Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Z ] / Zorlarsan

Zorlarsan перевод на английский

259 параллельный перевод
Amacının ne olduğunu anlıyorum. Ancak canlıları evrime zorlarsanız, eninde sonunda çatlaklar oluşacaktır.
[Ivan] I understand what your goal is, but if you push evolution forcibly on living beings, there are sure to be cracks eventually.
Beni hainlik yapmaya zorlarsan Fransız polisine giderim ve bildiğim her şeyi anlatırım.
If you force me to be a traitor, I'll go to the French police and tell them everything I know.
Ben gerçekten korkmam... ve eğer beni zorlarsanız...
I'm not afraid of the truth. And if you're daring me -
Şansını zorlarsan daha da sessiz olacak.
You can make it a lot more quiet if you force yourself.
Beni valinin partisine gitmeye zorlarsanız pişman olacağınız konusunda.
That you might regret making me go to the governor's party.
Henry, bizi buna zorlarsanız, üzüleceğim ama, Kızkardeşinin... almak için gerekli yasal adımları atmak zorunda kalacağız. Hayır!
Henry, as much as I would regret it, if you force us to, we shall have to take the necessary legal steps to secure your sister's...
Sabrımızı bir kez daha zorlarsanız... mahkemeye saygısızlıktan cezalandırılırsınız.
If you once again try the patience of this court I shall hold you in contempt.
Çatışmaya zorlarsan düpedüz cinayet olur bu.
You call his hand, it will be plain murder.
Kendinizi bu kadar zorlarsanız, başarısız olmak kesin gibidir.
Stretch yourself too far and you're bound to fail.
Eğer ki beni zorlarsanız çaresiz bir şekilde ölümüne dövüşürüm, bunca kişiye karşı tek başıma olsam da.
If you force me to, I will fight desperately to the death, no matter the odds against me.
Ve eğer beni zorlarsan, kaçar giderim.
And if you force me to, I'll run away.
Eğer bizi silah kullanmaya zorlarsan, durumun sürekli olur.
In that case, the condition will be permanent.
- Eğer daha çok zorlarsanız...
- If you push him any harder- -
Onunla kalmaya zorlarsanız, evden kaçarım.
And if you try to make me stay here with her alone, I'll run away.
Fazla zorlarsan, seni de bilinmezliğe gönderir.
Push far enough, he'd send you off to oblivion too.
Bu iş için beni zorlarsanız, kalıpları bozabilirim.
If I try to push this job, I could ruin the plates.
Aile babası olan Albert'ı Cani olan Albert'ın varlığını itiraf etmeye zorlarsanız kafayı yer.
If you force Albert the family man to acknowledge the existence of Albert the Strangler he'll go over the edge.
Onu başkasıyla evlenmeye zorlarsan, sadece bir kız olsam bile, size düşman olurum.
If you force him to marry elsewhere, although I am only a girl, you'll know you have an enemy.
Bak seni öldürmek istemiyorum Quincey, ama beni buna zorlarsan Tanrı'ya yemin ederim ki gözünün yaşına bile bakmam! Kalacak mısın?
Now I don't want to kill you, Quincey, but by god's own eyes, I will, right here and now, where you stand if you call me to it.
Daha önce bir Lorda sopa atmamıştım... ama beni zorlarsan, bu işe çabucak alışırım.
I never laid a cane on the back of a Lord before but, if you force me to, I shall speedily become used to the practice.
Beni zorlarsan... çığlığı basarım!
If you keep doing this, I'll scream.
Beni fazla zorlarsan,
If you push me,
Biraz daha zorlarsan, iz kalacak.
Your fingerprints are all over my back.
Bizi bütün gece burada kalmaya zorlayabilirsin ama bu mutlu tatili, seninle kutlamaya zorlarsan Tanrı beni kahretsin.
You can force us to stay here all night, but I'll be damned if you'll force us to celebrate this joyous holiday with you.
