Ölmemelisin перевод на английский
54 параллельный перевод
Ölmemelisin!
You mustn't die!
Fan ölemezsin. Fan, ölmemelisin!
Fan you-you-you can't die.
Ölmemelisin, yine birlikte olmalıyız!
You mustn't die. We must live again.
Babacığım, ölmemelisin.
Papa, you mustn't die.
Ölmemelisin.
You must not die.
İnançsız ölmemelisin.
You must not die without God.
Değmez birinin kurşunu ile ölmemelisin. Sen Büyük Fırat'sın.
If you give these oportunities to Woodenleg... you give him reputation for free.
Çok acı verir... Ölmemelisin...
Great pain... you must not die...
Hastalanıp ölmemelisin.
You mustn't get sick and die.
Toyo, ölmemelisin.
Toyo, you mustn't die.
Bugün ölmemelisin
You shouldn't die on this day
Benim içi ölmemelisin
You shouldn't die for me
Şimdi beni bırakıp ölmemelisin, lanet olası.
Don't die on me now, dammit.
Lanet, şimdi ölmemelisin!
Dammit, don't die on me now!
kız kardeş, ölmemelisin.
Sister, you must not die!
Ölmemelisin.
I wouldn't.
Asla ölmemelisin.
You must never die.
- Ölmemelisin.
I don't want to die.
- Ölmemelisin.
I won't let you die... I don't want to die.
- Ölmemelisin.
You're still alive...
- Ölmemelisin.
You mustn't die... I don't want to die.
Doğru, Ölmemelisin.
that is true. You must not die.
Sen ölmemelisin, hayatına devam etmelisin.
You must not die, you must go on living
Bana, sen ölmemelisin, hayatına devam etmelisin demiştin.
You said, you must not die, you must go on living
Ben, "sen ölmemelisin hayatına devam etmelisin" dedim.
I said - you must not die, You must go on living
Sen ölmemelisin hayatına devam etmelisin.
You must not die You must go on living
Neden ölmemelisin.
Why you shouldn't die.
Ölmemelisin.
You must not die
- Esel, sen de ölmemelisin.
You're silly, you don't have to die.
Sen de ölmemelisin, Raki.
So, you can't die either, Raki.
Sen ölmemelisin.
You can't die.
Kahretsin Maya... ölmemelisin
Dammit Maya... you can't die!
Bayım ölmemelisin.
You can't die.
Evet öyledir. Fakat sen ölmemelisin. Kesinlikle yaşamalısın.
Yes, but you must live.
Bayım ölmemelisin.
Don't die...
Ben bile senin gerçekten Seçilmiş Kişi olduğuna inanıyorsam burada ölmemelisin!
If I believe that you ar truly the Chosen One, then you must not perish!
Bu akşam ölmemelisin.
It's not your night to die.
Açlıktan ölmemelisin.
You must not starve to death.
Ama ölmemelisin!
But you mustn't die!
Hapishaneyi görmeden ölmemelisin.
Ain't no use dyin'before you see the big house.
Ama Jeff bir sayı yüzünden ölmemelisin.
But, Jeff, you shouldn't almost die over a number.
Sen şimdi benimle kalıyorsun çünkü bütün bunlar bitene kadar ölmemelisin.
Hey, you stay with me now,'cause you can't die until all of these are gone.
Sen ölmemelisin, Mary.
You don't have to die, Mary.
Benim için ölmemelisin Bon.
You're not supposed to die for me, Bon.
Ölmemelisin.
You can't die.
Olmemelisin
You mustn't die.
Sen ölmemelisin.
You must not die -
Sen ölmemelisin, sen olmazsın!
Not you.