çalışıyorsun?
So you're trying to find the Zero that killed your family?
Hasta 0.
Patient Zero.
- Hiç ihtimal yok.
Zero possibility.
Bilemiyorum, belki de şu güzel kamyonetimizle alakalıdır.
I dunno. Maybe it has something to do with this nice Zero ride we got.
Sıfır, hiç, hiçbir şey.
Zero, zip, zilch.
Ölü bacak, sıfır.
Dead leg, zero.
Ama... hiç mi yok?
Instead we've got... zero?
Cips, cola zero.
Jinx. Buy me a Coke Zero.
Cola zero da nedir?
What's a Coke Zero?
"Sıfır, sıfır, sıfır" beni ara demek.
"Zero, zero, zero" is "call me,"
"Sıfır, sıfır, sıfır." Ne demek bilmiyorum.
"Zero, zero, zero." No idea what that means.
Sürtünme kuvvetiyle yerçekimi kuvveti eşitlenir bu da kuvveti sıfır yapar...
Their drag force equals the downward force of gravity, making the net force zero, making...
Ayrıntılı analizler, senin önerdiğin varsayımsal deneylerdeki riski azaltmak için sıfır alternatif olduğunu ortaya koydu.
Further analysis has yielded zero alternatives to mitigate the risks in your proposed hypothetical experimentation.
Aslına bakarsan dünyayı bilgisayar arkasından kurtara bileceğimi düşündüm, "Zero Dark Thirty" nin en iyileri tarafından sırf spor olsun diye avlanacağım değil.
The point is I thought I'd be saving the world from behind a computer, not being hunted for sport by the "zero dark thirty" all-stars.
Bir anlığına seçmenlerin her zaman gerçek sorunlar ile ilgilendiğini ve skandallar hakkında hiç iştahı olmadığını unutmuşum.
For a moment, I forgot how the electorate always cares about the issues and has zero appetite for scandal.
Orada karşı çıkan, Zero'nun babası Indur'du.
That was Indur, walked out. Zero's father.
Bu da Zero'nun tüfeğinden geriye kalanlar mı?
And that's what's left of Zero's rifle?
Zero bu silahın, hayatında gördüğü en güzel ikinci şey olduğunu söylerdi.
Zero used to say that this weapon was the second most beautiful thing he'd ever seen.
Demek istediğim bu sıfır çatışma içeren etkin bir plan.
I mean, this was an efficient plan involving... zero confrontation.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]