Eğer kendini zorlarsan, tedavisi imkansız hasarlara sebep olabilirsin.
If you push yourself, you might do irreparable damage.
Beni bu konuda zorlarsan, serbest tartışma kalmaz, çünkü tartışacak adam kalmaz!
You force my hand and there won't be any free discussion because there won't be anybody left to have it!
Onu zorlarsan, sana neden verecektir.
He will give you reasons if you force him to.
Onları kalmaya zorlarsan, insani haklarını baskılamış olacaksın.
If you force them to stay, you suppress their human rights.
"... zorlarsan kendini... " "... duyabileceksin o şarkıyı. "
If you strain to hear it you will be able to hear the song
Kendini fazla zorlarsan seni durdurma yetkim var.
I have the right to intervene if you push yourself too far.
Beni gazla dışarı çıkmaya zorlarsanız, ya da aptalca bir şey yaparsanız, bu insanlar ölür.
You try to gas me out or do anything stupid, these people die.
Sadece zorlarsan yapıyorlar.
They only do it if you make them.
Morden'ı zorlarsan, eninde sonunda sana gerçeği anlatacaktır.
If you push Morden, sooner or later, he will tell you what happened.
Paul, ne kadar zorlarsan zorla seni hiç kimse "baba" diye çağırmaz.
PAUL, NO MATTER HOW HARD YOU TRY, NO ONE'S EVER GONNA CALL YOU "BIG DADDY." YOU DON'T KNOW THAT.
Şimdi zorlarsan yine aynı şeyler olur.
If you push him right now, it's gonna be the same thing all over again.
- Sen zorlarsan olacak.
- But if you push him! If you ride him!
Balans ayarı şaşmaya başlıyor. Sonra lastikler kelleşiyor. Ardından o kolu ne kadar zorlarsan zorla, antenin yarıya kadar kalktığını o korkunç günü yaşıyorsun.
Your alignment gets all out of whack then your tyre start to get a little bald and then no matter how hard you turn that knob that antenna is only coming half way up.
Zorlarsanız her şeyi açıklarım.
If you challenge me, I'll expose it all.
Eğer meseleyi zorlarsan, Korucular bedelini öderler.
If you force the issue, the Rangers may pay the price.
Tiz bir ses vermeye çalışmak gibi. Fazla zorlarsan, başaramazsın. Şarkının mesajını ne kadar anladıysam dediğinizi de o kadar anladım.
It's like trying to sing a high "C" lf you push too hard, you can't reach it I understand that about as well as I understand the song's message
Biraz odun kafalıyımdır, ama biraz zorlarsan sana her biri için... 50 dolar veririm.
Little knotheaded, but put a pistol to my head, I'd give you fifty each.
Eğer beni, onları aramaya zorlarsanız, sizin açınızdan yazık olacak demektir.
It would be a shame if you forced me to hail them.
Negatif enerjini oraya da yayarsın. Biraz daha zorlarsan, işin tadını...
You know, if you really try you could ruin the experience for the entire patient population.
Beni zorlarsan üst kata, Judy'nin yanına giderim.
If you force me I shall go upstairs to Judy.
belki hafizani zorlarsan hatirlayabilirsin.
If you wanted to go back that far, if you can really remember, it was pretty rough.
Eğer onu gitmeye zorlarsan sırf sana garezinden kalacak.
If you try to force her to leave, she will stay here just to spite you.
Eğer kendini çok zorlarsan öyle diyorsun.
If you try really hard that's what you say.
- Beni zorlarsan o zaman görürsün.
- Keep pushing me, you'll find out.
Eğer beni zorlarsan Komünistlerin ordusuna katılırım.
If you force me, I will join the Communist army.
Beni bir daha zorlarsan ailem gözlerinin önünde intahar edecekler.
If you force me anymore, my whole family will commit suicide in front of you.
Zorlarsan, bir gün pencereden atlayıp, giderim. - Lütfen.
If you do, I swear, one day...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]