Zirvesine перевод на английский
367 параллельный перевод
Konu yıldızlardan açılmışken bu akşam aramızda genç bir bayan var. Kanımca mesleğinin zirvesine ulaşacak.
And speaking of stars there's a young lady here tonight who, in my opinion is destined to reach the top of her profession.
Dünyanın en yüksek dağının en yüksek zirvesine... dünyanın gökyüzü ile buluştuğu, ve Şafak Tapınağının olduğu yere.
[Djinni] On the highest peak of the highest mountain of the world... where earth meets the sky, and there is the Temple of the Dawn.
Tepenin zirvesine varmalarını bekle.
Wait until they've reached the crest of the hill.
Frankie'yi yakaladığım zaman zirvesine çıktığın pislikten kurtulmak için içinde bir his uyanır diye düşünmüştüm.
I thought when I got Frankie you'd have sense enough to climb up off the trash heap.
Sadece bir kaç yıl içinde kariyerimin zirvesine çıkacağım çünkü insanlara istediklerini veriyorum.
In just a few short years I'll shoot to the top of the profession because I'm gonna give the public what it wants.
Zirvesine çık ve Sim'den gelecek işareti bekle.
Post yourself on top and wait for Sims'signal.
Bu yamacın ilk zirvesine telsiz teçhizatı ile çıkıyorlar böylece buzulun üzerindeyken Servoz ile irtibatı sürdürebilecekler.
They're going up to the first peak on this side with radio equipment so they can keep in touch with Servoz on the glacial.
Empire State Building'in zirvesine ne dersin?
The top of the Empire State Building?
Piramitlerin zirvesine, katedrallerin kubbesine, Eiffel Kulesine.
Tops of pyramids, domes of cathedrals, the Eiffel Tower.
Hayır. Ve şimdi, dağın zirvesine yaklaşırken sana ihtiyacım var, çünkü bana karşı dürüstsün.
And now, when I'm coming to the top of the mountain I need you, because you level with me.
Eğer kötülüğün zirvesine ulaşmak istiyorsan kanlı yolu seç.
If you choose the path of bloodshed, then climb to the very pinnacle of evil.
" 11 Aralık, yaylanın zirvesine ulaşıldı.
"December the 11th, reached the top of the plateau."
İşte oradalar, tepenin zirvesine geliyorlar.
There they are, coming over the top of the hill.
Büyük bir öpücük alsam büyük ihtimalle şu tepenin zirvesine ulaşırım.
If I had a big kiss, I could probably beat it to the top of that hill.
Biz burada, Olimpos Dağı'nın zirvesine çıkmışken senin tek derdin atlamak.
Here we are at the top of Mount Olympus, and all you want to do is jump off.
Herkes mesleğinin zirvesine çıkmak ister.
Every man wants to get to the top of his profession.
Teknolojiniz, dediğinize göre, son iki bin yılın zirvesine mi ulaştı?
Your technology, you say, reached its peak over two thousand years ago?
Önce bir gökdelenin zirvesine indik.
First of all, we land on top of a skyscraper...
Hint bilginleri ve rahiplerle, Tibet'te dağların zirvesine gittim.
I went to Tibet, to a mountaintop, with swamis and monks.
Bu işi başarırsa kariyerinin zirvesine ulaşacak.
If he pulls this off, i ll be the summit of his professional career.
Sürmüş hepsini tepenin zirvesine...
# He marched them up to the top of the hill
Efendim, bir gün Kraliçe'nin evini soyup mesleğinizin zirvesine ulaşacak mısınız acaba?
Sir, I often wonder whether one day you're going to top your career by doing a job on their house.
Dağın zirvesine çıkmama izin verdi.
And He's allowed me to go up to the mountain.
Sefer, benim liderliğimde. Kilimanjaro Dağı'nın iki zirvesine de tırmanacağız.
I'm leading this expedition - and we're going to climb - both peaks of mount Kilimanjaro.
Dagn zirvesine.
To the mountain, to the top.
Gezi ekibinin başında ben varım ve Kilimanjaro'nun iki zirvesine de tırmanacağız.
I'm leading this expedition... and we're going to climb both peaks of Mount Kilimanjaro.
Kilimanjaro'nun zirvesine doğru yukarı gideceğiz.
We start off simply up Kilimanjaro...
Rommel ise, kariyerinin zirvesine ulaşmıştı. Hitler onu Mareşal rütbesiyle taltif etti.
