Zlatan перевод на английский
110 параллельный перевод
Ama insanın vicdanını sızlatan bir yanı var.
She's got something on her conscience.
Her adamın vicdanı bu iç sızlatan cinayetlere karşı vuruşacak bin adam eder.
Every man's conscience is a thousand men to fight against this guilty homicide.
Yüreğimizi sızlatan bir ortamda yetiştiğinizi artık hepimiz biliyoruz.
We're perfectly aware that you grew up amid conditions that were heartbreaking. Let me ask you something.
Taşak sızlatan psikopat bir fahişe.
Ball-busting psycho-whore.
Evi, taşak sızlatanı... bu kötü havayı bırakmak mı!
Cut off home, fucking ball-bustering...
Sokunca kemiklerinize kadar sızlatan sivrisinekler.
Mosquitoes that would strip you to the bones.
İçimi sızlatan bir karar oldu.
It was a painful decision.
O kemik sızlatan figanlardan.
One of those bone-chilling moans.
Gözümüzü sızlatan güneşin sarı alevlerini ayna gibi yansıtıyorlar.
Sun reflects from them like mirror, flame yellow, cutting into our eyes.
Aklımda hep kalbimi sızlatan birinin aşkının hatıraları var.
I often think about the one I love Her memory torments my heart
Aslında Vinod son birkaç aydır vicdanımı sızlatan başka bir mesele daha var.
You know Vinod... There's something else, which has been pricking my conscience these last few months.
Ben de sana ağız sulandıracak, komik, kalpleri sızlatan hikayeler anlatmaya devam edeceğim.
I'm going to continue telling you juicy stories, funny stories heart-tugging stories.
Memleketin kemik sızlatan soğuğunu özlemeye başlıyordum.
Just as well, really. I was beginning to long for the bone-chilling cold of home.
- Peki, sıradan mı... yoksa olağanüstü, ayak parmaklarını sızlatan... karnında kelebekler uçuran bir öpücük müydü?
- So, was it a, um, normal kiss... or was it a supernatural, tingling in your toes... butterflies in your tummy sort of kiss?
Dobson'ın serbest kalışı ve yine o zavallı kızlara saldırışı Truby'nin vicdanını sızlatan bir şey olmalı. Mac'inkini değil.
Dobson's release and the attacks on these poor young girls were on truby's conscience, not mac'S.
Hâlâ içini sızlatan bir kelime var.
There's still one word with a power that aches.
Binlerce aile kaybetmenin acısını yaşayacak, milyonlar ürperecek, Uykusuz ve kemiklerini sızlatan bir korkuyla.
A thousand families will ache with loss and millions will shudder, sleepless with a bone-gnawing fear.
Yürek sızlatan bir çaresizlikle.
Gut-wrenching despair.
Kalbini sızlatan şey dışkılar olmazdı Lemon.
It wasn't the feces that got to you, Lemon.
Sızlatan kurul.
The shooting board.
Peki ya sızlatan takım görüşmesi nasıldı?
How about the shooting-team review?
İçimi sızlatan tek bir şey var.
There's only one thing that breaks my heart.
Hadi, Zlatan!
Come on, Zlatan!
Vicdanını sızlatan çok fazla günahın olmalı çocuğum.
You must have so many heavy sins on your conscience, child.
* Kadınların içini sızlatan bir erkeğim, vakit kaybedemem konuşmakla *
♪ I'm a woman's man, no time to talk ♪
Neyimiz varmış burada, bir tane daha. Yürek sızlatan bir türkü.
I have a heart-ringing ballad for you.
Amcam insanın yüreğini sızlatan iki ünlü kuran okuyucusuyla konuşacak.
My uncle will speak with two famous Qur'an readers who "get one's heart to melt."
Kalp sızlatan bir Noel
A break-your-heart-in-two type Christmas
Zlatan Ibrahimovic ya da yeni forvetin tercih ettiği şekliyle, yalnızca Zlatan.
Zlatan Ibrahimovic, or just Zlatan, as the new forward likes to be called.
Zlatan Ibrahimovic.
Zlatan Ibrahimovic.
Zlatan fotojenik mi?
Is Zlatan photogenic?
Zlatan Ibrahimovic, gücü ve tekniği birleştiriyor.
Zlatan Ibrahimovic combines power with technique.
Ibrahimovic, ayakkabı numarası, 47,5! ZLATAN IBRAHIMOVIC, 18 YAŞINDA
Zlatan Ibrahimovic, shoe size 47.5!
Hoş geldin Zlatan.
Welcome, Zlatan.
Zlatan, sen onun yaşlarındayken olduğun kadar umut vadediyor ama kendisi bu sene tam bir baş belasıydı.
Zlatan is just as promising as you were at his age. But he's been a pain in ass this year.
Yeni bir rekor, değil mi Zlatan?
A new record. Right, Zlatan?
Zlatan Ibrahimovic, ya da sadece Zlatan.
Zlatan Ibrahimovic, or just Zlatan.
- Zlatan burada mı?
- Is Zlatan here?
Zlatan, dostum, bu ne yahu?
Zlatan, my friend, what the hell?
İngiltere yok, değil mi Zlatan?
No England, right Zlatan?
Zlatan sahaya!
Put Zlatan in! Put Zlatan in!
Bir sürü fırsat vardı ama Zlatan bizi görmedi. NICLAS KINDVALL FORVET, MALMÖ FF
There were a lot of openings, but Zlatan didn't see us.
Zlatan, gördüğüm en büyük yetenek olabilir.
Zlatan is probably the biggest talent I have ever seen.
Özellikle de Zlatan'ın olgunlaşması gerek.
And Zlatan, in particular, needs to mature.
Zlatan, özünde çok iyi bir adam.
Deep down, Zlatan is such a nice guy.
Ayrıca yeni transferleri Zlatan Ibrahimovic de vardı.
And then they had this newcomer, Zlatan Ibrahimovic.
Görevim, Zlatan'ı markaja almaktı.
My job was to mark Zlatan.
Hakemin bakmadığı sırada, Zlatan bana sağlam bir dirsek geçirdi.
Zlatan elbowed me hard when the ref wasn't looking.
Zlatan çekip gidiyor, çok sinirli.
Zlatan walks away and he's really pissed off.
Djurgården taraftarları da Zlatan'la çok fena dalga geçti.
And the Djurgarden supporters really taunted Zlatan.
Zlatan, resim çekebilir miyiz?
Zlatan, may we take a picture?