Zilleri перевод на английский
193 параллельный перевод
Rüzgar zilleri.
Wind bells!
Öküzlerin zilleri de yıllardır aynı ama sıkılmıyorsun, değil mi?
A steer bell's the same thing and you don't get tired of it, do you?
Oh, St Mary'nin zilleri
Oh, bells of St. Mary's...
Kayıtlar dengeyi tutturamazsa kayıt ofisinde alarm zilleri çalar.
If the records don't balance, alarm bells ring in the Records Office.
Baltasındaki zilleri nereden aldığını sor ona.
Ask him where he got those bells on the tomahawk.
Hayatım boyunca, kağıt fenerlerden süzülen ışığın vurduğu lotus havuzları ve rüzgarda çınlayan bambu zilleri ile bir çay evini görme hayalini kurdum.
All of my life I have dreamed of visiting a teahouse where paper lanterns cast a light in the lotus pond and the bamboo bells hanging in the pines tinkle as the breezes brush them.
Ardından ölüm zilleri çalar.
Then, death holds the trumps.
Zilleri duyuyor musun, bebeğim?
You hear bells, baby?
Kapı zilleri ve kızak çanları Ve erişteli şinitzel
Doorbells and sleigh bells And schnitzel with noodles
Bu kadar uzun çaldığım için özür dilerim, buradaki zilleri pek bilmiyorum...
I'm sorry I rang so loudly, I don't know the bell here...
Susturun şu lanet zilleri!
Stop that bloody bell!
" Servis zilleri.
" Ring for service.
Zilleri çalıyorum!
One year! I'm ringing bells!
Kutsal Meryem'in zilleri gibi ses çıkarın.
Make her pot ring out like the bells of St. Mary! Glory, glory, glory!
Apartmandaki bütün zilleri çaldım.
Listen, I buzzed your apartment.
Heryerde sirenleri, zilleri ve işaretleri var. Bir de gözcü.
They got sirens and bells and signs all over the place and they got a watchman.
Telefonunuzun zilleri Cennet'teki harplar gibi çalsın.
Let those joyous bells ring out like the harps of Heaven.
Dikkatini dağıtacak etken yok, zilleri falan duymuyor.
Well, he ain't got no distractions Can't hear no buzzers and bells
Düşünce gücüyle ışıkları yakıyor ve zilleri çalabiliyor.
The power of his thoughts can turn on lights and ring bells.
Hadi zilleri çalalım.
Let's ring the bells.
sadece, şu zilleri... nerden bulduğunu soracaktım?
Nothing, I just want to ask you... Where did you get these?
ikinizde aynı zilleri takıyorsunuz
She's wearing the same bells
- Valeleri de yok zilleri de.
"They ain't got no portir, or a bell."
'elçilik'kelimesini anlamadık, çabuk zilleri takın!
We don't understand'embassy'. You better put on Tsak right now!
Zilleri tak, dostum... tak şunu.
Put on the bell, friend... Come on
Bu uyarı zilleri çalarken yoğunlaşamıyorum.
I can't concentrate with alarm bells going off.
Baird'ın lanet olası ileri şizofreniklerinin orada... uyarı zilleri devrede.
Baird's up with the goddamn catatonics... and the alarm bells are going off.
[Inek zilleri caliyor]
[Cowbells Ringing]
Hayır, gerçekten, ellerinde zilleri şarkı söylerler...
- With his little cymbals, singing.
O kilise zilleri, 10,12 yıldır çalmadı.
[Ben] OH, NO. THOSE CHURCH BELLS HAVEN'T RUNG IN 10, 12 YEARS.
Çalın zilleri kutlayalım
So ring the bells and celebrate
Bir saat kulesindeki zilleri falan mı çalıyorsun?
Ringing bells in a clock tower somewhere?
Zilleri unuttum.
I forgot the cymbals.
Hiçbirinizde alarm zilleri çalmıyor mu?
Doesn't this set anybody's alarm bells off?
# Kapı zilleri ve kızak zilleri Ve bir şey bir şey eldivenler #
Doorbells and sleigh bells And something with mittens
Onun büyük zilleri var mı?
. Does she have big hooters?
Zilleri yanına al... ki dünyanın haberi olsun bir orospunun geldiğinden!
And take these bells with you, so the world will know the whore is coming!
Acayip okul zilleri içinde Jostens'ı dinleyin.
And for totally outrageous class rings, it's Jostens.
Ben bu taraftaki zilleri çalacağım,.. ... ve sen de diğer taraftakileri.
I'll ring the bells on this side and you do it on the other side.
Durmaksızın o anlamsız zilleri birbirine vurup duruyor vuruyor, vuruyor, vuruyor.
It just keeps banging on those meaningless cymbals endlessly, and going and going and going.
Belki her geri çekilişinde çalan zilleri vardır.
Maybe she has a bell that dings whenever she backs up.
"Cadılar Bayramı, kapı zilleri, şeker, hadi toplayalım ve..."
"Halloween, doorbells, candy, let's pick it up and..."
Zilleri duyuyorum. Hazırım.
- I hear the bells.
Minyatür UAV, zilleri ve düdükleriyle beraber.
Miniature UAV with all the bells and whistles.
Hiç kimse "İşte, cehennem zilleri, Margaret" diyemeyecek,
Nobody will be able to say, " Well, hell's bells, Margaret,
Aşağıdaki zilleri çalamaman ne kötü.
Too bad you don't have the cock part down.
Tüm bu karları yarmak ve zilleri çalmak falan bu Sam'la yaptığımız şey.
All the dashing through the snow and jingle bells? That's what I do with Sam.
Cal zilleri.
Smash you cymbals.
Onların alarm zilleri çalıyor.
Them alarm bells are ringing.
Ara sıra bitkin düşmüş bir memur özellikle akşamları ve geceleri biraz oyalanmak istediğinde zilleri bağlar, o zaman cevap alırız.
You are very silent, Mr. Surveyor.
St. Mary'nin Zilleri'ni kastetmedim.
- Yes. but by "chime"