For Rommel it was height of its career e the grateful Führer promoted it the Marshal-of-Field.
Dev yırtıcı kuşlar kayanın zirvesine yuva yapmışlardı.
Giant birds of prey built nests on the summit of Ship Rock.
Konuyu akıl süzgecinden geçirmemiz gerektiğini düşündüğümü söyledim. Konuşmaya başladım. Eğer şimdi yapmadıysak, askerî seçeneklerden ziyade, savaşın politik zirvesine ilişkin şartları düşünmeye başlamalıyız.
I started to speak and said that we had to go to the doctor if, in this height, we did not start to think in an outcome politician of the war instead of a military outcome.
Dağın zirvesine çıkmalıyız.
We must get to the top of that mountain.
Bu bacakla asla dağın zirvesine çıkamaz.
His leg - he'll never make it to the top of the mountain.
Sebebi ne olursa olsun, kangurular zıplamayı güç ve zerafetin zirvesine taşımıştır.
Whatever the reason, the kangaroo has brought the hop to a marvellous peak of power and grace.
Dehasının zirvesine ulaşmış olsa da depresyon ve en basit düşünceleri bile aklında tutamayacağı güvensizliğiyle boğulmuştu.
Even as he approached the summit of his genius, he was plagued by depression and doubts about his ability to retain even the simplest thoughts.
" İsa Peygamberi yüksek bir dağın zirvesine çıkartıp...
Of course you would. But, sadly, the enemy have not added to the German Army entrance form the requirement,
" İsa Peygamberi yüksek bir dağın zirvesine çıkartıp...
" A-And he took the Lord up to the top of an high mountain
İki hafta sadece işle ilgilenirsek, formumun zirvesine dönerim.
I think two weeks of... strictly business, and I'll be back in peak shape.
Delireceğim ya da çılgınlığın..... zirvesine erişeceğim.
I go insane, or I attain The highest point of pure madness.
.. zirvesine erişeceğim.
The highest point of pure madness.
İki gün dağlarda yol alırsak, cennetin zirvesine ulaşmış oluruz.
Two days into the mountains and we'll be at the heights of heaven.
Bizi daha iyi görebilmesi için tepenin zirvesine çıkmaya çalışıyoruz.
We'll try to get to the top of the hill so he can see us better.
Ritchie'nin şarkısı kurşun hızıyla müzik listelerinin zirvesine çıkacak.
Ritchie's got a song headed for the top of the charts, with a bullet.
Kaliforniyalı olan bu genç, daha 17'sinde... Donna, La Bamba ve Come On, Let's Go parçalarıyla... müzik listelerinin zirvesine yerleşmişti.
At 17, this youngster from Pacoima, California won a place at the top of the charts with his hits, Donna La Bamba and Come On, Let's Go.
Tepenin zirvesine doğru biraz daha çıkmaktaydı.
He was going a little farther on, to the top of the hill.
Bizim ürünlerimizle sizin dağıtım yeteneklerinizin bileşimi... Pemrose'u bir anda sektörün zirvesine taşıyabilirdi.
The combination of our products and your distribution capabilities... could vault Pemrose right to the top of the market.
Charing Kavşağı'nda dördüncü kattaydı, ve hiçbir zaman mesleğinin zirvesine oynayamadı.
Four floors up on the Charing Cross Road, and never a job at the top of them.
Bu turnuva bir bitsin, seni bir haftalığına uzaklara götüreceğim. Seni Blue Ridge Dağı'nın zirvesine çıkaracağım.
I'm gonna take you up to the tiptop of Blue Ridge Mountain.
Dağların zirvesine, mavi-gökyüzü kumsallarına, unutulmuş göllerin kıyısındaki, ceylanların gizli bölgelerine, her yere, ona aşkını verdi.
On mountain peaks, on sky-blue beaches, in the secret layers of gazelles on the shores of forgotten lakes, everywhere, she gave him her love. We had a son.
Ninja seviyeniz artık zirvesine ulaştı.
Your ninja skills are reaching their peak.
Güneşleri var, denizleri var, ama Hawaii'yi alıp tüm o lavıyla bereber McKinley zirvesine bıraksanız da, hala miskin bir sömürge topluluk olarak kalacaktır.
They got their sun, they got their water, but you could take Big Island, plop it on top of Mount McKinley, with all its lava, still have room for a leper colony.
Ama Olasılıksızlık Dağı'nın zirvesine tek çıkış rotası bu değildir.
But this isn't the only route up Mount Improbable.