Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Z ] / Zümrüt

Zümrüt перевод на английский

504 параллельный перевод
Petrol kuyusu, bir icat ya da zümrüt madeni.
An oil well, an invention, or an emerald mine.
En son gelenin bir zümrüt madeni vardı da.
The last young man we took on had an emerald mine.
Zümrüt Şehir'de yaşıyor ; buradan çok uzakta.
He lives in the Emerald City, a long journey from here.
Ama Zümrüt Şehir için nereden başlayacağım?
But how do I start for Emerald City?
Oraya dönmeyi öyle istiyorum ki, Zümrüt Şehre gidiyorum ; Oz Büyücüsünden yardım almaya.
I want to get back there so badly, Im going to Emerald City to get the Wizard of Oz to help me.
İşte, Zümrüt Şehir!
Theres Emerald City!
Zümrüt Şehir!
Emerald City!
Zümrüt Şehir her zamankinden daha yakın ve güzel!
Emerald City is closer and prettier than ever!
Zümrüt Şehre yıldırım hızıyla!
To the Emerald City, as fast as lightning!
Bu iyi bir zümrüt.
It's a good emerald.
İyi zümrüt dünyadaki en güzel şeydir.
Good emeralds are the most beautiful things in the world.
Bugün sırf zümrüt ve yeşimler içindeydi,... ve ceketinin, tıpkı büyükannemin taburesi gibi,... solgun menekşe renginde harika bir deseni vardı.
Today he's all jade and emeralds, and his coat is the most wonderful pattern of pale violet stripes, just like my grandmother's footstool.
Size bir şeyler getireyim mi? Yiyecek, içecek, biraz cep harçlığı, zümrüt?
Food, drinks, some spending money, an emerald?
Gözlerindeki mavi-yeşil renge ancak bir safirle bir zümrüt beraber ulaşır.
It will take a sapphire and an emerald together to match your blue-green eyes.
Sadece bir Amerikalı zümrüt yeşilini düşünebilirdi.
And only an American would have thought of emerald green.
İşte dışarıdaki zümrüt çayırlar
# And the emerald meadow outdoors
"Materdei bölgesinin zümrüt yüzük skandalından hem acı çekmesi hem de onun tadını çıkarması Ekim ayındaydı."
"... it was in the month of October that the Materdei district both suffered and enjoyed the emerald ring scandal. "
Zümrüt yüzüğün nerede?
Where's your emerald ring?
Zirkon ve zümrüt belki.
Zircons and emeralds, perhaps.
"Hırsızlık." Hırsızlar Piluca Bravo'nun zümrüt kolyesini çaldı.
"Theft." Thieves stole Piluca Bravo's emerald necklace.
Zümrüt, elmas ve inci.
And rubies and diamonds and pearls.
- Elmas ya da zümrüt olur mu?
- Would diamonds or emeralds do?
Şu Ophir şehri, zümrüt ve yakutlar ha, hayır!
His city of Ophir, and rubies and emeralds, no!
Zümrüt ve yakut kokusu peşinde olmalı.
Nosing around for rubies and emeralds, I guess.
Tanrıya inanmak, zümrüt ve yakutlara bakıp salyalar saçmaktan farklı birşeydir.
Believing in God is different than drooling over rubies and emeralds.
Teyzemin bileziği 15 zümrüt kakmalı elmas.
My aunt's bracelet had 15 emerald cut diamonds in it.
Şey, sadece şu merkezdeki zümrüt en azında 10 karat olsa gerek.
Why, that center emerald alone has to be at least 10 carats.
- Zümrüt.
- An emerald.
Zaten zümrüt küpeleri aşırdın.
You already made off with my emerald earrings.
Opal, zümrüt, safir.
Opals, emeralds, sapphires.
Bu Zümrüt Adası üzerinde güzel bir nokta gibi.
It is like a beautiful spot on the Emerald Isle.
Elmas ve zümrüt kullanılmış.
Diamonds and emerald.
Dünyada bilinen en büyük dört zümrüt.
The four greatest emeralds the world has ever known.
Zümrüt beni tahrik ediyor.
The emerald excites me physically, like a man.
Üzerinde zümrüt yeşili çizgiler olan siyah bir kravat.
Black, with thin emerald green stripes on it.
Kırmızı Benekli Kelebek, Zümrüt Kelebeği.
Red Dappled Map, Apple Lycaenidae,
- Yakut ve zümrüt diyorsun?
- You mean rubies and emeralds?
Kader işte, randevusu bir kuyumcuylaydı, yeşil cam da zümrüt çıktı.
As fate would have it, he turned out to be a jeweller. And the green glass turned out to be emeralds.
Tabii ki zümrüt daha çok hoşuma gitti, ama çaresizlik içine düşmüştüm.
I truly prefer emeralds. But I was upset.
Zümrüt gerdanlık.
An emerald necklace.
-... zümrüt gerdanlık.
-... an emerald necklace.
Zümrüt gerdanlık bulundu mu?
Has the emerald necklace been recovered?
11 zümrüt.
Eleven emeralds.
Düşman bir ülkenin Birleşik Devletler'in parasının değerini düşürme planı, ajanlarımızdan biri tarafından 41 karatlık bu zümrüt içine gizlenerek bize gönderildi.
Details of a plan by an unfriendly country to force devaluation of U.S. Currency were concealed by one of our agents on this 41-carat emerald for transit to us.
Zümrüt, yanlışlıkla onun mülkiyetine geçti.
By mistake, the emerald has fallen into his possession.
Öbür gün, Tomar, zümrüt ile Beicosia'dan S.S. Süveyş Kraliçesi'ne binerek Tanca'ya doğru yola çıkacak.
The day after tomorrow, Tomar, with the emerald, will board the S.S. Queen of Suez at Beicosia en route to Tangier.
Ne zaman bir zümrüt kazanmak istesem, hep küçük bir hile yaparım.
It's a little device I always use whenever I wanna win an emerald.
Hemen hemen 200 yıldır ailemde olan bir zümrüt.
A fine emerald that has been in my family for nearly 200 years.
Toprak sarısı, zümrüt yeşili, doğal ombra, çivit mavisi.
Yellow ocher, viridian, raw umber, burnt umber, indigo. I think that's about it.
- Benim zümrüt broşum.
- My emerald brooch.
Birkaç zümrüt için.
Some-some emeralds.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]