Zorlanmak перевод на английский
89 параллельный перевод
Ben onu zorlar gibi yaptım, o da zorlanmak ister gibi yaptı.
I pretended to make him, And he pretended to be forced.
Ama izin verin şunu da ekleyeyim ben aynı zamanda ne istemediğimi de bilirim, ve acele karar vermeye zorlanmak istemiyorum.
But let me add I also know what I don't want, and I don't want to be rushed.
- Zorlanmak mı?
- Forced?
Parası önemli değil. Almaya zorlanmak istemiyorum, o kadar.
I just don't like being sold something I don't want.
Zorlanmak istemem.
No use making hard work out of it.
Zorlanmak?
Coerced?
Gonzo ve yozlaşmış yetkililerin arkasından neden gittiğini anlayabiliyorum... Ama bu adamın tek suçu Gonzo tarafından zorlanmak...
I can understand why you might go after Gonzo and the corrupt officials, but this man's only crime was being forced by Gonzo to -
Ama zorlanmak istemiyorum.
But I don't want to be forced.
Bir şeyler hissetmeye zorlanmak.
Bludgeoned into feeling something.
Zorlanmak hoşuna gitmiyor.
You don't like being pushed.
Sucuk pişirmeye zorlanmak beni delirtiyor.
Being forced to make pepperoni makes me crazy.
Zorlanmak mı?
Difficulty?
Bizler sizin topluluğunuza karışmaya zorlanmak istemiyoruz.
We don't want to be forced into your society.
Bunca yıl hayata değer vermeyi öğrendikten sonra, onu yok etmeye zorlanmak ne acı.
How difficult after all these years of learning to respect life to be forced to destroy it.
Bu kadar zorlanmak için çok gençsin.
You're awfully young to be so driven.
Sizin için korkunç olmalı, onlardan biri haline gelmek, Yıldızfilosu hakkındaki engin bilginizi... Borg'lara yardım için kullanmaya zorlanmak.
It must have been awful for you, actually becoming one of them, being forced to use your vast knowledge of Starfleet operations to aid the Borg.
"Katlanmaya zorlanmak" Risa.
"Forced to endure."
İnsanlık dışı olan asgari ücretle ayakkabıcıda çalışmaya zorlanmak.. ... ve eve geldiğinde kızıl kafalı bir Shih Tzu ( Aslan Köpeği ) olması.
lnhumane would be to force him to work at a shoe store for minimum wage and then have him come home to a redheaded Shih Tzu.
kendi geçmişini silmeye zorlanmak... nasıl bir şey?
Can you imagine what it is like being forced to erase your own past?
[Kıkırdama] "zorlanmak" ile ne demek istiyorsun?
[Chuckles] What do you mean, "compelled"?
Zorlanmak bazen iyidir.
It's good to be forced.
Gizlenmeye zorlanmak.
Forced into hiding.
Paylaşmak zorlanmak değildir.
It is not making a big deal.
Bugün buraya Huckleberry Finn'i evlenmeye zorlanmak için toplandık.
We're gathered here today to force this man... Huckleberry Finn, into holy matrimony.
Ana eve geçmeye zorlanmak bir şey ama artık büyük ev minicik gelmeye başladı.
It's one thing to be forced to move into the big house, but now the big house is feeling tom thumb tiny.
Korunma karşılığında yiyecek ve barınak sağlamak ayrı bir şeydir ortada önceden böyle bir ilişki yokken, barınak sağlamaya zorlanmak ise apayrı bir şey.
It's one thing to provide food and shelter in return for protection, but it's quite another thing to be compelled to provide a home where before there was none.
§ Böylece diğerleri zorlanmak zorunda kalmayacaktı §
§ To give back so that others wouldn't have to go through it §
benimle zorlanmak hakkında konuşmaya bile cüret etme, Buddy.
Don't you even dare talk to me about being pushed, Buddy.
Evlilik, hayatın boyunca hep aynı kadınla sevişmeye zorlanmak anlamına gelmiyor mu?
Isn't being in love where you're forced to have sex with the same woman for the rest of your life?
Ve Japon sömürgecilere yemek yapmaya zorlanmak istemediğinden,... kendi elini bu bıçakla kesti.
And to avoid being forced to cook for the Japanese colonizers, he cut off his own hand.
CIA tahminlerine göre, satılmak veya seks işçiliğine zorlanmak amacıyla yılda 50000 ile 100000 arası kız çocuğu, erkek çocuğu ve kadın ABD'ye kaçırılmaktadır.
According to CIA, annually the USA forward from fifty up to hundred thousand girls, Boys and women employed for prostitution or sold into sexual slavery.
En azından biraz zorlanmak herkes için iyi olurdu, onlara bir kaç şey öğretirdim.
We'd have dug a little hole for them out in the desert, teach them a trick or two.
Zorlanmak, adamın dediği gibi.
Compelled, like the man said.
Sınırlar zorlanmak için vardır.
Boundaries are made to be tested.
- Gerçekten korktuğun ne? Küçük bir odada tıkılıp kalmak ve zaman dolana kadar gevezeliklerini dinlemeye zorlanmak.
Being stuck in a small room and forced to listen to you prattle on until the end of time.
Arkadaşlarınızı vurmaya zorlanmak istemezsiniz, değil mi?
You don't Want to be forced to shoot your friends, do you?
İstediğim şey, birşeylerin merkezinde olmak zorlanmak ve ilham almak.
What I want is to be at the center of things, to be challenged and inspired.
8 saat boyunca fizikmen zorlanmak yok.
No physical duress for the next eight hours.
Yapmak istemediğin bir şeye zorlanmak yapmazsan değer verdiğin birinin acı çekeceğini bilmek?
Being forced to do something you don't wanna do but knowing if you don't go through with it, someone you care about's gonna suffer?
Bazen insanlar biraz zorlanmak isterler.
Well, sometimes people want to be pushed a little.
Bugün zorlanmak bana iyi gelmedi.
Being punished today ruined my mood.
Küçük Suzy Sona artık zorlanmak zorunda değil.
Little suzy sona ain't playing so hard to get no more.
Zorlanmak mı?
A hard time?
- Zorlanmak mı?
- Trouble?
Beni yanlış anlama hala bunun için dövüşmek istiyorum ama ana maça geçmeden bu kadar zorlanmak istemezdim.
- I mean, don't get me wrong I'm still gonna put up a fight but we could have hit the Strip before the main event.
- Ordan dökülmeye zorlanmak?
- just being poured in there?
Düşmanının hayatını kurtarmaya zorlanmak zor olmalı.
It must be difficult to be forced to save the life of your enemy.
Loker, Torres'in demek istediği biraz zorlanmak ve kamçılanmak istediği.
Loker, what Torres is saying is that she needs to be stimulated and challenged.
Beni zorlamasına bile gerek olmadı, çünkü zorlanmak da ayrı bir zevkti.
I just went and, like... it was not even a push. It was, like, an enjoyment to get pushed, you know.
Gölgelerde yaşamaya zorlanmak.
Forced to live fe a li in the shadows.
Sadece Itha'yı işgal etmek için bile zorlanmak...
To have difficulty just invading Itha...