Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Z ] / Zeytin

Zeytin перевод на английский

1,035 параллельный перевод
" Barış için tekrar zeytin dalı uzatıldığı an onlar için dönme vakti gelmiş demektir.
When the olive trees of peace again are green, to return.
Konfiçyus ayrıca "Çok martini içen balıkçı sadece zeytin yakalar" da der.
Confucius also say that fisherman who have too many martinis only catch olive.
- Dua etmek için Zeytin Dağı'na gidiyorum.
- I am going to Gethsemane to pray.
Akşam güvercin onun yanına döndü. Ve ağzında yeni koparılmış bir zeytin dalı vardı.
And the dove came in to him in the evening... and lo, in her mouth was an olive leaf, plucked off.
Ve muzip elinde bir zeytin dalı...
And in his sportful hands an olive tree,
Zeytin yağı ve sirke, limon, tuz, biber ve maydanoz.
With oil and vinegar, oil and lemon, salt, pepper and parsley.
Tuzlu balık, rendelenmiş zeytin, baharat ve soğanlı hamur.
It's bits of salted fish, grated olives, spices, and onion batter.
" İyi doğranmış 1 zeytin, 200 gr.
Um. " One olive, finely chopped.
Küdüs'e yaklaştıkları vakit ve Zeytin Dağı'na geldiklerinde İsa iki havarisini göndererek şöyle dedi :
Now when they drew near Jerusalem, and came to the Mount of Olives, then Jesus sent two disciples, saying to them,
Biraz da zeytin ve kuruyemiş lütfen. Ve bolca buz.
Bring some olives and some nuts and lots of ice, all right?
- Zeytin koymuyor musunuz?
- Don't you use olives? - Olives?
- Zeytin mi? Neredeyiz zannediyorsun?
Where the hell d'you think you are?
Zeytin olmazsa... anlamı kalmaz.
Otherwise, you see, itjust... doesn't quite make it.
Hepsi bir araya gelse Bir zeytin tanesi etmez
Added together would be less Than an olive
Sadece tuzlu kraker ve yeşil zeytin kaldı.
I got saltine crackers and green olives. That's all.
Karıma sandöviçi getir, ben de kraker ve yeşil zeytin alayım.
Bring my wife the sandwich, I'll have the crackers and olives.
Zeytin çekirdeği yutup yutmadığımı anlarım herhalde.
I should know if I swallowed an olive pit.
Biraz peynir, biraz da zeytin al. Soğan, üzüm filan.
Buy cheese, olives, grapes, onion and bread.
Yarım kilo peynir, yarım kilo zeytin, bir kilo üzüm, bir kilo da soğan.
Half kilo cheese, half kilo olives, a kilo grapes.
- İçine bir zeytin at...
- Top it off with one olive...
Bir zeytin.
One olive.
İki yetişkin adam, müthiş potansiyelleri var tutmuş bir zeytin dalaşına girmiş!
Two adult men, both with immense potential, - and you fight over an olive!
Bayağı sek. - Zeytin koymuyor musunuz?
- One of the finest surgeons I've ever known, stop.
- Zeytin mi? Neredeyiz zannediyorsun?
Tell "l" Corps that tank is still sitting out there, and this is not a parking lot.
Zeytin olmazsa... anlamı kalmaz.
Colonel, I'm on my way to the orphanage. I'm taking them some sulfa, and I need your initials. - You know, that tank has...
Lanolin ve saf zeytin yağıyla zenginleştirilmiş Chantel zeytin yağı kremi.... Saçınızı yumuşatır, saçınız kolayca taranır.
Chantel olive oil pomade... the one that's rich with lanolin and pure olive oil... to make your hair soft, smooth and easy to manage.
"... süslü bir tabakta tost bir kat havyar kenarı bir kat zeytin limon dilimleri, kaşar peyniri ve şekerle bezenmiş.
"... with an ornamental platter, toast... and a bed of caviar... the border garnished with a bed of olives... slices of lemon, cedar and sugar.
Zeytin yağı, kafur buzu, vibratör, ojeler... bir sürü bok püsür.
The olive oil, camphor ice, vibrator, finger paints... you know, the whole God damn megilla.
Konuşma yapacağız diye bütün her yer zeytin oluyor.
Damn town runs on olives and small talk.
Dış görünüşünü biraz değiştireceğim, bir nevi zeytin ağacında yetişen portakal gibi.
I'II brighten your facade, make oranges grow on an olive tree
Vincent Van Gogh açık hava resimlerinde zeytin ağaçlarını resmetmeye başladı ve buğday tarlasındaki servileri...
Vincent Van Gogh paints Landscape with Olive Trees and Wheat Field with Cypresses,
Zeytin.
The olives.
Biliyorum... 11 numara için zeytin ve bir büyük martini lütfen.
Don't tell me. Black olives and a large Wild Turkey on the rocks for No.1 1.
Galiba biraz zeytin de var.
It's all right.
Ve sonra hepsinin üzerine bir zeytin koy.
And then put an olive on top of each one.
Zeytin tomurcukları....... yumuşak havaya kanarak vaktinden önce çiçeğe durdular.
The olive buds deceived by the balmy weather were blooming ahead of time.
Bilmezsin! Çünkü o zamanlar sen hala altına sıçıp zeytin diye koyun boku yiyordun!
Because at that time you have bin still shitting in your pants - and eating duck shit instead of mulberries!
Öncelikle, zeytin yeşili örtülü ve Macar işi şeritlerle süslü bir karyola, aynı kumaşla kaplı altı sandalye, hepsi de çok iyi durumda ve yanar döner renkli tafta astarlıdır.
First : A fourpost bedstead, with hangings of Hungary lace very elegantly trimmed with olive-coloured cloth and six chairs and a counterpane to match the whole in very good condition, and lined with soft red and blue shot-silk.
Boğazında zeytin mi kaldı?
Yeah? Got an olive caught in your throat?
Zeytin yağı? Tatlı bezelye?
Olive Oyl?
İstediğinizi içebilirsiniz. Ama içinde buz, kamış, vişne zeytin, kokteyl şemsiyesi, meyve veya alev olmadığı sürece.
You can have anything you want, as long as it has no ice, straws, cherries, olives, mixer, umbrellas, fruits or flames.
Uyanınca zeytin ağacı altındaydım.
I woke up under an olive tree.
Zeytin ağacı? Operasyon son fırsatımızdı, kaçırdık.
You made our last operation fail.
Zeytin koruluğunda da kadınların olduğunu görmüştüm.
I saw women in the olive grove.
Hamileliğin bir cilvesi de bu işte. Yeşil zeytin kırmızıbiber. Aşeriyorsun.
You know, that's another thing about pregnancy : you get cravings.
Her yerde meyve olacak Avignon'dan gelme zeytin yüklü arabalar.
There'll be lots of fruit and carts of olives from Avignon
Zeytin istemedim.
I didn't order olives.
Kahve, şeker, un, domuz yağı, zeytin, jambon ve tütün.
Coffee, sugar, flour, lard, oil, ham and tobacco.
- İki zeytin.
- Two olives.
Buradakiler siyah zeytin gibidir.
Here they are all like black olives.
20 00 : 54 : 18 : 24 Biraz zeytin, 00 00 : 54 : 21 : 11 bir tane lahana.
Some olives, a few radishes, a cabbage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]