Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Ü ] / Über

Über перевод на английский

50 параллельный перевод
- Partiye katıImak için sabırsızlanıyorum
- I am rapt über lhren man.
Tişörtün çok Amerikancı.
Your tee shirt is very America über alles
Almanya, her şeyden üstün.
"Deutschland über alles!"
"İnsan Nasıl Bir Dev Oldu!" "Herkesin üzerindeki Almanya!"
How Man Became a Giant. Deutschland über alles!
İşçi sınıfıyla birlikte bizi çevreledikten sonra... über sınıfın pisliklerini kürekle temizlettiklerinde mi?
When she's rounding us up with the rest ofthe proletariat... and having us shovel out the stables ofthe über-class?
Tanrı aşkına, über sınıf da nedir Larry?
What the heck is the über-class anyway, Larry?
Wendy yan odadaki süper kızdı.
Wendy was the über-girl next door.
En çılgın partici sendin.
You were the über raver.
Büyük silahlı bir übere boyun eğecek aptal bir kaya yiyici olduğumu mu sanıyorsun?
You think I'm some dumb rock-eater who rolls over for an über with a big gun?
- Über'sin.
- You're an über.
"süper model Daniella Van Graas ile olan nişanını atarak şehre yanlız gelmiş." Saygı dolu, ha?
"Who called off his engagement to über babe Daniella Van Graas arrives in town solo." Respectful, huh?
Als man mich eines Tages bat, etwas über das Fremdsein zu schreiben, darüber, ein Fremder zu sein,
Because when I was asked to write something... about the stangeness or the fact of being a stranger
Man ist sich über die Notwendigkeit, Ausländer aufzunehmen, einig.
We agree on the neccesity to welcome the strangers
Aber ich weiß, dass die ganze Diskussion über das Akzeptieren von Unterschieden darauf abzielt, diese Unterschiede auszulöschen und sie unsichtbar zu machen, wie du es nennst.
But the fact is just like this. When you do something, the feeling of you lies in the process. It's only you who can realize that.
Es geht darum, über diese Modelle hinauszudenken, die nicht mehr funktionieren.
These words are very serious. How about the time-space change in the life?
Süper bir büyücüye dönüşmüş olabilirsin ama bu marangoz alçı duvarlarıyla seni bir sonraki yüzyıla postalayabilir.
You may be a hopped-up über-witch, but this carpenter can dry-wall you into the next century.
Üç öğrenci aynı gizemli über-projeriyadan ölmüş.
Three students died of the same mysterious? Ber-progeria.
Deutscchland, Deutscchland über A lles
Deutschland, Deutschland über Alles
Deutscchland, Deutscchland über alles
Deutschland, Deutschland über alles
Kadınlar düşük IQ'lu, sadece bujilerden anlayan maçoları mı, yoksa hem beyni olan hem de hassas olan gerçek sanatçıları mı tercih ederler?
What he means is, do women prefer a low-IQ über-male who only know about spark plugs, or do they prefer a true artist who has both sensitivity and a brain?
Çılgın girişimcimiz. Ben Üstün Trump'ım.
- I am the "über Trump Murdoch Maximus."
Almanya hep ilerde... ( Alman milli marşının ilk mısrası ).
Deutschland über alles...
Ofisin über, süper, aşmış bulmacacısı. Çözemediğiniz bir şey mi var?
Office of supreme genius puzzle solver.
Muhteşem bir zaferdi.
That was such über pwnage.
Evet kıdemli fahişeler, taze kan geldi.
Okay, über-sluts, we have new meat.
Sorun bu aptal, faşist müzik.
This retarded, fascist, über music is the fucking problem.
Funkyzeit insanların yaşam tarzını etkiliyor.
Funkyzeit is über influential.
Ama son 9 yıldır Diesel adında ve pigme kadar küçük bir çocukla vahşice bir aşk yaşıyorum.
But for the last nine years, ich have been head über heels in love mit a pygmy flight attendant called Diesel.
Bu yüzden ilk işim oyuncu arayan Hollywood ajanslarına gitmek oldu.
Also, ich headed to my first meeting mit a Hollywood über agent.
Amacım, her iki tarafa dünya basını önünde barış anlaşmasını imzalatarak Brüno'yu şöhrete kavuşturmak.
Mein Plan was to get both sides to sign a peace deal in front of the world's press, making Brüno über famous.
Has erkek olacağım.
I'm gonna become über straight.
Bu hadise dünyanın her yerine yayılarak, Brüno'yu ünlü yaptı.
The footage went everywhere, und Brüno became über famous.
- Bilmiyorum. - Kontes aşırı duygusaldır.
- Countess is über-sensitive.
Hadi beyler onu patrona götürelim. Böylece ödüller terfiler, sağlık hizmetleri ve hatta belki kurabiye alırız.
Come on, guys, let's take her up to the über jefes and we'll get rewards and promotions and health care and maybe even cookies.
Ja, über zinirlenmiş.
- Ja, she is über angry.
Omurga destekli yatakların über olduğunu söylemiştim.
Told you posturepedic is the shiznit.
- Ve süper über seksi.
- And she is smoking.
Anlat bakalım şu süper über seksi bayanı bize.
Okay, tell us about your smokin'lady.
Prens Zafran genç ve über zengin.
Prince Zafran's young and uber-rich.
Bak, biliyorum şu anda bana, süper über galaktik bir şekilde kızgınsın, ama gerçekten özür dilerim.
Look, I know that you're probably, like, super uber galactically pissed at me right now, but I'm really sorry.
Bu röportajı yapacağız, herkes seni über ciddiye alacak, ve sonra beni hiçbir zaman terk etmeyeceksin.
We're gonna do that interview, everyone is gonna take you super-duper seriously, and then you're never gonna leave me.
Evet, Schramm, yani, über zengin, korumları falan var, değil mi?
Yeah, Schramm, I mean, he's like a gazillionaire, he's got to have a bodyguard, right?
- Hayır über tuttuk.
- No, we got an uber.
Güzel, über taksi.
Oh, good, an uber car.
- Tek istediğim iPhonundan über gezintinizi görmek bu sayede araba kullanmadığınızı doğrulayayım.
- All I'm asking is to see the uber trip on your iPhone to confirm that you were not driving.
Rachel Duncan, über kaşar.
Rachel Duncan, uber-bitch.
[Almaca konuşuyor]
Immer wenn wir über die Grenze gehen, tuhe ich dass.
Haydi.
( people singing "Deutschland über alles" )
Habersiz girdiğim için über üzgünüm. Ben Mickey.
Hey, super sorry for the barge-in.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]